“Kazanmayı bilmek” işte böyle bir şey.. Olimpiakos kritik maçları göreceli olarak kısıtlı gücüne rağmen kazanmayı biliyor.
Kazanmayı istemek de ayrı bir şey..
Maç başlarken favori CSKA idi ama tribünlerde Olimpiakos üstünlüğü vardı. Hem sayı olarak hem de coşku olarak. Ne olmuştu acaba? Ruslar maçı çantada keklik görüp İstanbul'u gezmeyi mi tercih etmişymlerdi yoksa “Uçak krizi” sürüyor muydu hala? Ya da belki de CSKA taraftarları biletlerini Fenerbahçeliler'e satmlışlardı. Her neyse… CSKA tribünleri heyecansızdı. Maç CSKA üstünlüğüyle başladı. Sanki hakemler de maç başında CSKA'ya biraz yardım ediyorlardı. Ama Spanoulis hiçbir şey yapmayınca ilk yarı CSKA üstünlüğüyle kapandı: 40-35.
Kapandı da… Son saniyede çemberden geçen Oly üçlüğü bir mesaj mıydı acaba?
Aynısından bir tane üçlük de üçüncü periyodun başında çemberden geçince “Eyvah” demiştir CSKA'lılar.
''Sinan Erdem ilahları” yine iş başında galiba…
Evet! İlahlar işbaşındaydı. Kazanmayı daha çok isteyen Oly de kazanmayı bilen Spanoulis de devreye girince psikolojik üstünlüğü ele geçirdi. CSKA'nın çift taraflı silahı Teodosic kötü şut seçimleriyle Oly'ye yardımcı olunca oyun sonundaki üçlük düellosunden Yunan takımı üstün çıktı. Ve.. Tarih tekerrür etti. 2015'ten sonra Olympikos CSKA'yı yine Sinan Erdem'de geriden gelerek devirdi ve finalist oldu.