Daha geniş kadro kullanarak sahada daha diri kalan Darüşşafaka son çeyrekte 27-17 üstünlük sağlayarak galibiyete uzandı. Wilbekin 16 sayı, 4 ribaund, 4 asistle yıldızlaştı
Darüşşafaka sezon boyunca aradığı kimliği son 1.5 ayda artık bulmuş gibi. "Bizim diğer takımlardan neyimiz fazla?" sorusuna yanıt verdiği günden beri bu çooook geniş kadrosundan verim almaya başladı yeşil-siyahlılar. Aslında çok da farklı bir keşif değil yeni kimlik. Daçka üstün olduğu yönü öne çıkarmaya başladı: Kadro genişiliğini.
Bir süredir gerek tempo gerekse fiziksel temas temelli, çok yıpratıcı bir oyun oynuyor Darüşşafaka. Mehmet Yağmur'la tam saha baskıyla oyuna başlıyor, içerde boğuşuyor, topu her aldığında oyunu hızlandırıyor. Bu fiziksel olarak çok yıpratıcı oyunu da nitelikten çok nicelik olarak daha fazla oyuncu kullanarak, sahada hep diri kalma avantajına dönüştürüyor.
Dün de Banvit'i bu formülle dize getirdi yeşil-siyahlılar. Üç çeyrek boyunca oyun kontrolünün iki takım arasında sürekli el değiştirdiği bir maç izledik. Son çeyreğe girerken 49-48 üstünlük konuk ekipteydi. Ama işte burada fiziksel ve zihinsel diri kalma avantajı Darüşşafaka'ya geçti. Ligin belki de en süratli oyuncusu Wilbekin önderliğinde son çeyrekte sahada adeta tur bindirdi rakibine evsahibi ekip. Darüşşafaka'da hiçbir tüm oyuncular 30 dakikanın altında süre alırken, tam 11 oyuncu 10 dakikanın üzerinde parkede kaldı. Bunların 9 tanesi skor üretimine katkı yaptı. Banvit'de ise takımın merkezindeki Johnson-Slaughter-Moerman 33 dakikanın üzerinde sahadaha kalırken sadece 7 oyuncu 10 dakikanın üzerinde forma giydi.
Aradaki farkı iki takımın sürükleyici isimleri Johnson ve Wilbekin'e bakarak da görmek mümkün. İlk üç çeyrekte harika bir performans sergileyen ve 24 sayı üreten Johnson, son bölümde sayı atamazken, Wilbekin 18 sayısının 10'unu son 10 dakikaya, daha diri ve herkesten çok süratli kaldığı bölümde buldu.
Kaynak: yeniyuzyil