THY EuroLeague’de yaklaşan Monaco serisi öncesi Fenerbahçe Beko’da Genel Menajer Derya Yannıer, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu. Yannıer’in açıklamaları şu şekilde:
“TÜM ÇOCUKLARIN 23 NİSAN’I KUTLU OLSUN“
“23 Nisan ülkemiz için her zaman çok özel bir gün. Biz de bu özel günde önemli bir Play-off serisi öncesi seyahate çıkıyoruz. Bu yüzden bizim için bugünün anlamı daha da güzel. Ben oğlumu mecburen okulda bıraktım. Onların bugün çok güzel gösterileri olacak. Ülkemizin tüm çocuklarının, geleceğin önemli neslinin 23 Nisan’ı kutlu olsun.”
“Dimitris Itoudis’e de bu 1,5 senede yaptıkları için teşekkür ederim”
“Her basketbol sezonu artık içinde farklı hikâyeler barındırıyor. Bu oyuncular 80’e yakın maç oynuyorlar. Milli takımlarla beraber maç sayısı daha da artıyor. Mecburen fazla sayıda kişiden oluşan bir kadro kurmak zorunda kalıyorsunuz ve sezonun başından sonuna aslında sezon içerisinde birçok farklı iniş çıkış yaşadığınız dönemler oluyor. Bunu yönetmek zorunda kalıyorsunuz. Bu sezon da bizim için aslında böyle bir sezon oldu. Geçen sezonun başında yeni bir yapılanmaya başlamıştık. Geçen senenin başında hedefimizi, Fenerbahçe’yi her sene Final Four’da olduğu, kupalar kazandığı, tekrar Avrupa’nın zirvesine çıkmak için mücadele ettiği yere geri döndürmek olarak lanse etmiştik. Tabii bunu ortaya koyarken de bunun çok zor olduğunun farkındaydık. Ama bir yandan da Fenerbahçe’de hedefleri yüksek koymak zorundasınız. Bu projeye koç olarak Dimitris Itoudis’le başlamıştık. Kendisiyle belli bir planlamaya başladık. Bazen zamanlama olarak, sezonun içerisindeki takım dinamiklerini gözlemlediğinizde cesur kararlar almanız gerekebiliyor. Bu da bu işin bir parçası. O anda dinamiklerin, şartların getirdiği noktada zamanlama olarak da böyle bir değişikliğin takıma faydalı olacağına inandık. O zaman böyle bir karar aldık. Her fırsatta dile getiriyorum, Dimitris Itoudis’e de bu 1,5 senede yaptıkları için teşekkür ederim. Kendisine de kariyerinde bundan sonra başarılar dilerim. Anlaşırken olduğu gibi ayrılırken de medeni bir şekilde oturduk, sebeplerini, böyle olması gerektiğini kendisine anlattık. Profesyonel olarak bizim yükümlülüklerimizi yerine getirmeye devam edeceğimizi söyledik ve kendisiyle ayrıldık.”
“SARUNAS JASIKEVICIUS’LA YENİ BİR SAYFA AÇMAK İSTEDİK”
“Sarunas Jasikevicius’la yeni bir sayfa açmak istedik. Sarunas’ın tabii o dönemde boşta olması bizim için önemli bir artıydı. Kendisiyle o zaman uzun uzun konuşmalar yaptık. Tabii ki bu konuşmalarda bir yandan bu senenin özeli –takım yapısı, hedefleri- bir yandan da geleceği inşa etmek üzerine çok fazla istişarede bulunduk. Kendisine özellikle şu açıdan çok teşekkür ederim: Gerçekten benim de yaklaşım tarzım, anlayışım, çalışma tarzım her zaman şeffaf paylaşım ve iletişimden yana; ilk günden itibaren bu bakımdan gerçekten çok açık ve tamamen benimle aynı sayfada buluşan şekilde duruma yaklaştı. Her zaman aramızda fikir alışverişi oluyor. Elbette fikir ayrılıkları yaşanabiliyor. Bu işin doğrusu o. Ama günün sonunda Sarunas’la iletişim açısından çok iyi bir frekansımızın olduğunu, iyi bir iletişim içinde bulunduğumuzu söyleyebilirim. Bundan sonrasında Fenerbahçe’nin geleceğini inşa ederken bu en büyük güvencemiz olacak. Zaten iyi bir takımımız vardı. Hala ben kadromuzun iyi olduğunu düşünüyorum. Sarunas da zaten gelmeden kadroya inandığı için bu görevi devralmak istedi. Geldiğimiz noktada takım buna çok iyi reaksiyon verdi. Elbette bir sezon içerisinde Avrupa’nın sayılı koçlarından birini bir takımdan çıkarıp Avrupa’nın sayılı koçlarından bir başkasını getirmek çok zor bir operasyondu. O bakımdan yorucu günlerdi ve takımın buna vereceği reaksiyonu da o anlamda kestirmek de kolay değildi. Günün sonunda hem enerji olarak hem de oyuncuların Sarunas’la olan diyalogları olarak her gün üzerine inşa ettiğimiz bir süreç yaşadık. Bu anlamda ben geldiğimiz noktadan memnunum. İnşallah başladığımız Play-off serüveninde bunun meyvelerini toplarız. Tekrardan Fenerbahçe’yi Final Four’a taşımak bizim öncelikli hedefimizdi. 2 sene önce Play-off dışında olduğumuz bir resimden geçen sene son maçta Final Four’u kaçırdığımız bir sürece geldik. Bu sene de inşallah üzerine yeni bir parça ekleyebiliriz ve tekrardan Final Four’daki yerimizi alırız.”
