Fenerbahçe BEKO, üst üste 5 kez yer aldığı Final-Four’a giden yolda “son viraj” olan Play-Off’ta Olympiakos ile karşılaşacak.
Sezonu birinci sırada bitiren, kadro kalitesinden öte “takım kimyası” ile sivrilen Yunan ekibi, kağıt üzerinde Real Madrid ya da Barcelona gibi süper yıldızlara sahip değil… Ancak birliktelik ve paylaşım açısından “açık ara” çok daha sağlıklı bir yapı ve bu yapının temellerini geçen yıl atan ve bu sezon da üzerine koyan Bartzokas gibi deneyimli ve becerikli bir coacha sahipler… Zaten yukarıda adı geçen iki dev rakibi de sezon içinde 4 kez mağlup ettiler… Fenerbahçe BEKO’yu da iki kez farklı skorlarla yenmeyi başardılar… Gerçi Pire’deki ilk maçta Motley, Pierre ve Wilbekin gibi Sarı-Lacivertli takımın 3 ana unsuru yoktu takımda… Ancak çok formda geldikleri İstanbul’daki rövanşta da Sloukas olmadan yine farklı kazanmayı başardılar.
Olympiakos’u bu seviyeye çıkaran en önemli artıları takım kimyasını sağlayan tüm detaylara gösterdikleri özen… Birlikte oynama alışkanlığı, paylaşım, özveri temelinde savunma sertliği ve tabii bunu yaparken rotasyonla birlikte “süreklilik” sağlamayı başarabilmek onları farklı kılıyor… Tüm bu artılarla birlikte tabii ki saha avantajı ve buna paralel seyirci desteği de bu seri öncesinde Yunan ekibinin elini güçlendiren bir diğer faktör…
Fenerbahçe BEKO cephesinde ise 10 maçta 9 galibiyetle müthiş başlanan sezonun devamında, başlangıcında sakatlıkların darbe vurduğu ve Olympiakos ile büyük benzerlikler taşıyan takım kimyasının, zedelendikten sonra tekrar eski kıvamına gelememesi en büyük sorun… Halihazırda da müzmin sakat Bjelica’nın yanında Booker’ın da Atina’ya gidememesi, giden kafilede Wilbekin, Guduric ve Metecan’ın sahada olup olmayacaklarının belirsizliği Sarı-Lacivertli cephede baş ağrıtan faktörler…
Buna karşın seriye dair umutları canlı tutan faktörler de yok değil…
Birincisi, Olympiakos’un tüm sezon boyunca neredeyse “hiç düşüş yapamadan” buralara gelmiş olması… Daha önce böylesi bir yükselişi tüm sezona yayabilen (Play-Off ve Final-Four’lar da dahil) bir takım görülmüş değil!.. Geçmişte bütün sezonu müthiş oynayıp, Play-Off’ta ya da F4’te havlu atmış takımlara dair bir çok örnek sayabiliriz… Dolayısıyla dileğimiz odur ki Olympiakos için bu “olası” düşüş, Fenerbahçe BEKO ile oynayacakları Play-Off serisine denk gelsin…
İkincisi, onca sakatlık sorununa rağmen, kadro kalitesi olarak hala Fenerbahçe BEKO’nun rakibinden altta kalır yanı olmadığı… En azından bu seriyi sürükleyebilecek nitelikte, Motley, Hayes-Davis, Pierre, Dorsey, Jekiri, Calathes, Edwards gibi isimlerin yanında Melih, Şehmus, Tarık, İsmet gibi Türk oyuncuların da süre alıp verim sağlayabilecekleri seçeneklere sahipler… Tabii Wilbekin, Guduric ve Metecan üçlüsünden 1 ya da 2’sinin sağlıklı bir şekilde listeye dahil olmaları seride çok şeyi değiştirebilir…
Üçüncüsü, takım kimyası her ne kadar üst düzey olsa da, nitelik açısından Olympiakos’un elindeki oyuncu grubunda “süper” diye niteleyebileceğimiz bir yıldız olmaması… Bu anlamda buna en yakın isim diyebileceğimiz, hatta sezonun MVP’si olmasına kesin gözüyle bakılan Vezenkov ve hatta Sloukas dahi hücumdaki yaratıcılıklarının yanı sıra savunma zaafları olan isimler… Deneyim ve yetenek olarak Papanikolau’yu da ayrı bir yere koyarsak, Canaan, McKissic, Walkup, Fall, Black, Bolomboy’un rakipler için “endişe yaratacak oyuncular” sınıfına girmediğinin de altını çizmeli…
Sonuç itibarıyla Fenerbahçe BEKO’nun, eksiklerini ve sezon içindeki 2 maçı potasında 94 ve 93 sayı görerek kaybettiğini göz önüne aldığımızda bu serinin Sarı-Lacivertliler adına olmazsa olmaz en önemli unsurunun SAVUNMA olduğu apaçık ortada..
Fenerbahçe’nin, sezonun ikinci yarısında, birkaç istisna maç hariç bu açıdan sezon başını mumla aratan bir seviyede olduğu bir gerçek… Zaten Kızılyıldız ile oynanan son maçta kaçan 5.’liğin de en önemli sebebi savunma zaaflarıydı… Olympiakos’u yenebilmek için, onların en iyi yaptığı işi daha iyi yapması gerekiyor Fenerbahçe BEKO’nun… Seride zaten bence oyunun bu yönünde, savunmada sivrilen takım ipi göğüsleyecek. Kaybedilen iki maçta da, sezonun diğer maçlarında da Olympiakos’un ne kadar agresif başladığını, daha ilk periyotlarda oyunu koparacak ivmeyi ve farkı yarattığını unutmamalı; işi baştan sıkı tutmalı…
Tüm kalbimizle Pire’de Fenerbahçe BEKO’nun kazanarak başladığı bir seri izlemek en büyük dileğimiz… Bol şanslar…