Basketbolda, futbolda ve diğer takım sporlarının çoğunda yeni sezon başladı. Ve her zaman olduğu gibi iyi bir başlangıç yapamayan kulüpler daha “dün bir bugün iki” antrenörünü değiştirdi. Bazıları ise şimdiden antrenör arayışına girdi. Sorun teknik mi yoksa idari mi? Bu konuda benim görüşüm çok net. Sorumluluğu kısa yoldan teknik kadroya atarak varlıklarını sürdürmeye çalışanların sayısında büyük artış var!
Sporumuzun istenilen düzeye gelmesi için, emekçilerini korumanın çok önemli olduğuna inanan birisiyim. Ülkemiz sporunda bugün uygulanan yönetmeliklerin büyük kısmı kulüplerin hakkına öncelik veriyor. Bunun daha adil bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Bu yolun temel taşlarından biri de sporcular ve antrenörler birliğinin tam olarak hayata geçirilmesi, söz sahibi olmasıdır. İspanya, Almanya, Fransa’da ve çoğu ülkede bu birlikler çok etkili çalışırlar. Oralardaki adı, bizde çok sevilmeyen sendikadır. Ne yapalım biz de “birlik” deriz.
Küçük bir örnek vereyim. Yukarıda belirttiğim ülkelerden birinde hemen her yerde olduğu gibi All-Star maçı vardı. Antrenörler ve sporcular birliği, yoğun programdan dolayı bu gösteri maçının tarihinin veya lig fikstürünün değişmemesi halinde boykota bile gidebileceklerini açıkladı. Tartışıldı ve orta yol bulundu. Fikstür bir hafta ileri kaydırıldı.
Baştaki konumuza dönersek, sporda ileri gitmiş ülkelerde de antrenör değişikliği olabiliyor. Ama emin olun görevi bırakan antrenörü ilk arayan bağlı olduğu antrenörler birliğidir. Karşılıklı anlaşma yoluyla bir ayrılık yoksa sizin haklarınızı hukuk büroları kanalıyla savunmaya hazır olduklarını belirtirler. Sporun emekçilerini korumaya özen gösterelim ve onlara güvenelim.
Kaynak: Cumhuriyet