Fenerbahçe BEKO, Euroleague’in an itibarıyla en formda ekibi Hapoel Tel Aviv’i müthiş savunmasıyla geçti, üst üste üçüncü galibiyetini alırken kendi karakteristiğini de ilk kez bu kadar net biçimde sahaya yansıtmış oldu.
İki gün önce bir başka İsrail ekibi Maccabi’yi yenerken, 25 dakika yine kusursuza yakın savunma ile oyuna hükmetmiş, ancak fark 20’ye çıktıktan sonra direncini kaybedince rakibini maça ortak etmiş ve adeta son 5 dakikada ikinci bir maç daha oynayarak zor da olsa kazanmayı başarmıştı.
Sarı-Lacivertliler’in, dün Hapoel karşısında, iki gün önceki gibi bir lüksünün olmayacağı aşikardı. Nitekim, 93,2 sayı ortalamasıyla ligin en iyi hücum performansına sahip takımına karşı savunma sertliğini 25 dakika ile sınırlamak elbette yeterli olmayacaktı. İşte Fenerbahçe, belki toplasanız 2-3 dakika hariç oyunun hiçbir anında savunma konsantrasyonunu yitirmedi. Hücumda çoğu zaman işler yolunda gitmese de ‘iyi yaptığı şeyden hiç ama hiç vazgeçmedi’ bu kez Kanarya… Ve bunun da ödülünü çok ama çok önemli bir galibiyetle aldı.
Hücumda hala kat edilecek çok yol var… Oyuna akıl koyma, pas trafiği ve temposu, sorumluluk alma, sabır, dikkat, şut seçimleri dahil birçok detayda hala ciddi sorunları çözümlemek için çaba gerekiyor. Bunlar arasında en çok can sıkan kesinlikle hücum fauller!.. En deneyimli Melli’den en çaylaklar Horton Tucker, Bacot, Birch, Boston JR hatta Tarık, ya aceleden ya hız kontrolünü yapamamaktan ya da el-kol açmaktan dolayı ‘basit hatalar’ ile hem ritm kaybı yaşıyor hem de rakibe ekstra fırsat tanıyorlar… Dün Horton Tucker bu hataları olabildiğince minimize edince doğal olarak verimliliği de aynı oranda arttı. İyi olan şey, tüm bu hatalara ya da yanlış tercihlere rağmen savunmada bir an olsun geri adım atmadılar, oyundan hiç düşmediler. Maçı da bu sayede kazandılar.
Boston JR’ın dün yine faydasından çok zararı vardı. Neyse ki Saras, onda ısrar etmeden bu kez Onuralp’e fırsat verdi. Onuralp de bu fırsatı olabilecek en iyi şekilde değerlendirdi. Maç sonu Saras’ın, O’nun için söylediği şey de bence çok önemli… ‘Bir oyuncu için elbette skor üretmek çok değerli… Ancak farklı detaylarda da takımınıza vereceğiniz katkı en az onun kadar önemli… Onuralp özelinde tüm oyuncularımızın bunun farkında olması gerek’ dedi. Onuralp, önce 2. periyodun başında rakibin 2.06’lık uzunu Odiase’ye, ardından da bitime 4 dakika kala Blakeney’e yaptığı 2 blokla maçın seyrini değiştiren isim oldu. 7 sayı, 3 ribaund, 2 top çalma ve de 2 blokla 12 verimlilik puanını hanesine yazdırdı. Milli şutör, net biçimde maçın X faktörü oldu. Böyle devam Onuralp…
Savunma anlamında Boston JR hariç süre alan tüm oyuncular taşın altına ellerini soktular… Bunu maç boyunca yüksek motivasyonla yapınca da Hapoel’i ortalamalarının tam 25 sayı altında tutmayı başardılar. Bu hiç de hafife alıncak, basite indirgenecek bir şey değil… Tam 16 hücum ribaundu, Kanarya’nın savunma kadar hücumda da ne kadar agresif olduğunun bir göstergesiydi. Melli ve Hall bu takımın ana omurgası… Dün ikisi de yine büyük oynadılar… Bu noktada önemli olan, tıpkı dün Onuralp’in olduğu gibi takım içinde farklı isimlerin de ön plana çıkabilmesi… Hücum da daha akışkan hale gelince Fenerbahçe için esas yükseliş o zaman başlayacak…
DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?
Birkaç cümle de yeni yönetim ve tabii ki yeni şube sorumlusu Cem Ciritçi’ye… Düne kadar kusursuz işleyen basketbol şubesinde ‘cadı avına’ çıkmak, işleyen tekere çomak sokmaya çalışmak yerine çıtayı daha yukarı çekmek adına ne yapılabilir, lütfen ona odaklanın… Transfer gerekiyor mu, elbette evet… Ama bunun öncesinde daha önemli bir hamleye ihtiyaç var… Yapılması gereken ilk iş, Avrupa’nın tartışmasız en becerikli, en verimli, en başarılı coachu olan Sarunas Jasikevicius ile sözleşme yenilemek… Süreç uzadıkça uzuyor ve artık kabak tadı vermeye başladı. Hala ‘görüşmeler devam ediyor’ diye sakız gibi uzatılıp Aralık ayı işaret ediliyor. Neyin peşindesiniz?.. Amacınız nedir?.. Saras’ı elden kaçırmak mı?.. Fenerbahçe Kulübü’nün son 10 yıldaki en verimli branşı basketbola bu ‘garip’ yaklaşım hiç ama hiç yakışmıyor!..
MÜNİH DAHA İYİYDİ!