“Euro bazında rakiplerimize göre burada çok dezavantajlıyız”
“Geçen sene biletlemede total ciromuz 4 milyon Euro civarındaydı, 4.5’a yaklaşmıştı. Sezon başı yaptığımız bütçe toplantısında hedef olarak 5.5, 5.6’yı göstermiştik. Kulüpte yaptığımız toplantıda Erol Bey haklı olarak, ‘bu gerçekçi mi? bunu yapabilecek misiniz?’ diye sormuştu. Bugün geldiğimiz noktada 6.2, 6.3’lerdeyiz. Tahminim 6.5’larda bitireceğiz. Bu anlamda özellikle Evren’e ve sonra da Can’a teşekkür ederim. Tabii başlarında da Egemen var. Biletleme anlamında çok iyi iş çıkarıyorlar. Türkiye gibi kurlara endeksli bir yerde bunu yapmak gerçekten çok zor. Maccabi ile Litvanya’da oynadık. Yanılmıyorsam 2 bin 300 kadar bilet sattık. Yaptığımız ciro 120 bin Euro. Biz burada –kombineler dışında- 5 bin, 5 bin 500 bilet satıyoruz. 60-70 bin Euro ciro yapabiliyoruz. Tamamen kur farkından kaynaklanıyor. Pahalı geldiği için bazen taraftarımızı da kırıyoruz, hâlbuki Euro bazında rakiplerimize göre burada çok dezavantajlıyız. Ona rağmen bu anlamda iyi bir iş yapıldığına inanıyorum. Taraftarlarımızı mümkün olduğu kadar kırmadan hem de kulübümüze bir gelir sağlayacak şekilde bir denge tutturuluyor. Bu anlamda çok çalışıyorlar ve bunun için satış ekibine tekrar teşekkür ediyorum.”
“EN BÜYÜK HEDEFLERİMİZDEN BİRİ FİNAL FOUR: KENDİMİZE GÜVENİYORUZ”
“A takımın durumuna gelirsek; tekrar ediyorum, iki sene önce Play-off dışında bir takım vardı. Geçen sene Play-off oynadık, Final Four’u son maçta kaçırdık. Bu sene değişen statüde ilk 6’ya girmek önemli bir hedefti. Baktığınızda bizden çok daha fazla yatırım yapan, çok ciddi hedefleri olan takımlar bırakın Play-Off yapmayı, Play-In’in de dışında kaldılar. Bu nedenle tekrar bir soluklanıp direkt Play-Off’lara kalmanın değerini bilmek gerekiyor. Bundan sonrası için de bugüne kadarkinden daha aç olmalıyız. En büyük hedeflerimizden bir tanesi bu ve bunu sezon başında oyuncularla da net olarak paylaşmıştık. Final Four dışında bir sonuçtan memnun olmayacağız. Şu an o noktadayız. Bu bizim için önemli bir fırsat. Evet, saha avantajını alamadık fakat çok saygı duyduğumuz bir rakip olmakla birlikte Monaco, bizim nerede oynarsak oynayalım yenebileceğimize inandığımız bir takım. Play-Off’ta kimle eşleşirsek eşleşelim anlayışımız hep bu şekilde olacaktı. Kendi oyunumuzu oynarsak üstünlük sağlayacağımızı düşünüyoruz. O anlamda kendimize güveniyoruz. İnşallah dediğim gibi 10 gün sonra burada birlikte Final Four’u kutlarız. Sonrasında orada ne olacağını hep beraber görürüz. Oraya gittikten sonra da biz de herkes kadar kupa için iddialı oluruz. İnşallah o günleri Berlin’de hep beraber yaşarız. Sonrasında Türkiye liginde Play-Off’a gideceğiz. Fenerbahçe’nin hedefi Türkiye’de her zaman şampiyonluk. Türkiye Kupası’nı nasıl aldıysak, Türkiye Şampiyonluğu için de en büyük favori olacağız. İnşallah sezonu bütün hedeflerimize ulaşır şekilde tamamlarız. Sonrasında da sezon bitiyor ama işler bitmiyor. Sarunas’la konuşmalarımızın büyük çoğunluğu ileriyi planlamaya yönelik. Yaz ayları geldiğinde de bu çalışmalar iyice hızlanacak. Sonrasında da adım adım Fenerbahçe’nin geleceği için çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek sözlerini noktaladı.
“Baktığınızda bizden çok daha fazla yatırım yapan, çok ciddi hedefleri olan takımlar bırakın Play-Off yapmayı, Play-In’in de dışında kaldılar.” demek zorunda kalmış garibim Derya çünkü ilk göreve geldiği gün röportajında ,”Obra dönemi en yüksek 3 kulüpten biriydik” diyerek doğruları söyleyip linç yemişti kendi taraftarından…Ben de; “böyle dürüst yöneticilerin kıymetini bilelim” demiştim… Bence yine mümkün olduğunca objektif konuşmuş ancak demeç kısmında işi öğrenmiş!??!?!?!??!?? Derya FB için bir şanstır…