Fenerbahçe BEKO’yu sezonun ilk 10 haftasında zirveye çıkaran şey oyun kalitesiyle birlikte savunma direnci, yardımlaşma, savaşım ve özgüvendi…
Sakatlıklarla birlikte kaybetmeye başladıkça bunları teker teker yitirdi Kanarya… Geçen hafta Zalgiris deplasmanında da ellerinde kalan son şeyi, özgüveni de felaket bir 40 dakika sonunda bırakmıştılar…
Dün Panathinaikos deplasmanında da sihirli değneğin dokunuşunu beklemek hayalcilik olurdu. Ama rakibin de son haftalardaki görüntüsüne bakıldığında Fenerbahçe BEKO’nun “dirilişi için” böyle bir rakipten daha uygunu arasan bulunamazdı… Bu kadar kaybı bir çırpıda yerine koymak imkansızdı. İlk iş olarak savaşmaya karar vermişti Sarı-Lacivertliler… Doğrusu da buydu. İşler yine yolunda gitmese de – ki oyunun büyük bölümünde gitmiyordu da – mücadele etmedeki kararlılık Fenerbahçe’yi hep maçın içinde tuttu… Bu kez zoru görünce çözülmediler. Evet, 26 hücum ribaundu verdiler rakibe belki… Sadece bu detay dahi bir maçı kaybetmek için yeter de artardı bile… Ama bu defa mücadeleye devam ettiler. Evet, 26 hücum ribaundu verdiler rakibe belki… Sadece bu detay dahi bir maçı kaybetmek için yeter de artardı bile… Özellikle Edwards’ın oyuna girdikten sonra takıma verdiği pozitif enerji, hücuma getirdiği canlılık Sarı-Lacivertliler’in krizden çıkmasına yardımcı oldu. ABD’li şutör, oyuna girdiği andan itibaren takım arkadaşlarına “cesaret” bulaştırdı. 2.22’lik Papagiannis’le bile boğuştu pota altında… Kısacası geri gelinen sürede ateşi o yaktı. Onun oyunda olduğu süreçte, ilk yarıda 4/12’de kalan üçlük isabeti maçın sonuna 12/27 olarak yansıdı. 8/15 isabetle yüzdeyi standartlarına çekince, özellikle de 4 kısaya döndüğümüz son periyotta şutlar girince momentumu lehine çevirdi Kanarya… Son bölümde verdiğimiz onca hücum ribaundu gibi bir de basit top kayıpları işin içine girince gelen maç yine avuçlarımızın içinden gidiyordu. Guduric’in çaldığı top sonrası köşeden bulduğu üçlük “hayat öpücüğü” gibi geldi Fenerbahçe’ye… Uzatmada da Nigel Hayes Davis sorumluluk alıp Panathinaikos’un direncini kıran üçlükleri potaya gönderince Fenerbahçe BEKO, 5 maçlık mağlubiyet serisine sancılı bir 45 dakika ile olsa da son verdi.
Bu noktada önemli olan kazanmaktı. Başta da söylediğimiz gibi Fenerbahçe BEKO’nun bir anda fabrika ayarlarına dönmesini beklemek hayalcilik olurdu. Dünkü savaşım ve mücadele ile gelen kritik galibiyetle kaybolan özgüveni geri kazanacaklarını düşünüyorum. Oyun kalitesi, yardımlaşma ve savunma direncini de yerine oturtmak biraz da coach Itoudis’in takımda “kartları yeniden dağıtması”, rolleri yeniden ve en akılcı biçimde paylaştırmasıyla mümkün olacak. Dünkü maçta doğru beşi bulduktan sonra bu kez fazla kurcalamadı rotasyonu… Bu da onun artısıydı.
Perşembe günkü Bayern Münih maçı ile birlikte 6 maçın 5’ini evinde oynayacak olan Kanarya’nın tekrar yükselişe geçebilmesi için bu dönem iyi bir fırsat…