26 Ağustos 2024, Pazartesi
spot_img
Ana SayfaNBAAl Horford gerçekten 36 yaşında mı? / İSMAİL DURLANIK

Al Horford gerçekten 36 yaşında mı? / İSMAİL DURLANIK

Yüzük aslanın midesinde

Müthiş bir play off izliyoruz. Golden State dışında kalan üç seri 2-2. Savunmaların bu kadar sert olduğu bir sene hatırlamıyorum. Bir satranç müsabakası gibi maçtan maça değişen ve gidişatı etkileyen hamleler izliyoruz. Kim yaka finaline çıkacak, şampiyonluk ibresi kimden yana? Bu sorulara net cevap vermek mümkün değil. Bana göre altı takımın şampiyonluk şansı var. Güzel tarafı çok favoriliğin nedeni şartlar ne olursa olsun her takımın müthiş karakter sergileyerek savaşıyor olması. Bunun en son örneğini Ja Morant’ın oynamadığı maçta Grizzlies sergiledi. Son periyotta Stephen Curry şahane oynayarak skoru sırtlanmasa ve ona Draymond Green herkesi ve her yeri savunarak katkı yapmasa Memphis seriyi eşitlemişti. Kıl payı farkla seri 2-2’de eşitlenecekken 3-1 oldu. Yüzük aslanın midesinde. Bakalım onu oradan kim çıkarıp parmağına takacak.

Milwaukee Bucks-Boston Celtics/Al Horford gerçekten 36 yaşında mı!

Bütün serilerde savunma ön planda. Ancak Bucks-Celtics serisi bir başka boyutta. Adeta muharebe yaşanıyor. Bir yanda Jrue Holiday ve Antetokonmpo ikilisi öte yanda Marcus Smart, Robert Williams ve iki kanat oyuncusu Jaylen Brown ve Tatum. Boyalı alan olsun, perimetre olsun kolay sayı bulamıyor iki takımda. Serinin çok sayıda hikayesi var. Boston’ın sahasında net kaybettiği ilk maçın ardından sertliğe daha sertlikle cevap vererek dengeyi kurması, Bucks Koçu Budenholzer’ın bir kez daha ana planı işlemediğinde çözüm üremeyen kısır yapıya bürünmesi ilk akla gelenler. Bucks sahasında oynadığı üçüncü maçı kazanırken çok kötü sinyal verdi. Boston belki maçı kaybetti ama Milwaukee’nin rotasyon oyuncularını devre dışı bırakmayı başardı. Antetokonmpo maçın genelinde ribaundu alıp driblingle sahayı kat ettikten sonra Boston savunmasını delerek takımına maçı kazandırdı. Jrue dışında destek bulamadı. Antetokonmpo’nun “kendin pişir kendin ye” oyunu bir sonraki maçta işlemedi ve Celtics deplasmanda kazanarak saha avantajını geri aldı. Milwaukee yaka finalini televizyondan izlemek istemiyorsa bir kez daha Celtics deplasmanında kazanmak zorunda. Budenholzer’ın bunu kolaylaştıracak bir taktiksel hamle yapacağını sanmıyorum. Milwaukee’nun istikbalini Antetokonmpo’nun performansı belirleyecek. Ancak serinin gerçek hikayesi Al Horford. 36 yaşında, son üç senesini sakatlık ve düşük performansla geçirmiş Horford, Celtics formasıyla bambaşka bir yapıya büründü. 35 dakika oyunda kalıyor. Son maçta 41 dakika oynadı. 30 sayı, 8 ribaunt, % 71 üç sayı, % 76 gerçek şut yüzdesiyle oynadı. Tek iyi maçı bu da değil. Milwaukee karşısında 19 sayı ortalamayla oynuyor. Üstelik bir yandan Antetokonmpo’yu savunurken bu istatistikleri yapıyor. Yunan basketbolcunun son maçta üstünden smaç vurduktan sonra küçümser bir bakış atmasına ilerleyen dakikalarda Antetokounmpo’nun üzerinden smaç vurarak karşılık verdi. Oğlu yaşındaki kas yığınına karşı geri adım atmaması inanılmaz. Horford’un yaptıkları bunlarla sınırlı değil. Pas veriyor, orta ve uzak mesafe şutlarıyla rakip savunmayı cezalandırıyor, Robert Williams’la oynarken 4, Grant Williams’la oynarken de 5 numaraya geçiyor. Takıma esneklik kazandırıyor. Yaptıklarını hayretle izliyorum. Şayet gençleşmenin bir formülü bulunmadıysa bu kadar efor sarfetmesi ve verimli oynaması akıl alır gibi değil.

