Anadolu Efes, geçen sezon finalde yenerek kupayı kazandığı Barcelona’ya yine “final gibi”, “dolu dolu” bir maç sonunda uzatmada kaybetti.
Yenilginin üzüntüsünü bir kenara koyacak olursak, Sinan Erdem Salonu’nu tıklım tıklım dolduran Anadolu Efesli taraftarlar şanslıydı dün… Euroleague’in iki elit ekibinin mücadelesi nefesleri kesti. Geçen sezonki şampiyonlukta büyük pay sahibi olan eski Anadolu Efesli, yeni Barcelonalı milli yıldız Sertaç Şanlı için de özel bir geceydi. Sakatlık sonrası bu sezon en görkemli performansa ulaşan Sertaç, son periyotta hem savunmaya verdiği katkı hem de çizgi gerisinden bulduğu kritik üçlüklerle Sinan Erdem’de soğuk rüzgarlar estirdi. Ne kadar iyi bir profesyonel olduğunu, yetiştiği, Avrupa’nın zirvesine çıktığı eski kulübünün takım menajeri Özgür Alyüz’ün elinden şampiyonluk yüzüğünü, binlerce seyircinin alkışlarıyla aldıktan sonra gösterdi. Duygusallığı bir kenara bırakıp, profesyonelliği ön plana çıkarıp, işini yaptı. Hem de o kadar iyi yaptı ki bu sezonki en görkemli performansına imza attı. 5/6 2 sayı, 4/5 3 sayı saha içi isabetiyle 24 sayı üretti, 3 ribaund, 1 asist, 1 top çalma ile maçın en değerli oyuncusu (MVP) oldu.
Maç öncesi, iki takımdaki sakatlık ve hastalık sorunları, mücadelede Efes’in kısalarıyla, Barcelona’nın da uzunlarıyla birbirlerine üstünlük kurma çabası içine gireceğini ortaya koyuyordu. Efes’te zaten uzun pozisyonunda sezon başından beri “yeterlilik” anlamında sorunlar olması, üzerine bir de bu maç öncesi Singleton’ın hastalanması, Barcelona cephesinde de Calathes ve Higgins gibi iki kilit kısanın sakatlığı ortaya böyle bir tablo çıkarmıştı.
Efes, Larkin ve Micic gibi iki üst düzey isminin bitiriciliğinin ve yaratıcılığının yanına bu kez Beaubois’yı koyamadı. Ama buna karşın Moerman ve özellikle de Pleiss’tan “ekstra” verim alınca, üç çeyrek boyunca maça hükmetmeyi başardı. Son periyotta dengeleri değiştiren ise Barcelona’nın, önceki haftaki Zalgiris mücadelesinde de “göze batan” iki kısası Martinez ve Jocubaitis’i devreye sokup, savunmada vites yükseltmesi oldu. Efes ribaundlarda maç boyunca (29-47) sıkıntı yaşarken, son periyotta buna basit top kayıpları da eklenince momentum Barcelona’ya geçti. Boyalı alanda yardım savunmasına da cezayı çizgi gerisinden Sertaç Şanlı kesince skor üstünlüğü el değiştirdi. Yine de Simon, Micic ve Larkin’in son bölümdeki kritik sayılarıyla uzatmaya gidildi.
Ancak uzatmada, sahada artan gerilimden ne yazık ki zararlı çıkan taraf Anadolu Efes oldu. Barcelona coachu Jasikevicius’un, teknik faul sonrası alkışlı protestosu karşılıksız kalırken, Efes coachu Ergin Ataman’ın, “bir çırpıda” üst üste iki teknik faulle oyundan atılması Euroleague’de uzun yıllardır süregelen çifte standardın bir uzantısıydı. Ataman, isyanında haklıydı ancak sinirlerine hakim olamayıp, isyanın dozunu iyi ayarlayamayınca, takımını da en kritik anda yalnız bıraktı.
Larkin’e çalınan ve oyun dışı kalmasına neden olan son faul de, Mirotic’in – ki Karadağlı oyuncuya da maç içinde çalınan faul düdükleri de çok basitti – oyun dışı kalması sonrası durumu “dengeleme” niyetinden başka bir şey değildi. Sonuçta bu sezonun en kritik maçlarından birine atanmış 3 gözde hakemin de bir işe yaramadığı, sorunun Euroleague’in “bakış açısında” olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu.