Frutti Extra Bursaspor, tıpkı bir hafta önce Partizan deplasmanında olduğu gibi takımca müthiş çaba sarf ederek, dişiyle tırnağıyla kazıyarak bu kez de Ljubljana’da 12 bin 500 seyirci önünde Cedevita’yı Eurocup’ın dışına iterek yarı finalin yolunu tuttu…
Partizan maçından sonra en sona coach Dusan Alimpijevic’i bırakmış, oluşturduğu müthiş takım kimyası ile takımı getirdiği seviyeye dikkat çekmiştim. Bu kez Alimpijevic’ten başlayacağım… Öncelikle bu kadar karakterli oyuncuyu bir araya getirip onlardan müthiş bir kimya yaratmak gerçekten çok önemli bir meziyet… Oyuncularına aşıladığı özgüven, Onuralp başta olmak üzere Metin ve Ömer’e duyduğu güven beni ayrıca memnun ediyor… Hepsi de bu güveni boşa çıkarmıyor ancak Onuralp bir başka seviyede oynuyor… Babası, adı da kendisi gibi güzel insan (Mustafa Kemal Bitim) de iyi bir oyuncuydu… Ama Onuralp şu anda Türk basketbolunun çok ama çok ihtiyaç duyduğu “çok yönlü kısa oyuncu” ihtiyacının “net” karşılığıdır artık… Karakter demişken, Needham için de ayrı bir parantez açmalı… Bobby Dixon’dan sonra Türk basketbolunun vitrinine çıkan “en koca yürekli” guardların başında geliyor kendisi… Dün yine en zor anlarda, Andrews’un üzerindeki baskı ile yıprandığı sürelerde O’nun yükünü kendisininkiyle birleştirip sırtladı Needham… Dudzinski, Hayes takım için varını yoğunu ortaya koyan ve en önemlisi de fiziği kadar aklını da sahaya koyan iki isim… Amaaaaa, John Holland tam bir “Extra Bonus” Frutti Extra Bursaspor için… 34 yaşındaki tecrübeli forvet, Avrupa kariyerinin en görkemli günlerini yaşıyor Yeşil-Beyazlı forma altında… Savunma dersen, bütün pis işlerin altında imzası var; adeta çöpçülüğe soyunmuş, takımını taşıyor… Hücumda da yine el yakan topları gözünü kırpmadan yolluyor potaya… Partizan maçında da dün de Bursaspor’un galibiyetinde çok ama çok önemli payı vardı… İşte tüm bu isimlerle mükemmel bir kimya tutturan ve takımını her maça özenle hazırlayan Alimpijevic’e kucak dolusu tebrikler…
Bu sezon tempo açısından Avrupa standartlarının ötesinde bir takım görüntüsü çizen, savunma ribaundu ile rakip potaya atak etme konusunda belki de Avrupa’nın “en çabuk” takımı statüsünü kazanan ve bu sayede de (tabii rakiplerine bunu dikte edebildiği zaman) 100’lü sayıları aşmakta zorlanmayan Cedevita’ya üçüncü çeyrek hariç bunu yapmaya izin vermediler. 11 hücum ribaundu ve bunun yanında rakibe açık alan bırakmama konusundaki kararlılık ve “birlikte hareket ederek birbirinin açığını kapama” konusundaki “fedakarlık ve bilinç” Yeşil-Beyazlılar’a yarı finalin kapısını açan en önemli detaylardı. Frutti Extra Bursaspor için kadro yapısı olarak “turnuvanın en kaliteli takımı” diyemezsiniz belki… Ama şu anda açık ara “Eurocup’ın şu anda en motive, en bilinçli ve inançlı” takımı onlar…
İki zor deplasmanda, ilkinde 20 bin seyirci önünde şampiyonluk adayını, ardından da 12 bin 500 seyirciye karşı Cedevita’yı saf dışı bırakmak, elbette 2 milyon dolar bütçeli bir organizasyona göre “mucizenin de ötesinde” bir olay… Ve bunu keyifle izleyen bizler için de bir “rüya” adeta… Şimdi sırada Andorra deplasmanı var… Ne olur bitmesin bu rüya…
