Sezon başladığı sertlikle devam ediyor. Milwaukee Bucks hala yenilgisiz. Seri 9 maça çıktı. Son şampiyon Golden State ise tersi bir grafik çiziyor. Üst üste 4 maçtan mağlup ayrıldılar. Henüz panik butonuna basılacak durumda değiller ama savunmada toparlanmaları gerek. Damian Lillard'la açtığımız sakatlık kulübünün yeni üyesi James Harden oldu. Neyse ki sakatlığı tıpkı Lillard'ın olduğu gibi kısa süreli olacak. Bir ay sonra iki yıldızı da parkede görebileceğiz. Harden'ın yokluğunda Furkan oynama şansı buldu. 11 dakikada 3 sayı fena değil ama Furkan daha iyisini yapmalı. Bir diğer sakatlık haberi Cam Johnson'dan geldi. Onun durumu daha ciddi. Menisküs yırtığından dolayı ameliyat olması gerekli. Los Angeles Lakers hala kötü ancak Russ'ın en azından zarar vermesinin önüne geçecek formülü buldular. Yedekten gelmek Russ'a yaradı. Westbrook 18-20 sayılar atarken artı verimlilik puanları elde etti. Savunma yapıyor. Ayrıca asistleri son anda elden çıkan zoraki toplar değil. Tamamen takımı oynatmaya yönelik bilinçli paslar. Taraftarla da barıştı. Lakers seyircisi Westbrook'un bu çabasını MVP tezahüratı yaparak ödüllendirmeye başladı. Havaya girdi ve kendisini Lakers'a ait hissettiğini belli ediyor. Bu haliyle takas teklifi bile alır. Hatta Lakers gelen teklifi reddeder. İnanması güç ama Russ'ın birkaç maçlık görüntüsü böylesi olumlu. Ne kadar sürdürür bilemem ama 6. adam rolüne evrilmek üzere. Kyrie Irving ise manyaklıklarına bir yenisini ekleyerek antisemitik mesajlar içeren bir filmi beğendi ve sosyal medya hesabından paylaştı. Akabinde yahudi lobisinin haklı tepkisi geldi. Bir süre sessiz kalan Kyrie özür diledi ama 5 maç ceza ve Nike ile yaptığı ayakkabı anlaşmasının iptalinden kurtulamadı. Irving'ın cezası bununla sınırlı kalmayabilir. Çünkü bu defa sert kayaya çarptı. Yahudi lobisi işin peşini bırakacak gibi değil. Ayrıca Nets'in dönüş için şart koştuğu 6 maddeyi yerine getirmesi gerek. Böylesi olağan üstü bir yeteneğin sürekli ahmakça davranışlarla kendini zora sokmasını aklım almıyor. Bu gibi durumlar bana Tanrı'nın bir tür denge kurduğunu düşündürüyor. Üst düzey yetenek, alt düzey zeka.
Udoka'nın seçim yapacak lüksü yok
Beklenen oldu ve Steve Nash kovuldu. Brooklyn Nets'in yeni koç tercihi Ime Udoka oldu. Boston'da geçirdiği muhteşem sezonun etkisiyle Udoka'nın Nba'de yeniden iş bulacağını düşünüyordum ama çalışma arkadaşlarının eşlerinden harem kurduğu için en azından bir sene Nba maçlarını evden izlemesini bekliyordum. Öyle olmadı.