Miami Heat-Philadelphia Sixers/Embiid’in varlığı yetiyor

Miami-Sixers serisine iki takımda önemli eksikle başladı. Heat’te Kyle Lowry, Philadelphia’da ise Joel Embiid oynamadı. Eksikli iki maçı Heat kazanırken pek de zorlanmadı. Sixers da James Harden’ın sorumluluk almaktan kaçınması Miami’nin 2-0 öne geçmesine neden oldu. Üçüncü maçlarla iki takım da tam kadro maça çıktı. Joel Embiid standartlarının altında oynamasına rağmen Heat savunması üzerinde yarattığı tehditle takım arkadaşlarının kolay sayı bulmasını sağladı. Dördüncü maçla beraber Harden biraz kıpırdanınca seri 2-2’de eşitlendi. Saha avantajına ilave olarak kadro derinliği ve koç avantajı bir adım öne taşıyor Heat’i. Ancak Embiid’in aksine Lowry sadece görüntü olarak döndü. Oyuna olumlu katkısı olmadı. Miami paslaşarak ve takım halinde hareket ederek skor üretebiliyor. Lowry bu orkestranın şefi. O görevini yapmazsa Miami’nin işi çok zor. Nitekim dördüncü maçta Heat hücumda tıkandı. Miami hala avantajlı ama Lowry’nin bu haliyle değil.

Golden State-Memphis/Boyalı alana rağmen

Memphis beklediğimin ötesinde performans sergileyen takımlardan. 3-1 geride olmaları aldatmasın. Curry son periyot olaya el koymasa seri 2-2’ydi. Ja Morant’ın oynamadığı dördüncü maç Grizzlies’in savunma şovuna döndü. Memphis savunması Stephen Curry’i % 28 üç sayı yüzdesinde tutmayı başardı. Klay Thompson ve Jordan Poole ise 10 denemede isabet bulamayarak sıfır çekti. Otto Porter’ın dışında perimetrede başarılı bir Warrior yoktu. Buna rağmen Golden State kazandıysa 1 numaralı oyuncusunun 1 numara son periyot oynamasına borçlu. Curry el yakan şutları sokarak, maçın son dakikalarında da savunma üzerine gidip faul alarak maçı 10 sayıdan çevirmeyi başardı. Draymond Green’in savunma katkısından da söz etmemek olmaz. Savunma Bakanı iş başındaydı. Golden State Konferans Finali’ne en yakın takım olmasına rağmen boyalı alanda Draymond Green dışında çaresiz. Green çok iyi savunuyor ama tek başına hem uzunları hem kısaları savunması imkânsız. Green’in yanına uzun bulamadı Golden State. Kuminga fizik olarak zayıf kalıyor ayrıca deneyimsiz. Otto Porter ağır sakatlıklar geçirdi ve maksimum 20 dakika oynayabiliyor. Kevin Looney ise hücumda etkisiz eleman. Ona da en fazla 15 dakika tahammül edilir. Olası bir Phoenix finalinde De Andre Ayton şov yapar. Eminim Warriors taraftarı Dallas gelsin diye dua ediyordur. Ancak bu defa da finalde Adebayo ve Butler, Gainnis, Brook ikilisi veya Boston’un delen kısaları, Horford’un oyun bilgisi, Robet Williams’ın yırtıcılığı….Golden State için çok sayıda boyalı alan kabusu var.  

 

Phoenix Suns-Dallas Mavericks/Biri düzelirken ötekisi bozuluyor

Normal sezonda ligi domine eden Phoenix Suns bir şekilde gidiyor ama hep bir şey eksik. Birini tamir ediyor bir başka sorun çıkıyor. Pelicans serisinde pivotlar dışında yan parçalar işlemedi ama Chris Paul sorumluluk alarak takımını ikinci tura taşıdı. Dallas serisiyle beraber rol oyuncuları devreye girdi. Peşpeşe de iki galibiyet geldi. Ancak üçüncü maçın Chris Paul’un 7 top kaybıyla kaybını izledik. Dördüncü maçta top kaybı görevini toplamda 13 top kaybı yapan Devin Booker, De Andre Ayton ve Jae Crowder üstlendi. Üstüne Dallas’ın 20 üç sayı isabeti bulması eklenince seri yeniden başladı. Phoenix hala saha avantajıyla önde. Ancak bu inişli çıkışlı grafikle bir sonraki maçta bizi nasıl bir Suns’ın beklediğini bilemiyorum.

 

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler