Anadolu Efes başantrenörü Tomislav Mijatovic, Basketball Sphere’e açıklamalarda bulundu. Tomislav Mijatovic röportajından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
“Başkan, kulübü tanıyan birini istiyordu”
“Her şey normal gidiyordu, üzerimde herhangi bir stres ya da yük yoktu. Üzerinize yüklediğiniz tek yük veya stres; takımınız, formamız ve benzeri şeyler için elinizden gelenin en iyisini yapma isteğidir. Geriye kalan her şey düzenliydi ve kimseden kaynaklanan ek bir stres yoktu.
Kulüp yöneticileriyle konuştum ve başkan bizzat bana kulübün liderliğinin bana verilmesini ve işlerin ‘aile’ içinde kalmasını istediğini söyledi. Kulübün geçtiğimiz dönemine bakıldığında daha da gelişmesini, güçlenmesini ve her açıdan daha rekabetçi olmasını istiyordu. Benim için bu kesinlikle büyük bir iltifattı.
Bu büyük olaylar gerçekleştiğinde büyüklüğünün farkında bile olmuyorsunuz ama tabi işler biraz sakinleştiğinde bu gerçekten büyük bir onur, büyük bir sorumluluk ve büyük bir heyecan oluyor. Bu gerçekten çok güzel ve önemli bir şey. Sonrasında ise tüm bu süreçten biraz keyif almaya çalışıyorsunuz ki bu da zor.”
“İlişkiler küçük ayrıntılar üzerine kuruludur”
“Bir kez daha söylüyorum, ben bu kulübün bireyiyim. Her düzeyden büyük destek aldım. Bu kesinlikle günlük işlerimizi kolaylaştıran bir şey. Bu, küçük ayrıntılar üzerine kurulmuş bir ilişki. Bu ilişkiler, küçük insani şeylerden bazı daha büyük şeylere kadar kuruludur. Bu benim için elbette büyük bir iltifat ve yine büyük bir yükümlülük çünkü asla kimseyi hayal kırıklığına uğratmak istemezsiniz ve bir şekilde size önem veren, sevgi ve saygı gösteren insanlar vardır.
Kulübün her seviyesinde işleri neredeyse mükemmel yapmayı istemek gibi ek bir yükümlülüğünüz var. Artık play-off’ları başarıyla bitirmemiz ve ardından adım adım bir sonraki hedefe odaklanmaya başlamamız gereken güzel bir hikaye var. Herhangi bir adımı atlayamayız. Adım adım ilerlemeli ve en iyi sonucu almayı ummalıyız”
“Shane Larkin bu takımın yüzü”
“Shane Larkin, “franchise” oyuncusu olarak adlandırdığımız türden bir oyuncu. Bu bir gerçek. EuroLeague Final Four’una ve Türkiye Ligi’nde şampiyonluk için oynamaya başladığımızda, Larkin devreye girdi ve otomatik olarak “franchise” oyuncusu terimiyle ilişkilendirilen oyuncu oldu. En başından beri Anadolu Efes’te kalma ve burada devam etme arzusunun olduğunu düşünüyorum çünkü burası aynı zamanda onun da kendini çok iyi hissettiği bir evi.
Başkanımızın bu işleri hiçbir zaman şansa bırakmak istemediği, daha ziyade onu bu rolde tutmak istediği bir durum olduğunu düşünüyorum. Her büyük kulübün yanında olması gereken türden bir oyuncu.”