Udoka ve Nets kadrosu arasında ilk bakışta bir uyum görmek zor. Koçun silahı savunma. Nets kısalarından savunma katkısı almak güç. Uzunlar savunmaya uygun ama onlar da swich yapamıyor. Uzun savunmasında etkili olan Claxton'un kısalar karşısında duramaması gibi. Ayrıca bugüne kadar Nets'de oyuncuların dediği oldu. Udoka ise sistemi önceleyen otoriter sayılabilecek bir koç. Ancak ben bu farklılıkların aşılabileceğini düşünüyorum. Çünkü iki tarafın da eli güçlü değil. Brooklyn sezona çok kötü başladı, Udoka'nın ise skandal sonrası şansa ihtiyacı var. O nedenle bir orta yol bulunması zorunlu. Nets bütün savunma verilerinde son sıralarda. Udoka'nın etkisiyle bu konuda ilerleme bekliyorum. Boston'daki gibi muhteşem bir savunma olamaz ama orta seviye yakalanabilir. Nets kadrosu problemli oyuncularla dolu. Udoka ilk olarak Ben Simmons'a yoğunlaşmalı. Çünkü istediği savunmanın ve yedekten verim almanın anahtarı onda. Simmons swich dahil her türlü savunmayı yapabilecek elit bir savunmacı ve hücum organizatörü. Ancak özgüvenini yitirdiği için tanınmayacak halde. Önce onu iyi olduğu delicilik özelliğini kullanmaya ikna etmeli. Faul yapılacak korkusuyla penetre etmiyor. Oysa ligi en iyi delicilerinden. Faul kaçırmayı göze almalı. Önünde Shaq gibi bir örnek var. Kariyeri boyu düşük yüzdeyle faul attığı için sürekli taktik faul yapıldı ama o asla potaya yönelmekten vazgeçmedi. Çünkü onu var eden boyalı alanı domine etmeseydi. Simmons da boyalı alana penetre etmekten çekinmeden oynamalı. Varsın faul kaçsın. Sonsuza kadar ona faul yapamazlar ya! Ayrıca Nets kadrosu gömülen savunmaları cezalandıracak şutörlerle dolu. Yeter ki Simmons korkularını aşsın. Şut atmadan double double yapabileceği bir ortam var. Udoka'nın saha dışı zorluğu Simmons'la sınırlı değil. Bir yandan her an problem çıkarmak için pusuda bekleyen Kyrie ve Durant'le uğraşırken diğer yandan başarı bekleyen Brooklyn yönetim ve taraftarını ikna etmek zorunda. İşlerin yolunda gitmediği anlarda 'gene evli kadınlarla ilişki mi yaşıyor' şeklinde medyadan gelecek baskı da cabası. Udoka çok zor bir görev aldı ama öylesine bir skandala imza attı ki yeniden kabul görmek bir şansa ihtiyacı vardı. Seçim yapacak lüksü yok.
Ayrılık vakti geldi
İlk 10 maçta yıldızların üst düzey bireysel performanslarını izledik. Giannis Antetokounmpo, Milwaukee Bucks'ı adeta taşıyor. Luka Doncic çok formda. Son iki yılın mvp ödülü sahibi Nikola Jokic ödülü 3. kez kazanmak için elinden geleni yapıyor. Anthony Davis oyunun iki yönünde aktif oynuyor. Sakatlanana kadar Damian Lillard ve James Harden çok etkiliydi. Bu performanslar kadar parlak olan ancak yeterince hakkı teslim edilmeyen bir isim daha var. Lige girdiği ilk yıldan buna üstüne koyarak oyununu geliştiren Shai Gilgeous Alexander bu sene adeta skor patlaması yaşıyor. 30.5 sayı ortalaması ile oynayan 24 yaşındaki basketbolcu geçen seneden 6 sayı fazla atarak kariyerinin en yüksek skorunu yakaladı. 5.9 asist, 4.3 ribaunt ve % 53 genel şut yüzdesini eklediğimizde all starlık performans çıkıyor karşımıza. 198'lik oyuncunun 5. yılını yaşadığı Nba serüvenine baktığımızda sürekli bir gelişim söz konusu. Clippers formasıyla geçen ilk yılında orta mesafeden çok etkili olan ve özgüvenli bir genç olarak dikkat çekti. Oklahoma yıllarında ise önce savunmasını geliştirdi, ardından üç sayılık atışlarında belirgin bir ilerleme kaydetti. Son iki yılda ise hücum yönlendirmede ne denli yetenekli olduğuna şahit olduk. El yakan topları sayıya çevirerek lider karaktere sahip oldugunu da gösterdi. Komple bir oyuncuya doğru evrilen Alexander geldiği noktada yıldızlar kulübünün kapısını zorlar oldu. Ancak oraya kabul edilmesi için yaptıklarını yarışmacı bir takımda tekrarlaması lazım. Kariyerinde sadece bir sene playoff oynadı. O dönemde ise başrolde değildi. Oklahoma'nın kazanan bir yapıda olmaması ise onun kontrolünde olmayan durum. Sürekli sil baştan yapan Oklahoma draftta üst sıradan seçmek için gençlerle oynamayı tercih ediyor. Koç Mark Daigneault şartlar ne olursa olsun asla teslim olmayan bir ruhu takıma aşıladı ama sezon ortasında 20 galibiyet sınırına ulaşıldığında GM Sam Presti müdahale ederek yedeğin yedeği kadrolarla takımın fazla maç kazanmasına izin vermiyor. Shai Alexander'ın çıktığı seviyeyle Oklahoma'nın planları uyuşmuyor. Şayet yeni sezonda da yarışmacı bir takım kurulmayacaksa Shai takasını istemeli. Gerçi şu ana kadar istememesi de şaşırtıcı. İddialı bir takımda neler yapabileceğini merak ediyorum. Örneğin bir Knicks olsa, Madison Square Garden'da neler yapacağını görsek…