Bal Bal Demekle Ağız Tatlanmaz
18.08.2017 - 14:55

1981 yılında Efe Aydan önderliğindeki A Milli Erkek Basketbol Takımı altı yıl aradan sonra EuroBasket’e katıldığında bu başarı ülke basketbolu için çok önemli bir adımdı. Turnuvada ise sekiz maçta sadece İngiltere’yi yenebilmiştik. Bu turnuvadan sonra bir dahaki katılım için 12 yıl beklemek zorunda kalacaktık. 1993’teki EuroBasket’ten itibaren milli takımımız kıta ve dünya basketbolundaki ağırlığını artırmayı başardı. Ancak 2010’dan sonra bazı turnuvalarda başarı elde etmiş olsak da bir gerileme dönemine girdiğimiz aşikar. Bu gerileme aşamasının son halkasını da muhtemelen EuroBasket 2017’de göreceğiz.

Bu ay sonu başlayacak EuroBasket’te bildiğiniz üzere ev sahibi ülkelerden biriyiz. Takımımızın kadrosu kesinleşmedi ama rotasyonumuza bir göz atalım:

B. Dixon – D. Balbay – K. Sipahi

S. Güler – M. Mahmutoğlu – G. Köksal

C. Osman – F. Korkmaz – E. Veyseloğlu

S. Şanlı – B. Hersek – M. Türen

S. Erden – F. Aldemir

Kadrodan iki kişi daha çıkarılacak ve 12 kişi ile turnuvaya başlayacağız. Aslında sorun oldukça basit: Türkiye A Milli Erkek Basketbol Takımı FIBA sıralamasında şu anda sekizinci sırada. Peki şu milli takım gerçekten dünyadaki en iyi sekiz takımdan biri mi?

Bu kadro kuşkusuz son zamanlarda yetenek toplamı olarak en zayıf kadrolarımızdan biri. Hatta 1993’ten sonraki en kötü kadro desem sanırım abartmış olmam. Bu nedenle büyük başarılar beklemek, ev sahibi olsak dahi anlamlı değil.

Bu ülkedeki kişi ve kurumların kötü bir alışkanlığı var: Günü kurtarmak. (Bu alışkanlığın kökleri derin. Süleyman Demirel’in 1960’lardaki “Halk plan değil, pilav istiyor!” sözü popülizmin dehlizlerini anlamamıza yardımcı olabilir.) Bu turnuvadaki kadro seçimi de bunun bir yansıması. Muhtemelen Ufuk Sarıca’dan başarı beklendiği için altyapılarda yıllarca madalyalar alan gençlerimize tecrübe kazandırmak yerine böyle bir tercihte bulundu. (Emircan ve Okben gibi oyunculara şans verilmemesi bir yana, Tolga gibi çok yönlü bir oyuncunun kadro dışı kalmasını anlamam mümkün değil.) Bu turnuva aslında tam da aradığımız jenerasyon geçişini gerçekleştirebileceğimiz bir turnuvaydı. Biz Sırbistan’dan Almanya’dan 30 fark yemiş “yıldızlarla dolu” takımlar izledik, unutmayalım. Bu turnuvada gençler olsa ve bu gençler bu farkları yese en azından geleceğe dair bir planlama yapıldığını düşünürdük. Peki şimdi hedef nedir? İki – üç maç kazanıp bir üst turda elenmek mi?

Grubumuzda Sırbistan, Letonya, Rusya, İngiltere ve Belçika ile ilk dört mücadelesi vereceğiz. Çevremdeki yorumlardan gördüğüm kadarıyla, İngiltere ve Belçika maçları “cepte” kabul ediliyor. Letonya ve Rusya maçlarında ise takımın şansı olduğu düşünülüyor. Üzgünüm ama gerçeklik öyle değil. Öncelikle Sırbistan sadece grubun değil turnuvanın da favorisi. Bu turnuvaya iki ayrı takımla katılacak kadro derinliğine sahip. Onlarla 100 maç oynasak birini bile kazanamayız. Letonya’da Porzingis’in yanında, Bertans kardeşler, Timma ve Strelnieks gibi çok net oyuncular var. Rusya’da ise Shved, Vorontsevich ve Kurbanov gibi EuroLeague seviyesinde yıldızlar var. Daha da önemlisi bu oyuncuların hepsi bu sezon kulüplerinde ciddi süreler alarak önemli rolleri/görevleri üstlendiler. Bizim kadromuzda NBA’e giden Cedi ve Furkan’a ek olarak Sinan ve Dixon dışında oynadığı takımda pozisyonunun birinci oyuncusu olan bir oyuncu yok. Sinan ve Dixon da 34 yaşında. Yani bizi olimpiyatlara taşıması istenecek bir kadronun ana parçası olmaları kolay değil. Dahası birinci çember savunucumuz Semih’in herhangi bir takımı yok. Uzun forvet pozisyonundaki çaresizliğimizi ise anlatmama gerek yok sanırım. İngiltere ve Belçika’ya gelince, evet çok güçlü değiller. Ama bu maçlar “cepte” değil. Ataman’ın takımının İtalya’yı yendiği turnuvada İzlanda’yı ancak uzatmada devirdiğini unutmayalım. Mevcut kadronun kısa takvimde bu beş maçın hepsini üst seviyede oynaması mümkün değil. Bu nedenle Sırbistan maçı muhtemelen aktif dinlenme şeklinde geçecektir. Ancak İngiltere ve Belçika’yı yendiğimiz bir senaryoda dahi dördüncü olarak gruptan çıksak, turnuvada ilerleyemeyeceğimiz ortada.

O zaman şu soruyu tekrarlamak istiyorum: Neden bu turnuvada gençlere yer vermiyoruz? İzin verelim de yenilecekse gençler yenilsin. Zaferlerin arkasında nasır tutmayı sağlayan yenilgilerin (makro planlamanın) olduğunu unutmayalım.

Kadın takımımızın bileğinin hakkıyla iki kere katılmaya hak kazandığı olimpiyatlara erkek takımımızın da katılmasını istiyoruz değil mi? Peki, 2019’da düzenlenecek Dünya Şampiyonası’nın bir olimpiyat elemesi olacağı ve bu turnuva için hazırlık yapmamız gerektiği ortadayken biz neden günü kurtarmaya çalışıyoruz?

Özetle, oyuncu yetiştirme söylemlerinin ötesine geçip eyleme geçme vakti gelip geçiyor. Bir başka ifadeyle, bize bugünkü pilav değil, yarını kurtaracak plan lazım.

TOGAN KARATAŞ

Yorumlar


semih Verilen mesaj açık " TABLO GERÇEKLER ORTADA İKEN BAŞINIZI İKİ ELİNİZİN ARASINA ALIP DÜŞÜNMENİZ GEREKLİ " diyor.... Verilen mesajı başka noktalara çekip dikkat dağıtmaya çalışmakla ne gibi amaçlar hedefleniyor acaba?
22-09-2017 17:49
jojo Emre, yanlış anlama ama senin şu very sıfatınaTürkçe'de literal karşılık olarak"çok" anlamı verilmesi gerektiğine, bu sıfatın "oldukça" anlamı taşımadığına yönelik bıktırıcı uyarıların beni "oldukça", hatta "epeyce" sıktı. Hayır hayır, belki de beni "çok" sıktı. Burada yazanlar, ister eylemi niteleyip kelimeyi zarf olarak kullanır, ister de ismi niteleyip sıfat olarak kullanır. Şöyle ki; Türkçe dil mantığı gereği, "oldukça" tartışması oldukça basit bir tartışmadır diye gayet kurallı bir cümle de kurabilirim ya da bir vurgu artırımına giderek "oldukça" tartışması çok basit bir" tartışmadır da diyebilirim. Epey, epeyi, epeyce ve oldukça kelimeleri eş anlamlıdır ve "azdan çok, çoktan az" gibi bir anlam verirler, zarf olarak kullanılırlar ve evet "çok" anlamına gelmezler. Konu oldukça=epeyce=bir hayli basit. Belki de sana göre "çok" basit...
19-08-2017 18:09
Mertbaba Merhaba son gunlerde milletin adini veya rumuzunu kullanip yabanci siniri bahanesiyle fenere ve obraya salliyorum. Millet de cok az zeka sahibi oldugu icin bunu bir guzel yiyor caktirmayin. Ulke basketbolunu bu sekilde kurtaracagim o yuzden bu ulvi gorevde lutfen bana basarilar dileyin lutfen beni bir basketbol neferi olarak gorun. Fener kompleksi had safhada ama olsun siz onu gormezden gelin :((
19-08-2017 11:36
bull evet milli takımdaki bütün oyuncular fenerbahçe'den seçildiği ve obra da kendilerini buzdolabında saklamadığı için millilerimizin tamamı pervasızca çürütmüş oldu. halbuki gs, bjk ve efes gibi takımlar oyuncularını derin donduruculu buzdolabında saklıyor. orada oynayan oyuncular da milli takıma çağrılmış olsaydı, şimdi taptaze millilerimiz ile önce avrupa sonra dünya şampiyonu olabilecektik. furkan korkmaz da mesela efes'ten değil fener'den kaçtı banvit'e geldi mesela. bu sitedeki süper zekalı arkadaşlara gerçekten büyük hayranlık duymaya başladım. trollüğün bir kalitesi olur derler ya hani, onu da en üst seviyeye çektiniz bu sayede, tebrik ediyorum sizi komik çocuklar.
18-08-2017 23:12
