Sportif başarıyı istediklerini, ancak kendileri için bulundukları şehrin sosyal hayatına katkıda bulunmanın daha önemli olduğunu belirten Eroldu, “Hedeflerimiz; Bursa’yı nüfusa oranla lisanslı basketbolcu sayısında zirveye çıkarmak, sahada kazanmak ve Euroleague’de oynamak” dedi.
TOFAŞ’IN CEO’su Cengiz Eroldu hem gelecek hedeflerini hem de kulübün yapısını MİLLİYET’e anlattı.
Önce güncel konudan başlayalım. TOFAŞ yerli oyunculara yatırım yapan bir kulüp. Bu misyonunuz devam edecek mi?
Tabii ki devam edecek. Aynı zamanda Bursalı oyuncularla da devam etmek istiyoruz. Şu anda biçim A Takım kadromuzdaki 5 oyuncunun hepsi de Bursalı ve alt yapımızdan. Artık alt yapılar arasında da transferler oluyor ama biz ona çok girmeden ilerlemek istiyoruz. Bizim ana misyonlarımızdan biri, alt yapılarda başarı. Yalnızca sportif başarıyı önemsemiyoruz. Biz alt yapıya yaptığımız harcamalarla aslında A Takım’daki oyuncu kalitesini artırabiliriz ama bunu yapmıyoruz. İkisini beraber götürmeye çalışıyoruz. Bu konuda ciddiyetimizi de en son rahmetli Mustafa Bey’in adına açtığımız spor salonu ile gösterdik. Türkiye’de 3 tane antrenman sahasının bir arada olduğu başka bir tesis olduğunu düşünmüyorum. Sportif başarı kısmına gelirsek; bugün Türkiye Ligi ile birlikte Avrupa’nın en iyisi denen İspanya Ligi’nde rekabetin, atmosfer ve enerjinin çok yukarıda olmasında yerli oyuncuların fazla süre bulmalarının da etkisi var. Ben hiçbir spor dalında başarının yerli kahraman bulunmaması halinde sürdürülebilir olacağına inanmıyorum. Geçenlerde Sayın Devlet Bahçeli’nin açtığı bir tartışma var, bunun benzerlerini basketbolda da görmeye başladık. Bence de Türk Basketbolu da şehirler de kendi kahramanlarını çıkarmalı.
Görülmemiş kontrat
Orhun Ene geçmişte yaptıklarına parelel olarak sadece üst yapı için değil, alt yapı için de mi seçildi?
Kesinlikle öyle. Biz Orhun Ene’yi, o da bizi seçti. İki tarafında hayallerinin ve hedeflerinin örtüşmesi sonucunda 5 yıllık kontrat yapıldı. Bu kadar uzun süreli kontratlar da aslında Türk Basketbolu’nda görülen bir durum değil. Aslında bizim de şöyle bir özelliğimiz var; biz sanayi şirketi olduğumuz için sürdürülebilirlik bizim için çok önemli. TOFAŞ Spor Kulübü’nün iniş ve çıkışlarına rağmen bu kadar uzun süredir buralarda bulunması, bu noktalara gelmesi de bu anlayıştandır. Biz hep geleceğe de bakmak durumundayız. Biz bir yandan kurumsal kimliğimizi basketbol kulübüne aktarmaya çalışırken, bir yandan da kulüpten enerji alıyoruz.
‘Hedef gelecek yıl’
Alt yapıya yatırım yapmak, ligde belli bir seviyede bulunmak, Avrupa’da oynamak güzel ama, daha yukarısını hedefleyecek mi TOFAŞ?
Bizim asıl hedefimiz önümüzdeki sene. Bu sene kadromuzdaki 5 tane oyuncu üst seviyelere çıkarlarsa daha iddialı bir takım olabiriz. Bu sene biz uzun süreden sonra hem Avrupa hem ligde birlikte mücadele ediyoruz. Kendimizi geliştirebilirsek, gelecek sezon daha iyi olabiliriz.
TOFAŞ denince akla ister istemez, Euroleague’de oynayan, Rivers’lı, Griffith’li takım geliyor. Tekrar o yılları yaşayacak mı Bursalılar?
O yılların net bir reçetesi yok. Sadece bütçe ile de başarılı olunmuyor. Avrupa’da büyük bütçeleri olmadan başarılı olan kulüpler var, mesela Kızılyıldız. Bizim hedefimiz de bu aslında. Büyük bütçelerle oynayan bir takım olmak istemiyoruz. Türkiye’de de bir Kızılyıldız hikayesi yazmak istiyoruz. Bunun için de takım kimyası ve gençlerin başarısı önemli. O potansiyelimizin olduğunu da gençler bu sene hissettirdi.
Alt yapıya önem!
Alt yapı, üst yapı ve isminizi verdiğiniz bir salonunuz da var? Biz sizi genel anlamda nasıl görüp değerlendirmeliyiz?
TOFAŞ basketbol liginde oynayan takımlardan farklı bir takım. Diğer 15 takım gibi değiliz. Biz basketbol ligi içinde de ayrışmak istiyoruz. Bizim en güçlü yönümüz alt yapıya verdiğimiz önem ve basketbol kulübünü kurumsallaştırma çalışmalarımız. Biz TOFAŞ olarak bu ligde olacaksak, herkesten farklı bir kulüp yaratmalıyız. Bir başka hedefimiz de Bursa’yı basketbol kenti yapmak, bu kentin basketbolla yaşamasını sağlamak.
‘Euroleague’in istediği gibiyiz’
Başkan Eroldu, “Sıralama olarak bu sezon Eurocup’ta bulunmayabilirdik. Ancak organizasyon, salon, taraftar gibi kriterleri fazlasıyla karşılıyoruz. David Rivers hamlesiyle Euroleague hedefimizi güçlendirdiğimizi düşünüyorum” diye konuştu
Basketbolu sevdiğinizi, yakından takip ettiğinizi anlıyoruz. Sizin kişisel olarak hayalinizde TOFAŞ ile ilgili ne var?
Benim hedeflerimden biri, nüfusa orantılı olarak Bursa’daki lisanslı basketbolcu sayısını artırmak. 100 bin kişiye düşen lisanslı oyuncu sayısında biz Bursa’da en üstte olmak istiyoruz. İkincisi sürdürülebilirliği sağlamak ve basketbol takımlarının başarılarının gelip geçici olmadığı bir ortam yaratmak. Play-off’a son anda giren bir takım değil, oraların gediklisi bir takım haline gelmek. Avrupa’da başarı hepimizin arzuladığı bir durum ama takımların hangi seviyede olduğu sizi etkiliyor. Bugün Eurocup’da zirveye oynayan takımların da büyük bütçeleri yok. Birkaç takım büyük bütçelere sahip ve bu nedenle oralarda da başarı uzak değil. Ben ileriki yıllarda bunun geleceğine inanıyorum. Önümüzdeki sezonlarda Euroleague’in takım sayısını artırma planı var. Rivers hamlesi bu nedenle de önemli. Avrupa Ligi’nde sadece sportif başarıya bakılmıyor. Bu yıl bizim Eurocup’a katılma hakkı da bize gelmiyordu ama kulübün yapısı, organizasyonu, salonu, taraftarı gibi birçok unsura bakılıyor ve biz de bunları fazlasıyla yerine getirdiğimiz için Eurocup’ta yer aldık.
Mali disiplin
O zaman hedef olarak Euroleague’i söyleyebiliriz…
n Evet, bunu söyleyebiliriz. Ayrıca Euroleague için bir diğer konu da mali disiplin. Maalesef Türkiye Ligleri’nde basketbolda bu konuda gerekli adımlar atılmıyor ve bu zaman zaman haksız rekabete de yol açıyor, kulüpler olmayan bütçelerle de transferler yapıyor. Bunun mutlaka sağlanması lazım. Bizim kulübümüzü kurumsallaştırma çabamızın içinde de bunlar var.
‘Daha çok oynamalılar’
Ülke demişken milli takımda da sıkıntı yaşanıyor. Sizin yaptıklarınızın bir çıkış noktası olabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu Türk oyuncuların takımlarda süre bulmalarıyla alakalı. Milli Takıma daha hazır gitmelerini sağlamalayız oyuncuların. Milli takıma baktığımızda kulüplerinde yeterli süreyi alamayan birçok ismin bulunduğunu görüyoruz. Biz ne kadar Türk oyunculara süre verirsek, milli takım da o derece ileriye gidecektir.
‘Sürprizlerimiz devam edecek’
İşin eğlence kısmına da dikkat çekiyorsunuz. Son olarak Harlem’i Türkiye’ye getirdiniz. Bu tür sürprizleriniz sürecek mi?
Tabii ki edecek. Harlem Türkiye’ye uzun süredir gelmiyordu. Biz basketbola farklı boyutlarıyla yaklaşmak istiyoruz. Sadece spor değil, aynı zamanda eğlence olarak görüyoruz. En son eski oyuncumuz David Rivers’ı tekrar bünyemize kattık. Uluslararası sahada da tanıtımınızı yapmanız gerekiyor ve elçilik faaliyetine ihtiyacınız var. Bu bizim şirket kültüründen kulübümüze taşıdığımız bir şey. Euroleague’in sosyal sorumluluk konusunda çalışması var. Biz orada da farklı olmak istiyoruz. Bunlar Türkiye’nin tanıtımı hakkında önemli konular.
‘Kulübün ismi önemliydi’
Yine de Orhun Ene’yi alt liglere getirmek, yine Mejia gibi bir ismi bu lige taşımak, Barış Ermiş, Kaya Peker gibi isimleri ikna etmek, sadece kulüp ismiyle de olabilecek şeyler değil gibi…
Biz Orhun Ene ile anlaşarak ne kadar ciddi olduğumuzu basketbol camiasına gösterdik. O planın ilk parçasıydı. