Galatasaray Odeabank ve A Milli Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Ergin Ataman, 2016 yılının ilk röportajında bsl.org.tr için Şansın Tokyay ile buluştu.
Takımı adına yolunda giden ya da sıkıntı yaşanan her konuda samimi açıklamalarda bulunan Ataman, ligde normal sezonu ilk iki takım arasında bitirme konusuna azami önem verdiğini vurgularken, Eurocup’ta şampiyonluk yolunda ise ekibe takviye yapılması gerektiğini ifade etti.
-Ligde bu hafta sonuçlanana dek, uzun zamandır lider koltuğundaydınız ve Eurocup’ta grubunuzu en üst sırada tamamladınız. Galatasaray şu anda nasıl artılara ve eksilere sahip?
Söz konusu her iki liderliğin de mevcut dönemde hiçbir önemi yok. Ligdeki sıralama zaten suni bir durum çünkü sezonun ilk haftasından eksik maçlar var. Erteleme maçları oynanacak ve ilk yarının tablosu asıl iki hafta sonra, tüm müsabakalar gerçekleşince belli olacak. Çok büyük bir aksilik olmazsa, bu hafta oynayacağımız İBB maçını kazanıp ilk dört takım içinde olacağımızı düşünüyorum. Eurocup’ta ise grubu birinci tamamladık ama esas mücadele şimdi başlayacak. Euroleague’den gelen takımlarla oynayacağız ve önemli olan bu aşamada kazanma alışkanlığını koruyarak eleme turlarına avantajlı geçmek. Açıkçası takımın genel havasından memnunum ama olumsuz olarak şunu söyleyebilirim ki çok geniş bir kadromuzun olmayışı; zaman zaman bir ya da iki oyuncuda oluşan sakatlıklar veya günlük bireysel performans düşüşleri sıkıntı yaratıyor. Bu sebeple ligde şu ana kadar beş tane mağlubiyet aldık. Deplasmanlarda kaybettiğimiz dört maçın en az ikisi mutlaka kazanmamız gereken maçlardı. Bahsettiğim faktörler sebebi ile kayıplar yaşadık ve ligin gerçek lideri olma şansımızı yitirdik. Artılarımızdan söz edecek olursam şu öne çıkar ki takımda kolektif bir oyun algısı var; ego sorunu yok. Oyuncular birbirleri ile iyi anlaşıyorlar. Bu da ilerisi için, esas hedeflerimiz için bize ümit veriyor.
-Ligde Uşak Sportif ya da Türk Telekom mücadeleleri gibi ucu ucuna kaçırdığınız galibiyetler sizi mental olarak ne derece zorladı?
Özellikle Uşak karşısında, kazandığımız maçı kendi elimizle verdik. Uşak Sportif maçı zor bir deplasman mücadelesi idi; rakip kendi sahasında çok iyi oynayan bir takım. Biz neredeyse kazandığımız bir maçı son 15 saniyede yaptığımız bariz hatalarla kaybettik. Telekom maçına değinecek olursak, rakibimiz her ne kadar iyi bir kadroya sahip de olsa bizi yenmeden önce iki galibiyeti vardı ve yenmemiz gereken bir ekipti. O gün de maçın son bir dakikasında kötü oynadık ve mağlup olduk. Fenerbahçe, Darüşşafaka Doğuş, Beşiktaş gibi iddialı takımlara karşı kazanıp diğer maçlarda puan kaybetmek mental olarak zorlayıcı bir durum tabii. En basitinden söz ettiğimiz iki maçı kaybetmemiş olsak, şu anda ligin lideri biz olacaktık. Bizim için ligde normal sezonunun bitiminde ilk iki içinde yer almak çok önemli. lig play-offlarda şekillenir diyor ama biz play-offlara ilk iki takım arasında girme hususunu çok önemsiyoruz. Neticede önünüze bir şampiyonluk hedefi koyarsanız beklenmedik mağlubiyetler sizi zihinsel olarak yıpratır. Bu noktada tek tesellimiz şu; bu sezon öyle çekişmeli bir ortam var ki bizim gibi ilk dört sırayı kovalayan rakiplerimiz de sürpriz mağlubiyetler alıyorlar. Bu açıdan düşünerek şu an için hedefler doğrultusunda kaybedilmiş bir şey olmadığını ifade edebilirim. Yine de özellikle son hafta puan kaybettiğimiz Türk Telekom deplasmanında canımızın bir hayli sıkıldığını söylemem gerekir.
