2024 yılını geride bıraktık. Geçen sene başta Paris Olimpiyatları’ndaki büyük başarılarımızla (!) dünya sporunu domine ettik diyebiliriz! Çoğu ülkede madalya başına yapılan yatırım hesaplanır ve bir bilanço çıkarılır, özeleştiri yapılır. Olimpiyat komitemizin hiçbir şey olmamış gibi aradan 5 ay geçmesine rağmen sessizliğini koruması sizce tuhaf değil mi? Doping yüzünden bir sürü bireysel sporda katılamadığımız branşlardan tutun, medyanın ilgisizliğinden, sporcularımızın giyimlerinden, baraj gerektiren branşlarda ülkemiz çıkışlı derecelerin geçerli sayılmaması gibi devasa konuların masaya yatırılmamasını anlamak mümkün değil.
Başarılı olan bir sporcumuzun, dünyanın en prestijli spor gazetelerinden L’Equipe’den röportaj vermek için ücret talep ettiği ve üstüne üstlük soruların önceden belirlenmesini istemesi Fransız spor medyasında çok olumsuz bir yer buldu. Futbol Milli Takımımızda kaç oyuncuyu kendimiz yetiştirdik diye soran yok. Ligimizdeki kulüplerin çoğu borç sarmalında, hakemlere olan güven kaybolmuş, VAR hakemi ithal eder hale gelmiş durumdayız. İki takımlı bir lig oynanıyor. En önemli göstergelerden biri olan Avrupa kupalarındaki sonuçlar ortada. Oluşturulan Whatsapp gruplarında başkan, antrenör belirleniyor, takımlar kuruluyor. Sosyal medya baskısına kulüpler adeta teslim olmuşlar. Bu gidişle kulüplere başkan bulunamaz. Oyuncu menajerleri ortada cirit atıyor. En büyük tehlike takımları tamamen ele geçirmeleri benden söylemesi.
Peki sporun hiyerarşik düzeninde karar verecek kişiler nerede diye sorarsanız; onlar federasyon başkanlığı seçimleriyle ilgileniyor. Türk sporu hiç bu kadar dibe vurmamıştı. Basketboldan bahsetmeden olmaz. Muhterem başkanımızın mizah anlayışına hayran kaldım. Şu an için dünya sıralamasında 27.’yiz. Macaristan ve İzlanda galibiyetleriyle övünen (44. ve 51. sırada) bir federasyonumuz var. Şaka gibi! Sahi bir de okul projesi vardı. Öğrenci seçimi nasıl olacak? Müfredat nedir? Yatılı olması gereken bu lisenin lojmanları ne durumda? Yoksa seçim vaadi olarak mı kaldı? Benden size bir öneri: İşletmeyi özel bir kuruluşa verin hem işler yürür hem de bu dertten kurtulursunuz.
Basketbol sitelerinde hala mayis ayindan bahsedilen bir ulkede spor kimin umurunda acaba? Buralarda Dunyanin En Buyuk Spor Kulubu diye bas bas bagirirken cesitli garip unlem ve isaretlerle bunu bile kabul edemeyenlerle bir adim bile yol alamayacagiz. Bunu kim dert ediyor acaba? Kim dert edecek Fenerbahce disinda?
Siyaset başta futbol sporu yönetir hale geldi. Futbol siyaset için bir OY aracı artık. Sonrası sırayla Basketbol, voleybol diye gidiyor.federasyonlar göya bağımsız ! Ama yine siyaset federasyon başkanları seçilirkende sahnede ! Yönetim kurullarına bile onlar karar veriyor ! Federasyonlar keza alacakları her kararda siyasetin onayını almadan birşey yapamıyor ! Bu şartlarda, SPOR DİBE VURMAZMI !?