* Kural yine değişmedi, herkes kendi evinde aslan. Kimse evinde kaybetmedi ve sona geldik. Şimdi 7. ve son maç oynanacak ve şampiyon belli olacak. Sadece bu seride değil sezon içinde de kimse kendi evinde maç kaybetmedi. Son maçta da bakalım bu kural geçerli olacak mı, göreceğiz.
* Abdi İpekçi’de sadece kadın ve çocuklar vardı ellerinden geleni yaptılar ama hem salon boş kaldı, hem de diğer maçlardaki atmosfer yoktu. Fenerbahçe’nin saha ve seyirci baskısı diyeceği bir mazereti asla yoktu ama maça inançlı gelmemiş gibiydi.
* Fenerbahçe “nasılsa siz bizim sahaya gelirsiniz ama” rahatlığıyla oynadı.
* Galatasaray 12-2 başladı, Fenerbançe’nin ilk saha basketi birinci periyodun son 5 dakikasında geldi. Galatasaray maçı hep önde götürdü, Fenerbahçe efor göstermeden takip etti ve 3. periyodun son 5 dakikasında yakalayıp ilk defa öne geçti ama son 3 dakika kala Galatasaray 13 sayı öne geçti. Tam “maç bitti” derken Fenerbahçe son dakika içinde Arroyo dışarı çıkar çıkmaz farkı 4 sayıya indirdi. Herkes “acaba” derken Galatasaray yeniden toparlandı ve maçın sonunu rahat getirdi.
* Bjelica çok yüzdeli oynadı ama neden daha fazla sahada kalmadı bilemedik. (19.28 dakika sahada kaldı ve 1/2, 2 sayı, 3/4 3 sayı, 4 ribaund, 2 asist ve 2 blok la oynadı.)
* Emir Predzic çok etkiliydi, çok kritik ve zor sayılar üretti. Predzic kendi sahasındaki abartılı hareketleri yapmayıp sadece işine konsantre olunca daha verimli oluyor. Artık bunun farkına varmalı. Fenerbahçe’nin sahasında bu Predzic gidiyor, başka bir Predzic geliyor. Her şeye itiraz eden, abartan bir oyuncu oluyor. Emir’in kendi performansı için de takımının performansı için de artık bu işleri bırakması, bu maçta olduğu gibi sadece işine odaklanması gerekiyor.
* Melih bütün bir sezon çok iyi oynamış, Obradovic tarafından çok şans ve güven verilmişken serilerde daha az oynatıldı.
* Obradovic cezasından sonra yeniden sahadaydı. Hakemlere olan tepkilerinde çok daha ölçülüydü. Aslında Obradovic’i bu kadar pervasız hale sezon boyu bizim hakemlerimiz getirdi. Kimse hikaye anlatmasın, Türkiye’de Obradovic’e gösterilen tolerans hiçbir antrenöre gösterilmedi. Onun yaptıklarının yarısını Uşak, Antep, Aliağa, Kolej, Tofaş vs. gibi takımların koçları yapsaydı, her maç atılırdı. Ama bizim hakemlerimiz onu ilah seviyesine yükselttiği için toleransın da, tepkinin de dozu fazlasıyla kaçtı.
* Ataman maçı çok iyi yönetti, Ender’in de olmadığı bir kadroda rotasyonu çok iyi kullandı.
* Arroyo yine takımın lideriydi. Sahada varlığı bile takımın havasını değiştiriyor. Maç sonu dışarı çıkar çıkmaz Galatasaray’ın dengesi bozulu verdi. Ama takımını krizden yine Arroyo çıkardı.
* Sinan Güler müthiş bir sporcu, efendi bir kişilik ve çok iyi bir görev adamı. Her takımın sahip olmak isteyeceği, her koçun oynamak isteyeceği bir oyuncu. Hiçbir zaman Sinan’ı sahada ya da saha dışında çirkinleşirken göremezsiniz. Sinan Güler’i seyrederken yine yerinde ve zamanında yaptığı Yugoslav faulleri sonrasında aklıma “Sinan’a lakap koysan, ne derdin?” diye sormak gelince, cevabı da ardından geldi; “The Stoper”. Sadece Yugoslav faullerinden dolayı değil, tuttuğu adamı durdurmasından dolayı da bu nick name yakışır diye düşündüm. Sinan bu maç için gerçekten şanssızdı, kaç tane topu içinden çıktı, tamam ama maçın en kritik yerinde bom-boş üç sayıyı nasıl air-ball atıyor, ben de onu anlamıyorum. O şutları da istikrar kazansa zaten başka bir seviyenin oyuncusu olacak.
* Ersin Dağlı yine ne savunmada, ne de hücumda bir şey ortaya koyamadı. Ama savunmadaki softluğu geçen maç olduğu gibi bu maç da gerçekten takımı açısından sinir bozucuydu. Zaten bir çıktı, bir daha da Ataman onu oyuna almadı.
* Bonsu bençten geldi ve Arroyo’nun servis ettiği 16 değerli sayı üretti.
* Zoran Erceg çok önemli katkı yaptı. Zor topları soktu. Sezon sonu grafiği yükseldi. Galatasaray şampiyon olmak istiyorsa Erceg gibi “main” oyuncuların son maçta sıra dışı performans göstermesi gerekecek.
* Malik Hairstone neden Galatasaray’da, hiç anlamadım. Ne pozisyonu belli, ne oyunu. 4 desen şutu yok, 3 desen şutu yok, 5 desen size’ı yok. Sürekli drive da bir yere kadar. Seneye takımda olmaması gereken oyuncuların başında geliyor.
* Cenk Akyol iyi oynadı. Yine minimum eforla maksimum fayda sağladı. 12 sayı üretti. Çok iyi savunma yapmasa da çok kritik 3 top kaptı.
* Sahadaki basketbol yine vasatı bile bulamadı ama final gibi bir final serisi oluyor. Basketbolun kalitesi olmasa bile sahada takımların adına ve ezeli rekabete yakışan bir mücadele oluyor. Seri de son maçta Fenerbahçe Ülker Arena’ya taşınacak. Düğüm orada çözülecek. Şampiyon orada belli olacak. Perşembe 21.00’de son kez sahaya çıkılacak. Umarım sadece basketbolun konuşulacağı, iki takımın adına yakışacak bir final olur.