Ligde ilk dönem kapanırken Beko Basketbol Ligi'nde zirveye oynayan üç takım kadrolarına yeni takviyeler yapmayı tercih ettiler. Bu transferleri inceleyelim…
Beşiktaş ve Fedor Likholitov
Beşiktaş ilginç bir transfer hareketi yaptı. Ligde ilk 11 maçında 9 galibiyet alarak önemli bir başarı sağlayan Beşiktaş Cola Turka kadrosunun en önemli ismi Mire Chatman'la bir aydır süren ekonomik sorunlar yaşadı ve yıldız Amerikalı sonunda takımda forma giymeyi bıraktı. Beşiktaş iyi giden takımını kurtarmak ve Chatman'ı tekrar kadroya monte etmek için çalışma yapmazken, sezon ortasında Rusya'dan Fedor Likholitov'u transfer etti. 2.11lik pivotun kötü bir transfer olduğunu iddia etmek zor. Avrupa'da önemli bir kariyeri olan oyuncu ligde de ilk maçında Pınar Karşıyaka deplasmanında 21 sayı-8 ribaundla etkili bir performans sergiledi ve basketboluyla Beşiktaş için gerekli bir transfer olduğunu gösterdi. Ama bu transfer yapılmadan önce ''Kadromuzdaki en büyük yıldız Chatman'ı mı takımda tutalım yoksa ülkemizde hiç bulunmamış Fedor Likholitov'u mu transfer edelim?'' diye bir soru gelirse; çoğu insanın birinci seçeneği tercih edeceğini düşünüyorum.
Fenerbahçe ve Roko Ukic
Fenerbahçe, Euroleague'de kariyerini belirleyecek olan Zalgiris maçından önce önemli bir transfer yaparak iki yıldır NBA'de forma giyen oyun kurucu Roko Ukic'i kadrosuna kattı. Ukic, sahaya sürülmesi bir risk olmasına rağmen, sadece altı gün sonra çıktığı Zalgiris maçında 20 sayı-6 ribaund-4 asistle çok başarılı bir performans sergiledi ama takımını galibiyete taşıyamadı. Burada da sorulacak soru şu; ''Fenerbahçe Ülker'de Ömer Aşık uzun süredir sakatken, sadece Zalgiris maçı için değil uzun vadeli olarak da düşünüldüğünde, takıma bir uzun mu almak gerekir yoksa altı aylığına imza atan Roko Ukic'i mi almak gerekir?'' Roko Ukic iyi başladı, amacımız onun kalitesini tartışmak değil. Bu takımın uzunları Semih Erden-Oğuz Savaş ve rakibin en iyi uzunu Travis Watson'ın yokluğuna rağmen pota altında Zalgiris'i zorlayamıyorlar. Takımı etrafında kurmak istediğiniz Roko Ukic ise sadece altı aylığına imza atıyor ve Euroleague'de de sezonun kalanında mücadele edilmeyeceği düşünüldüğünde de sezon sonunda takımdan ayrılması büyük ihtimal. Baştaki soruya dönelim; uzun mu almak gerekirdi Ukic'i mi almak gerekirdi?
Efes Pilsen ve Bojan Popovic
Sezon başında kurduğu yıldızlarla dolu kadroya rağmen Euroleague'de turu ancak Malaga'nın kıyağıyla geçebilen Efes Pilsen son transferini Bojan Popovic'le gerçekleştirdi. Efes Pilsen TOP16'de Real Madrid-Montepaschi Siena-Maccabi ile eşleşti ve bu transfer büyük ihtimalle bu gruptan çıkmak için yapıldı. Efes Pilsen halihazırdaki kadrosuyla ligi en az yarı final, %90 ihtimalle de final oynayarak kapatacak güçte. Bu durumda transferin sadece Euroleague'e endeksli olduğunu düşünebiliriz. Efes Pilsen için de Fenerbahçe için sorduğumuz soruyu soracağız. Efes Pilsen böylesine büyük bir transferi yapacak güçte ise kadrosuna neden bir uzun almadı? Efes Pilsen pota altında Kaya Peker-Daniel Santiago-Mario Kasun-Bostjan Nachbar isimlerine bağlı. Nachbar beklenen performansı veremezken, Kasun da bir sakat, bir sağlam. Yaşı ilerlemiş olan Daniel Santiago'nun yapacakları kısıtlı. Şu halde Efes Pilsen uzun pozisyonunda oynayabilecek birini almıyor ve gard pozisyonuna oyuncu alıyor. Efes'in gard pozisyonunda Igor Rakocevic, Kerem Tunçeri ve Ender Arslan var. Efes Pilsen'in amacı yeteri kadar skor verimi alamadığı Igor Rakocevic'i iki numara pozisyonuna kaydırarak kendisini hücumda daha fazla kullanmak olarak gözüküyor. Peki Kerem Tunçeri, Avrupa'nın en tecrübeli ve en değerli gardlarından biri değil mi? Efes Pilsen elinde Euroleague tarihinin en çok asist yapan oyuncularından birini bulundururken, onun arkasında da son dakikaların kahramanı Ender Arslan var. Igor Rakocevic ve Bojan Popovic ise kritik maçlarda ortaya çıkma konusunda kararsızlar. Efes Pilsen -atıyorum- Ali Traore gibi gelecek vaad eden bir uzunu alsaydı daha mantıklı bir transfer yapmış olmaz mıydı?