Basketbolda şu anda dünya sıralamasında erkeklerde 24., kadınlarda 14. basamağa gerilemiş durumdayız. Olimpiyatlarda basketbol kategorisinde hiç hakemimiz yok. Madagaskar’ın bile var. 20 Yaşaltı Milli Takımımız Avrupa Şampiyonası’nda küme düştü. Bu takım orta vadede basketbolumuzun geleceği olacak (mı?).
Bugüne gelirsek, A Milli Takımımız, Fransa’ya özel maçta 50 sayı farkla kaybetti. Bu kadar zayıf takımla hazırlık maçı yapılmamalıydı diyerek Fransız basını kendi federasyonlarını çok eleştirdi. O ülkede uzun yıllar antrenör olarak çalışmış, şampiyonluk yaşamış bir basketbol insanı olarak bu yorumlar beni çok yaraladı. Bu yetmezmiş gibi Olimpiyata hazırlanan takımların katıldığı turnuvadan çekilerek onların bütün programlarını bozduk. Neymiş efendim sakat oyuncularımız varmış. Özrü kabahatinden büyük lafına ne kadar da uyuyor.
GENÇLER KAYBOLUYOR
İşin ilginç yönü kulüp takımları ve federasyon bazında basketbola harcadığımız para Avrupa’da ilk üçe girer. Burada bir yanlışlık yok mu? 20 yaşaltı takımımızda ABD’de okuyan ve kolejlerde oynayan 2-3 oyuncumuz var. Onlardan aldığımız katkı felaket. Siz bu gençleri yerinde takip eden bir organizasyon kuramazsanız olacağı buydu.
Tek artımız U17 takımımızın ülkemizde yapılan Dünya Şampiyonası’nda 3. olmasıydı. Genelde bu kategoride başarılı oluyoruz. Ama sonradan bu gençlerimiz plan ve programsızlıktan dolayı kaybolup gidiyor.
En son alınan kararla 1. Lig’de yabancı sayısı 7’ye çıktı. Çoğu ülkede yabancı oyuncu sayısı ya uzun süre değişmiyor ya da kademeli olarak düşürülüyor. Bizde ise kademeli olarak artırılıyor! Neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. İsteseniz bu kadar kötüsü olmaz.
Aklıma ya sizi birileri kandırmış ya da hiç inanmak istemiyorum ama basketbol umurunuzda değil geliyor bana. Kısa, orta ve uzun vadeli bir plan kurmalıyız. Gidişat basketbolumuzun çok kısa süre içinde hentbolun bile gerisine düşeceğini gösteriyor. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Gönül verdiğimiz basketbolun bu durumda olması bizi çok ama çok üzüyor.
Erman bey, normal, yapici bir toplum icinde yasamis olsadik, yazdiklarinizin bir yaptirimi olurdu. Yazdiklariniza katilmak isterdim ama ben bu ülkeden ve toplumdan umudu coktan kestim.
Neyse, yazilacak cok sey var ama bu bile icimden gelmiyor.
Tamamen günlük basarilarla toplum uyutuluyor.
Günlük basarilari da saglayan para.
Ha, bir de kurumsal yetkilerin cazibesi var tabi.
Erman Hocam Çok Yerinde Tespitler Basketbolun Paydaşlarının En Alttan En Yukarıya Gelecek Planı İçin Ciddi Kongreler ve Oluşumlar Konferanslar Yapılmalı Neler Yapılabilir Konuşulmalı Gerçekten Çok Rezil Durumdayız Basketbol Sporunu Seven İnsanlar Olarak Bu Durum Hepimizi Fazlasıyla Üzmekte Basketbolu Yönetenler Başta Federasyon Başkanı ve Kurullar Neler Yapılabilir Herkesin Fikrini Almalı Yüksekten Bakarak Hor Görerek Dev Aynasında Bu İşlerin Yürümeyeceğini Hepimiz Biliyoruz Kısaca Ne Kadar Çaba O Kadar Köfte Ve Gelecek Demek.