Bu arada Münih’te, çift maç haftasında Fenerbahçe BEKO’yu yalnız bırakmayan gurbetçilerimize de ayrı bir parantez açmalı… SAP Garden’da gerek Maccabi, gerekse dünkü Hapoel maçlarında Sarı-Lacivertli takıma müthiş destek verdiler. SAP Garden’da, Ülker Arena’dakinden bile etkili, coşkulu, maçın her anına etki eden, kısacası ‘örnek’ bir taraftar desteği vardı. Bu açıdan Münih’te takımlarına itici güç olan Fenerbahçeli taraftarlara da tebrikler…




“Avrupa’nın tartışmasız en becerikli, en verimli, en başarılı coachu olan Sarunas Jasikevicius ile sözleşme yenilemek…” bunu yazarken hiç utanmadın mı! En iyi koç demene birşey demem fikirdir derim ama iyice arsızca “tartışmasız” demişsin 😀 Yahu izan yoksunluğundan öte fener fanatizminin yansımaları bunlar. Obra burdayken diyor muydun hadi yüzüne baktığın Ergin Hocamı geçtim. Feneri kim çalıştırırsa onun yalakası olmak gazetecilik mi? Sana kalem tutturanın ben…
Kral öldü yaşasın yeni kral… 😉
Saras öyle olmasa Fb eurolig şampiyonu olabilir miydi acaba?
Geçen yıl kim Fenerbahçe Beko’ya şampiyonluğun en kuvvetli takımı diyordu? Kimse. Takımın çoğu underground oyunculardan kuruluydu. Neredeyse “persona non grata” ilan edilmişlerdi. Sonuç; takım sezonu ikinci bitirdi ve FF’de doğal şampiyon ilan edilen takımı eze eze Monaco’yu da mükemmel bir oyunla yendi. Demek neymiş; Sarunas en becerikli en verimli en başırılısıymış ki Eurolig de onu yılın koçu seçti. Ne konuşuyoruz o halde?
Geçen sene şampiyon olmadı mı? Final four’da ders vermedi mi? En iyi coach seçilmedi mi? Yeni şampiyon gelene kadar en iyisi o. Dünya zaten böyle değil mi . Seneye final fourda kim kazanırsa 1 sene o en iyi olacak. Bu yüzden 24 Mayıs 2026 gününe kadar dağılın beyler.
SAYIN TÜRE; YAZINIZI ÇOK BEĞENDİM. HELE KOÇ SARUNAS HAKKINDA Kİ GÖRÜŞLERİNİZE KATILMAMAK NE MÜMKÜN? VE YENİ YÖNETİMİN SÖZLEŞME YENİLEME KONUSUNDA BU KADAR DUYARSIZ KALMASI TRÜBÜNLERDE SON DERECE TEPKİYLE KARŞILANMAKTADIR. BİLİNE.. !
E normal tabi, sisirilmis, hormonlu, 45.000.000 evro dolardan bir kurus asagiya kurulmus takimin soyunma odasina girmemis, bir-iki oyuncusu olmayinca hungur hungur aglayan, galibiyetler kendisinin, maglubiyetler oyuncularinin olan, malum spor takimini tutmasa kimsenin adini adini anmayacagi koc’a hic laf soylenebilir mi?!!! Kavramsal acidan en kotu yonetilen ulkeyi tanimlayan “Muz Cumhuriyeti” kavramini bile demode etmis bir akil cemberinden, bildik butun kavramlarin icine edip ustune tuy dikenlerden “Hak, hukuk, adalet” cikar mi? Dedesi hamili kart sahibi torpilli memur, babasi peskes cekilmis arazilerden zengin muteahhit olanlarin torunlari, cocuklari bahane uretmeden calisma, emek, alinteri ne demek bilebilir mi? Saras en basta ekonomik anlamda sonra efendilik ve sportmenlik adina ve de Butce/Performans anlami icerisinde AVRUPA’NIN TARTISMASIZ EN BECERIKLI, EN VERIMLI, EN BASARILI COACH’IDIR. Oburunun yuregi varsa gider 10.000.000 evro dolar butceli malum kulubunu “Delikanli” Obra’nin Partizan’a yaptigi gibi fedakarca calistirir mi? Klavyenize saglik Gokhan, onlarin kendi planetlerinde hayali unvanlar mahalle bakkallarinda bedava verilebilir, gercek alemde mesela daha 5,5 ay once Abu Dabi’de bunun 20.000.000 evro dolar fazlaya kurdugu takimi darmadagin edene hak ettigi bu unvani vermezsek spora ve basketbola ihanet etmis oluruz.
Gule gule, simdi uzay geminize binin, cehennemin dibi ilerde solda…
london sen şey mi sanıyorsun çok fazla şey yazarsam haklı olduğuma inanırlar. ya sana sadece kadrolu şakşakcın ceyhun inanır. geç bu işleri. eyüp beyin yazdıklarına aynen katılıyorum.
Sn. Yoneticiler:
Bu altimda debelenen parazite soyleyin, o ve onun gibiler bosuna cabalamasin cunku onlar benimle ya da bizim gibi ayagi bu evrende yere basanlarla muhatap olacak seviyede degiller ve asla olamayacaklar…
Geçen sene şampiyon olmadı mı? Final four’da ders vermedi mi? En iyi coach seçilmedi mi? Yeni şampiyon gelene kadar en iyisi o. Dünya zaten böyle değil mi . Seneye final fourda kim kazanırsa 1 sene o en iyi olacak. Bu yüzden 24 Mayıs 2026 gününe kadar dağılın beyler.