Hasan Gencer Yeni nesil turnuvada oynamalıydı. Düşünsene Euroleague şampiyonu bir takımımız var süre verilen bir tek oyuncumuz yok. Obradoviç adeta bençte çürüttü Millilerimizi. Neden aldın o zaman o zavallı çoçukları takıma? Neden Fenerbahçe yönetimine onca milyon para harcattın oynamayacaklarsa? Dolayısıyla pek ümidim yok. Bir tek Efesin, Gsnin ve Bjknin bazı oyuncuların oynama alışkanlıkları var...
18-08-2017 21:11
tare7777 Değerlendirmenin altına imzamı atarım. Çok güzel bir yazı olmuş. Millilerin durumu çok kötü doğrusu.Benim bu turnuvadan hiç umudum yok. Gerçekçi olmak lazım. Bu kadar az süre alan oyuncularla bu turnuvada başarı hayal.
18-08-2017 20:39
emre Ben sayın yazara farklı bir şey sormak istiyorum. "Aslında sorun oldukça basit" demiş. Sorum şu: sorun gerçekten "oldukça basit" mi yoksa "çok basit" mi?
18-08-2017 18:46
levent av Eğer turnuva Türkiyede yapılmasaydı, kadro seçimi daha farklı olabilirdi. Ama turnuvanın ülkede olması başarılı olmayı bir noktada zorluyor ve en uygun en tecrübeli kadro seçimine mecbur bıraktı teknik heyeti. Genç oyuncuların fark yiyerek tecrübe kazanacağınıda sanmıyorum. Turnuva sonrası yine kendi takımlarında oynayamacak olmalarıda başka bir durum. yılda bir kere turnuva oynayarak tecrübe kazanılmaz.
18-08-2017 17:36
polat gürbüz geldiği 1. yıl ve fener'in maccabi'yi eleyip f4 yaptığı yıl obra; oğuz, semih, melih haricinde özellikle kenan'a belli maçlarda ciddi süreler ve sorumluluklar veriyordu. geçirdiği iyi bir sezonun yani el'de f4'ün ilk geldiği sezonun bitiminde yaz sonu milli şampiyonaya da çağrılan, genç milli takım mvp'si kenan'a ne mi oldu? milli takımda ilk kendisi kesik yedi. peki bu kesiği kim attı? dönemin milli takım koçu sn. ataman. bu yüzden ataman'ı herhangi bir kimse eleştirdi mi? hayır. ondan sonra ibo'yu pana'ya aldıran, finalde kupaya uzanılan maç ibo'ya ciddi sorumluluk veren adamı biz burada türk düşmanı ilan edip kendimizi kandıralım. ufuk ben bu turnuvaya gençlerle çıkacağım deseydi kim karşı çıkardı? kim genç kadro hezimete uğradı diye hocayı gömerdi? kendi takımlarında süre alan ö. faruk, t. geçim'e bakıp hala oynamadılar, köreldiler diyecek misiniz? derdi rakiplerinin başarısını baltalamak olanların samimiyetsiz yabancı kuralı goygoyuna inat, çok daha samimi bir yazı olmuş.
18-08-2017 16:23
selim hele sukur bizim frekanstan yayin yapilmaya baslandi.. bu sistemde sporcu gelismez, gelisemez, cunku onleri pilav kafalilar yuzunden kapali.. birakin gencleri kendi kariyer planlarini istedikleri gibi yapabilsinler.. ayrica herkes ayni yoldan gitmek zorunda degil!!
18-08-2017 15:26
Kerem23 Bu yazının her kelimesine katılyorum ve destekliyorum lakin sizin de dediğiniz gibi günü kurtarmaya odaklanmış durumdayız.Ayrıca genç yeteneklerimizden Emircan Koşut ,Okben Ulubay gibi oyuncularımızın kadro içerisine dahil edilmemesi de ayrı bir husus .Sertaç Şanlı ve Erkan Veyseloğlu gibi isimler neden kadroda anlayabilmiş değilim.Jenerasyon değişimi dediğiniz şey geçtiğimiz Dünya kupasında Rusyanın yaptığı gibi olur. Jenerasyon değişiminde takımda maksimum 2-3 tane otuz yaşında adam olur ,kalanıda genç olur ama maalesef biz de durum farklı .Umarım en kötü çeyrek final görürüz.
18-08-2017 15:25

Yorum Yazın