Olimpiakos karşısındaki iç saha performansından sonra Cedevita karşısında zorlanmasını zaten beklemiyorduk Efes’in. Güzel olan oyuncular bizim gibi düşünmemiş. Çünkü maça çıkmadan kazanılan (!) birçok maçı hatırlıyoruz Avrupa arenasında. Ama Efes öyle bir başladı ki maça… Oktay Mahmuti’yi tebrik etmeli takımın oynadığı basketbol konusunda. Çünkü elindeki kadroya göre sistemini buldu, kısa zamanda. Efes ön alanda baskıyı Gordon ve Sinan ile mükemmel yapıyor, rakiplerin oyununu bozuyor. Savunma iyi olduğu anda da hücumda çok kolay basketler buluyor, tempoyu sürekli artırıyor. Cedevita karşısında da maçı ilk periyotta bitiren etkenler bunlardı.
Bir de Vujacic sahadayken oynadığı basketbol var Efes’in. Topun daha çok dolaştığı ve keskin şutöre pozisyon hazırlandığı… Yani Efes, ne gerekiyorsa onu oynadı ve çok rahat bir galibiyet aldı.
Tabii ki burada önemli Jordan Farmar’ın varlığı… Dün yine mükemmel oynadı. Sadece oyunu değil, düşüncesi de çok farklı. Bir oyun kurucudan ne beklerseniz, onu fazlasıyla yaptı.
Farmar skorunu atıyor; dün maçı 14 sayıyla tamamladı. En kritik anlarda sorumluluk alıyor, attığı sayıların 12’si maçın koptuğu ilk yarıdaydı. Asist de yapıyor yıldız oyuncu, dün de 9 asiste ulaştı. Ribauntlarda da hep o var, dün 6 ribaunt ile takımının en çok ribaunt alanıydı. 30 dakika sahada kalıp, 2 tane top çalıp 1 tane bile top kaybı yapmaması da cabası.
Ancak bu rakamlar kadar önemlisi de vardı Farmar’ın yaptığı… Mesela arkadaşlarını oyuna sokmak için de çalıştı. İkinci yarının başında Semih’in üzerindeki durgunluğu atmasını sağladı, dev pivotu art arda smaçlara yolladı… Kendisini Green’in savunduğu anlarda potaya yaklaşması da akıllıcaydı. Kısacası izlemesi keyifli bir oyuncu lacivert-beyazlı formayla salonlarda, basketbolseverler bu fırsatı kaçırmamalı.