Fenerbahçe BEKO, sakatlıklarla baş edebilecek, takımdaki ana unsur isimlerin yokluğunda eldeki diğer isimlerden “üretkenlik” sağlayabilecek “lükse” sahip değil…

Bu, bugünün de sorunu değil… Aslında sorun da değil… Kadroyu en yüksek seviyede “alabildiğine” geniş tutacak, eksiklerin yerini “kolayca” doldurabilecek bir oyuncu dağarcığı gözetilerek oluşturulmuş bir yapıya sahip değil Sarı-Lacivertliler… Bu gerçek sezon başında da böyleydi, şimdi de öyle… Dolayısıyla bunun eleştirilecek bir yanı da yok… Bütçe bağlamında eldeki malzeme bu…

Şu an gelinen noktanın “başarı” olduğu ve daha ötesinin de “daha büyük bir başarı” olacağı da ortada… Ve yine dolayısıyla Sarı-Lacivertli takımın Real Madrid yenilgisi “olağan dışı” bir sonuç değil…

Sadece iki takımın “oyuna yön veren” isimler konusundaki  farkı analiz etmenin dahi dünkü yenilgiye ışık tutacağını düşünüyorum. Ev sahibi Real Madrid, Nigel Williams Goss, Sergio Llull, Fabien Causeur ve hatta Alberto Abalde gibi 4 oyun kurucusunun sakatlığı nedeniyle oynayamadığı bir maçı tamına 27 asistle kapadı. 4 guardın yokluğunda dahi bu rakama erişmeyi başardılar… Fenerbahçe BEKO cephesinde ise bu rakamın karşılığı sadece 12 idi!.. Sadece Scottie Wilbekin’in yokluğu dahi Sarı-Lacivertliler’in bu büyük maçta “elini kolunu bağlamaya” yetti de, arttı bile!..  Sadece iki guard Adam Hanga ve Sergio Rodriguez ikilisi, Fenerbahçe’nin bu anlamda eriştiği rakamı yakaladılar!.. Kısacası kadro derinliğinin artısını bir maçta daha alabildiğine kullandı Eflatun-Beyazlılar…

Fenerbahçe BEKO, dün çizgi gerisinden 12/21 (% 57,1) isabetle oynayan Real’e ancak buna yakın bir yüzde ile kafa tutabilirdi. Ne yazık ki 8/26 isabetle (% 30,8) cevap verebildiler bu yüzdeye… Edwards 1/7, Dorsey ise 1/8 saha içi isabetle oynadılar… Takımın hücumda en güvenilir eli Motley’nin daha ilk 5 dakika içinde 2 saçma sapan faulle devre dışı kalması ise sezonun özeti gibiydi… İşin özü, Fenerbahçe BEKO’nun, “sınırlı” kapasitesiyle dünkü gibi yüzdeli oynayan geniş kadrolu Real Madrid ile baş edebilmesi zaten olanaksızdı; olmadı…

Zaten, eğer Fenerbahçe BEKO’nun başını yerse “kazanamadığı büyük maçlar değil, kaybettiği hedef maçlar” yiyecek!.. Sezonun büyük bölümünde sarf edilen onca emek ve çabanın, son düzlükte Valencia deplasmanı ve içeride kaybedilen Armani Milano maçları ile heba olması gerçekten üzücü olur…

Cuma günkü Baskonia mücadelesi, en azından beşinciliği kaybetmemek adına belirleyici olacak… Ardından Anadolu Efes ile oynanacak karşılaşma iki takım için de bir nevi “kader” niteliği taşıyor… Guduric’in ve Dorsey’nin sakat sakat oynadığını hesap ettiğimizde Sarı-Lacivertliler’i çok zorlu iki maç bekliyor olacak…