Fenerbahçe Beko, Türk derbisinde Anadolu Efes’i mağlup etti. Hem rakibini Play-Off dışına itti hem de ilk sekize kalma şansını artırdı. Maç boyunca iki takımın Türk oyuncularına verdiği toplam süre; evet yanlış okumadınız 5 saniye! Bu nasıl bir iştir? Hele hele bir yabancı ülkede bunu bir deneyin de görün bakalım neler olacak.
Bu olaydan yola çıkarak yıllar öncesine gittim. Çok mütavazı bir bütçeyle, Euroleague’de ve kendi liginde o güne kadar namağlup olan bir büyük armadayı sahamızda yenmiştik. Maç sonu rutin teknik toplantımızı yaparken kulüp başkanımız ofisimize girdi. Gayet doğal olarak tebrik bekliyorduk. Ama öyle olmadı. Yerli oyuncularımızın aldığı süreden hiç memnun olmadığını ve bunun mutlaka düzeltilmesi gerektiğini üstüne basarak vurguladı. Ve o zaman bir kez daha anladım ki kazanırken kaybedebilir veya kaybederken kazanabilirsiniz.
85 milyonluk bir ülkenin derbisinde 5 saniye! Bu ayıp herkese yeter. Devamında olacakları da yazayım. Önümüzdeki yıl biraz parlayan Türk oyuncular yüksek bonservis bedeli ödenerek transfer edilecekler. Sonra da hiç süre almadan sezonu geçirecekler. Tam anlamıyla köreltilecekler. Basketbol federasyonunun görevlerinden biri de yerli oyuncuların korunup kollanmasıdır. Gerekirse dünyanın her yerinde olduğu gibi kulüplere baskı yapmasıdır. Bizimkiler altyapıya büyük yatırım yapan Banvit’in kapanması olayında kıllarını kıpırtmadılar.
En gelecek vaat eden hakemlerimizden birini bir kulüp başkanını dinlemediği için (!) ceza vererek nereye kadar gideriz? Neymiş yeni salon yapacak, o sayede basketbolu kurtaracakmışız. Kulüplerimizin Avrupa kupalarındaki başarılarından pay çıkarmaya çalışmak, bu tutmazsa Milli Takım son yılların en kötü dönemini geçirirken ne yapalım Türk oyuncular kendi takımlarında süre almıyorların arkasına sığınmakla bir yere varılmıyor. Bu yolda gidilirse İspanya’yı, Litvanya’yı, Fransa’yı, Sırbistan’ı ve hatta İsrail’i nasıl yeneceğiz?
Kaynak: Cumhuriyet