Anadolu Efes bu sezon 6. kez Olimpiakos karşısına çıkıyor ve amaç, 7. kez de Yunan ekibine rakip olmak, yani Final-Four’a yükselecek takımın belirleneceği seriyi son maça taşımak.
Bunun için temsilcimizin yapması gereken şey belli aslında; yine tempolu oynamak. 5 maça baktığımızda Efes’in kazandığı iki maçta da 80 üzerinde skor bulduğunu, toplam sayıların ise 150’nin üzerinde olduğunu görüyoruz. Kaybedilen üç maçta ise temponun düştüğü, temsilcimizin en fazla 63 atması, toplam sayının da 130’u bulamamasından anlaşılıyor. Demek ki tempo işimize yarıyor. Çünkü o zaman iki takım arasındaki kalite farkı daha net ortaya çıkıyor.
Olimpiakos, geçtiğimiz sezonun Avrupa Şampiyonu ama o gerçekten bir mucizeydi. Spanoulis liderliğinde oynayan, kaderi Yunan oyun kurucunun ellerinde olan bir takım. Printzeis ile Papanikolaou da tehlikeli isimler ama onlar da Spanoulis oynarsa oynar.
Efes ise çok daha fazla silaha sahip. Tempo yükseldiğinde, kullanılan şut adedi düştüğünde bu rakibe avantaj sağlar. Ama oyun hızlandığı anda, daha çok yıldızı bulunan öne çıkar. Zaten bizim, attıkça savunmada da motive olan bir takımımız var.
Dolayısıyla bizim korkacak ve daha da önemlisi artık kaybedecek bir şeyimiz yok. Haydi Efes, çık sahaya, koy yüreğini, bitir Olimpiakos’un işini. Son maça taşı şu seriyi, momentumu eline al. Evet son maç Yunanistan’da oynanacak ve rakibi bu sene sahasında hiç yenemedik ama, her şeyin bir ilki var.