Savunmanın hep zaman içinde hücumu ayağa kaldıracağına inanmıştık turnuva boyunca. Böyle savundukça bir noktada hücum hareketlenir, takım o aradığı akıcılığı yakalar diyorduk. Ama maalesef tersi oldu. Hücumumuz o kadar durgun, o kadar hareketsiz ki savunmayı aşağı çekiyor.
TAKIMIN bu hücuma, bu düzene inancı kalmamış artık. Topa yön veren oyuncularımız Kerem, Ender ve Hidayet istenen düzeyde oynamayınca artık eline top alan oyuncu “Nasıl olsa sistem çalışmıyor” diyerek kendi bir şeyler yapmaya çalışıyor. Almanya önünde de takım yapısının ürettiği sayı 10’u geçmiyordur muhtemelen. Son 3 dakikada, galibiyetle mağlubiyetin belirleneceği maç toplarında temel hücum stratejimizi “Çok kötü bir şut atalım, Ömer ribaundu alır ve smaç yapar” olarak belirlemiştik. Hangisi daha trajikomik acaba? Bunun işe yaramış olması mı yoksa bu turnuvadaki en başarılı maç sonu taktiğimiz olması mı?
MAÇA aslında öyle girdik ki, kopup gideceğiz sandık. Kopup gitmeliydik de. 12 dakikada 21 hücum yapmış sadece 3 basket atabilmişti Almanya. 21 hücumun 18’inden boş döndüler. Tam bu anda Nowitzki de 3 faul alıp kenara gidince her şey toz pembe görünüyordu.. Ama öyle olmadı. Hücum üretim sağlayamayınca aynı 12 dakikada Türkiye ancak 15 sayı üretmişti. Üstelik bu kısır hücum oyun konsantrasyonunu da düşürünce Nowitzki’siz daha hareketli ve daha pasa dayalı oynayan Almanya farkı devre sonuna kadar eritiverdi.
SIRPLAR DA FELAKET
BU şoktan da çıkamadık. O ilk yarıdan sonra bile üstünlüğü ele alamayınca 2. devrede savunma da aşağı düştü. 2. devrede 50 sayı yedik. Maç sonunun serbest atışlara kalması da ironik. Dün 10/22 atarak düşük standartlarımızın bile altındaydık. Bu yüzdeyi sadece basketbolla açıklamak imkansız. Takım hücuma ve attığı atışlara olan güvenini yitirdi.
HALEN turnuva bitmedi bizim için. Dün Sırbistan da felaket göründü mesela sahada. Yarın onlara karşı kazanırsak, Litvanya da beklendiği şekilde Almanya’yı yenerse çeyrek finaldeyiz. Ama bu hücumla bunun yapılabileceğine inanan kaldı mı acaba takım içinde?
Dışarda tehdit düşük
Türkİye’nin turnuvadaki 3 sayı yüzdesi %29 seviyesinde. Bunda kötü organizasyonun mecbur bıraktığı zor atışlar kadar gittikçe isabet sağlanacağına olan güvenin düşmesi de önemli sebep. Zaten ilginç şekilde üçlükçülerimizin performansları arasında uçurum var.
ÖMER Onan ve Preldziç 20/40 isabetle %50’yi yakalamış durumdalar. Ancak Kerem, Ender ve Hidayet üçlüsü 11/65 isabetle %17’deler.