Euroleague’de şahane bir çift maç haftası yine bizleri bekliyor. Hem Anadolu Efes, hem de Fenerbahçe Beko’nun çift deplasmanda olacağı bu zorlu hafta öncesinde takımlarımızın durumunu ve rakiplerimizi ele aldım.
Anadolu Efes
Geçtiğimiz hafta temsilcimiz Efes, uzatmaya giden maçta Zalgris’i 86-82 ile geçmeyi bilmişti. Larkin – Clyburn – Thompson üçlüsünden gelen 51 sayı, Koç Erdem Can’ın takımda yaratmak istediği kimlik için çok önemliydi. Ancak takım halinde Anadolu Efes’in 13 asistte kalması da, bireyselliğin ne kadar ön planda olduğunun ispatı gibi. Koç Erdem Can bu durumdan memnun mudur? Hiç sanmıyorum. Rakip Madrid veya Barça olsaydı 13 asist bu kadar göze batmazdı. Fakat rakip, sezonun en kötü kadrolarından birine sahip Zalgiris ise, bir sorun olduğu ortada. Her şeye rağmen Thompson’ın diğer maçlara nazaran skor tehdidini arttırması, Larkin’in liderliği ve Jones – Willis ikilisinin enerjisini görmek memnun edici. Bir de Clyburn var tabii ki… O da Zalgiris maçının yıldızıydı, kendi adına sezonun en iyi oyununu oynadı. Zorlu deplasmanlar öncesi onu da takıma adapte etmek çok önemliydi. Anadolu Efes salı akşamı Monaco deplasmanında olacak. Monaco, son 5 maçını da kazanmıştı ve kağıt üzerinde Real Madrid’le beraber en formda takımlar. Yine de Monaco’nun geçen sezonki dominant oyunundan hala uzakta olması temsilcimiz için bir şans. Anadolu Efes Monaco’nun ardından Milano deplasmanına geçecek. Messina önderliğinde çok kötü günler yaşayan Olimpia Milano için şüphesiz bu maç da çok önemli olacak. Kadrosunda önemli yıldızlar bulunsa da oyun kurucu pozisyonundaki eksik Milano’yu çok olumsuz etkiliyor. Her iki deplasman da çok zor olacak Anadolu Efes için, ancak gelecek en az 1 galibiyetin çok olumlu etkileri olacaktır.
Fenerbahçe Beko
Diğer temsilcimiz Fenerbahçe Beko ise ligin en zorlu deplasmanı Partizan karşısında, son toptan faydalanmamıştı ve 85-84 mağlubiyetle dönmüştü Belgrad’dan. Motley’nin 13’dakika müthiş katkı vermesine rağmen, çok hızlı bir şekilde 5 faulle oyundan atılması Partizan’ın geri dönüşünde önemli rol oynamıştı. Sestina’nın kaçırdığı boş şutlar ve Wilbekin’in de dış şutunu bulmak için çok zorlaması da yenilgi için yetti aslında. Ancak şunu da unutmamak lazım, Fenerbahçe Beko bu deplasmana Calathes – Guduric – Sertaç – Pierre gibi oyunculardan mahrum olarak çıkmıştı. Tüm bu eksiklere ve ligin en zorlu deplasmanına rağmen ilk 20-25 dakikalık dilimde oynanan oyun gerçekten şahaneydi. Bir diğer olumlu unsur da Nigel Hayes’in ilk yarıda hiç çıkmadan bulduğu 21 sayıydı. Hayes maç boyu da sadece 2 saniye dinlenebildi. Sestina’nın hücumda biraz katkı vermesi, Nigel’ın da dinlenmesi için önemli olacaktır ilerleyen haftalarda. Hayes dışında Dorsey’nin de maç başlangıcı muazzamdı, tabii bunu her maç sürdürebilir mi, asıl soru bu olacak onun için. Çünkü bu sezon onu ilk defa bu kadar istekli ve doğru kararlar verirken izledik. Fenerbahçe Beko geçen hafta olduğu gibi bu hafta da Belgrad’da. Temsilcimiz salı akşamı, Sfairopoulos’la çıkış arayan Kızılyıldız’la karşılaşacak. Yine atmosfer bakımından zorlu olacak, kadro kalitesi olarak da ligin üst takımlarını aratmayan bir oyuncu grubuna sahip Kızılyıldız. Perşembe akşamı ise Maccabi karşısında olacak Fenerbahçe Beko. Her iki maç da çok zorlu olacak, ama Calathes ve Guduric’in de kadroya dönmesiyle beraber temsilcimizin galibiyetlerle döneceğini düşünüyorum.
Valencia
Sezonun formda ekiplerinden Valencia’nın bu haftaki 2 maçı şüphesiz en istemeyeceği rakiplere karşı. Valencia, Salı akşamı namağlup Real Madrid’i konuk edecek evinde. Ardından tek yenilgili Barcelona’yla Palau Blaugrana’da karşılaşacak. Valencia’nın 2 maçta da favori favori olmamasına rağmen, bulunduğu konum ve oynadığı basketbol itibariyle, en az 1 galibiyet çıkarabileceğini düşünüyorum.