Bu Fener’e Kupa yakışır / Gökhan Türe

Fenerbahçe BEKO, geçen yıl kaybettiği yarı finalin rövanşında Panathinaikos karşısında beklentileri fazlasıyla karşılayarak final vizesini aldı.

Neydi o beklentiler? Birincisi ve en önemlisi, kollektif performans anlamında sahip olduğu tüm artıları hem de bazı önemli isimlerini yeterince devreye sokamadan sahaya yansıtmayı başardı. Nigel Hayes Davis başta olmak olmak üzere Sertaç, Guduric ve Colson gibi kilit isimler ‘ikinci planda kalsalar da’ bu anlamda sahip olduğu çeşitlilik Fenerbahçe BEKO’yu finale taşıyan en önemli faktördü. Ama bunun da ötesinde, kendisini diğer 3 takıma göre öne çıkaran bu etkenin yanına müthiş bir savunma direncini ekledi Sarı-Lacivertliler… Ve bunu da maçın akan bölümünde 2-3 dakikası ve oyunun koptuğu son birkaç dakika dışında inanılmaz bir yardımlaşma ile uyguladı Kanarya… Önce Birch, ardından da Melli’nin değişmeli savunmada kısalar üzerinde uyguladığı baskı öylesine yoğundu ki Ne Sloukas ne de Nunn bu baskıda bırakın topu potaya göndermeyi, kafalarını dahi kaldırıp çemberi göremez hale geldiler.

Fenerbahçe’nin takım kimliği ve paylaşıma dayalı hücum formasyonu da yukarıda saydığımız isimler devreye girememiş olsa da özellikle Hall, Tarık ve McCollum’la ve hatta Melli ile devreye girince kazanmanın yolu da açılmış oldu.

Bir önemli detay da Sarı-Lacivertli oyuncuları ve coach Saras’ın maçın bitiminde ‘sanki sıradan bir lig maçı kazanmışçasına’ sakin bir şekilde soyunma odasının yolunu tutmalarıydı. Bu kararlılık göstergesi Fenerbahçeli oyuncuları Abu Dabi’ye sadece final oynamak için değil, kupayı almak için geldiklerinin de en güzel kanıtıydı.

Monaco da sezonun en önemli kısmında ‘en kötü haliyle’ yakaladığı Olympiakos’u Alpha Diallo ve Mike James önderliğinde ama Jaiteh ve Blossomgame’in de pota altındaki caydırıcılığıyla geçmeyi başardı. Fransız ekibinde Theis’ın beklentilerin çok altında kalması ve hiç katkı verememesi de geldiği günden beri iyi iş çıkaran bu Alman uzun adına hayal kırıklığıydı. Kısacası yükün 4 oyuncunun üzerine bindiği bir takımdan bahsediyoruz. Bu da Monaco için, Fenerbahçe gibi kapasiteli ve hücumda fazlaca çeşitliliğe sahip bir takıma karşı bir dezavantaj olarak görülebilir. Fenerbahçe cephesinde PAO maçını ‘aktif dinlenme’ denebilecek düzeyde yıpranmadan geçen yukarıda saydığımız Nigel Hayes, Guduric, Sertaç ve Colson’ın finale ‘diri’ şekilde gelecek olmaları da Sarı-Lacivertliler’in elini güçlendiriyor… Ve tabii savunma… Panathinaikos karşısında rakibi ‘canından bezdiren’ temaslı, sertlik seviyesi tavan yapmış savunma Fenerbahçe BEKO’nun yine en büyük silahı olacaktır.

Tüm bu veriler ışığında beklentimiz, Fenerbahçe BEKO’nun Abu Dabi’den hak ettiği kupayı kaldırarak dönmesi elbette… Beklentimiz kadar kalbimizden geçen de bu… Sahada bunun için varını yoğunu ortaya koyacak iki takım da… Dileriz son gülen, normal sezonda rakibine – tıpkı Panathinaikos’a olduğu gibi – 2 maçı da kaybeden Fenerbahçe BEKO olur… Tabii o kupanın, üst üste 5. Final-Four’unu oynayan ve henüz hiç kupa kaldıramayan Saras’ın ellerinde kalkması da ayrı bir keyif olacak; inşallah…

Bol şanslar çocuklar!..