Ergin Ataman: “İç Saha Maçlarının Kazanılması Zorunludur!”
-Eurocup’ta da F Grubu’nu 10 maçta 7 galibiyetle lider tamamladınız ancak canınızı sıkan mağlubiyetler de oldu. Örneğin evinizde kaybettiğiniz Neptunas Klaipeda mücadelesinden sonra bir hayli sinirlendiğinizi ve takıma ceza verdiğinizi biliyoruz…
Özellikle favori olduğumuz bir maçı kaybediyorsak bu benim için çok ağır bir yük oluyor. Örneğin bir derbi maçı oynanır, o maçın sonuna kadar mücadele edilir, ama rakip senden daha iyi oynar ve galibiyet alamazsın. Bu kabul edilebilir bir durum. Sporda her maçı kazanmak gibi bir hadise söz konusu değil. Kendinden kadro olarak daha zayıf olan ekiplere karşı maç kaybedilmesi ise benim kabul edemediğim bir olay. Eurocup’ta da bunu İstanbul’da oynadığımız Neptunas maçı ile yaşadık. Gerçi Neptunas da grubu ikinci sırada bitirdi ama bizim deplasmanda yendiğimiz bu takımı kendi evimizde de mağlup etmemiz gerekirdi. Eurocup’ta bu tip mağlubiyetler ciddi risk oluşturuyor. Biz o maçı kaybederek grup birinciliğini riske attık. Son haftada da Rusya’da kaybettik. AEK, Neptunas’ı yenmeseydi lider olamayacaktık. Şimdi önümüzde yeni grup eşleşmeleri kapsamında üç tane evimizde üç tane deplasmanda maç oynayacağız ve bu karşılaşmalarda mağlubiyetin bahanesi olamaz. Bu gruptan birinci sırada çıkmamız için beş galibiyete ihtiyacımız var. Önce kendi sahamızdaki maçları garantileyip, deplasmanda da en az iki galibiyet bulmamız şart. Benim şöyle bir felsefem var; iç saha maçları, kazanılması her koşulda zorunlu olan maçlardır. Çok şükür bugüne kadar ligde kendi sahamızda Anadolu Efes maçı dışında mağlubiyet almadık ki bu da rakibin gücü doğrultusunda kabul edilebilir bir durum. Eurocup’ta bana göre Neptunas karşısında bahanesi olmayan bir yenilgi aldık ve ben de takıma bir mesaj vermem gerektiğini hissettim. Bu mesajın yerine ulaşıp ulaşmadığını da önümüzdeki Eurocup maçları boyunca göreceğiz.
-Son dönemde Caleb Green’in sakatlığı sizin için büyük sıkıntı yarattı… Bu boşluğu takım içinden kiminle doldurmayı düşünürsünüz?
Caleb Green’in sakatlığı tam da Eurocup ikinci tur grup maçları başlarken bizi çok zor duruma düşürdü. Şu aşamada transfer yapmamız da imkânsız. İzzet Türkyılmaz’dan da Yunanistan’daki AEK maçı dışında verim alamadık. Gerçi biz sezon başında mecburen bir risk almıştık, bütçemiz doğrultusunda uzun bir Türk oyuncu transfer etmek durumundaydık. İzzet’e şans verdik ama şu ana dek 25 kadar maçta 1-2 defa katkı verebildiğini gördük. Ege Arar ise bu seviyeler için henüz genç bir oyuncu. Zaman zaman yararlı oluyor ama kapasitesinin sınırlı kaldığı durumlar da oluyor. Bu sene uzun oyuncuların ana rotasyonunda üç isimle yola çıktık; Stephane Lasme, Joey Dorsey ve Caleb Green. Joey Dorsey’in sürekli istikrarsızlığının yanında hem saha içi hem saha dışında disiplin sorunu var. Caleb Green’in takımımızdaki yeri çok önemli idi. Bugüne kadarki maçlarımızın çoğunda Stephane Lasme ve Caleb Green ilk beşimizde yer alan ikili oldu. Green’in bu rotasyondan çıkması rolleri değiştirdi. O noktaya Dorsey’i monte ettik. Bunu yapınca Lasme’yi alışmış olduğu beş numaralı pozisyondan dört numaraya kaydırmak durumunda kaldık. Takımımızın belki de en formda oyuncusu Vladimir Micov’a dört numarada ihtiyaç duyduğumuz için kendisinin forvetteki dakikalarını azaltma yoluna gittik. Takımın yapısında ciddi anlamda bir değişim oldu. Bu değişimi yaptığımız ilk maç Beşiktaş maçıydı ve o gün etkiler pozitif yansıdı. Sonrasında Telekom maçında ise Green’i çok aradık. Marcus Haislip’in de sıra dışı performansı karşısında zorlandık ve o bölgede bir şutör uzuna ne kadar ihtiyacımız olduğunu gördük. Kulübümüzün bazı sıkıntıları var. Henüz kalkmamış bir transfer yasağımız mevcut. O yasak kalkabilirse en kısa sürede o noktaya bir takviye yapmak istiyoruz. Mevcut uzun rotasyonumuz ile Maccabi Fox Tel Aviv, Emporio Armani Milan, Limoges, Valencia Basket, Unics Kazan gibi takımların olduğu Eurocup’ta şampiyonluktan bahsetmek pek de gerçekçi durmuyor. Yine de her zaman gidebildiğimiz yere kadar mücadele edeceğiz.
Ergin Ataman: “Takımımıza Dört Numara ve Oyun Kurucu Takviyesi Gerekiyor”
-Sözünü ettiğiniz uzun oyuncu transferi ihtiyacı doğmadan evvel, Eurocup’ta şampiyonluk hedeflediğinizi, ancak bu yolda takıma takviye gerektiğini söylemiştiniz… Başka ne noktalarda eksiklik hissediyorsunuz?
Bugüne kadar ligde 14, Eurocup’ta 10 maç olmak üzere toplam 24 maç oynadık ve hedeflerimize ulaşmak için takviyeye ihtiyaç duyduğumuzu görecek noktaya geldik. Şu ana dek hep zirvede ilerledik ama artık Eurocup’ta önümüze çok ciddi rakipler çıkacak ve işin şekli değişecek. En az sekiz tane takım Eurocup şampiyonluğuna aday. Türkiye’den de Pınar Karşıyaka olsun Banvit olsun Eurocup’ta final ve şampiyonluk hedefliyorlar. İlk etapta Caleb Green’in sakatlığının yarattığı boşluktan ötürü bir dört numara takviyesine ihtiyaç duyduğumuz aşikâr. Bunun yanında bir tane daha oyun kurucu transferinin gerekli olduğunu düşünüyorum.
-Aradığınız oyun kurucu için Türkiye liglerinden ilgilendiğiniz bir isim var mı?
Hayır, Türkiye liglerinden herhangi bir oyuncu ile ilgilenmiyoruz. Dört numara pozisyonunda ve takviye oyun kurucu olarak radarımızda olan birkaç tane sporcu var ama onlar da yurt dışından. Transfer için önceliğimizi de dört numara olarak belirledik.
Röportaj: Şansın Tokyay