Kimse kusura kalmasın, Turgay Demirel başkanlığı sırasında sürekli eleştirildi, onun antrenörü Tanjevic’te dahil. Dünya ikincisi olduk kimse durmadı, evde bulgur pişerken bizde olmayan bifteğe özendik, hayalini kurduk, bulguru beğenmedik, şimdi kuru ekmeğe razıyız ama maalesef o bile yok… Bu nankörlük seviyesiyle yeni başarılar nasıl ve neden gelsin? Milli Takım oyuncumuz ikide bir verdiği ropörtajlarda bize nba masalları anlatıyor, bir de Fenerbahçe’ye hakaret ediyor, yüreği gergine yetmeyeceği için Obra’ya bile sallıyor, sanki onu nebea’da güllerle karşılayacaklarmış gibi… Türkiye’ye donmeyeceğim deyip Milli Takımla ilgili tek kelime etmiyor zira bu ülkenin yeni neslinin karnı aç ama nebea masallarına razı. Bir problemi çözmenin evrende tek bir yolu var: Acımasız bir analiz, kağit üzerinde bir plan ve o planı uygulayacak irade. Bunlar olana kadar yeni nesil internet şahısları sözde acılar çekip hepimize milliyetçilik taslayacaklar!!! O zamana kadar nebea masallarına devam, eğer masallar karın doyuracaksa…
Hahhahha incinmeye devam… Dediğim gibi zoruna gitmiş… Eh sen hiç bir değer üretemez, üstüne üstlük üretenleri devamlı aşağı çekip paranla terbiye etmeye çalışırsan böyle “dumura” çok uğrarsın tabi… Hem sistemi şikayet et , hem de sistemden kaçıp kurtulanı şikayet et… Yalı çocuklarının kaçınılmaz paradoksu…
Güneyde sıcaklar artıkça olmayan beyin iyice duruyor, şu an spor bakanı televizyonda Fenerbahçe, İBB ve diğer*** kulüplere teşekkür ediyor. Üretilemeyen değerlerden bir demet: Avrupada basketbolda kadın ve erkeklerde ilk ve tek en büyük kupa şampiyonu, İlk dünya atletizm şampiyonu Ramil Guliyev, İlk Dünya rekortmeni Emre Sakçı, İlk dünya optimist şampiyonu, İlk olimpiyat atletizm madalyası Ruhi Sarıalp, voleybol kadinlar dünya ve avrupa şampiyonlukları, ilk avrupa yüzme şampiyonları, olimpiyatlara 27 sporcu (gs futbol kulübü 6-altı), çok övünüp bir şey sandığın nebea’ya 10’a yakın oyuncu, insanda izan olacak, bu haberler güneye ulaşamıyor belli ki yoksa “değer üretememek” zavallılığına düşmezsin… pardon geri alıyorum senin işin bu… Şimdi fare kadar yüreğin varsa üşenme otur, senin 5 dakika fayda alamadığı yabancı futbolculara sadece geçen yıl 20.000.000 euro çöpe atan pansiyoncu başkanın ne değer üretmiş onu anlat sıkıyorsa. Bir de aşağıdaki butona tıkla da insan olduğunu anlayalım:
BEN ROBOT DEĞİLİM🚏
Yürü be Yalının Evladı, bunlar çökmüş, tarikata diz çöktüler olmadı, tetikçilere güvendiler olmadı, sen stadını kendi paranla yaparken bunlar iane alıp iflas ettiler, eski dille amatör şubelerden vazgeçtiler, son çareleri internet böcekleri trollere kaldılar, sen işine bak Yalı Çocuğu, bunlar kapılarına yakında kilit vuracak, baksana amerikaya gidip multi milyon dolarlar almış amerikan uşağına bile Fener düşmanlığı yaptırıyorlar, atinalı!!! hustonlu!!! bir avuç sözde Türk milliyetçisi de sözde bayramlar yapıyor. Bir zamanlar baziler de ruslar berline dayanmışken hala polonyadaki çiftliklerinde yaşama hayalleri kuruyorlardı…
BEN ROBOT DEĞİLİM🐘
Karınca kadar yüreğin varsa: https://basketdergisi.com/alperen-sengun-lebrona-karsi-oynarken-onun-lebron-oldugunun-farkina-varmiyorum.html#comment-1563
Eeeee yazdık ya… Şimdi senin yazdıklarını gören , ” bizi bunun için mi oyaladın” deyu sana küfür etmesin diye , zevkle okunabilecek bir yazı yazdım… Buyrun a dostlar… Mertbaba gururla sunar ; Elektronik Sistematik Saybırsonik…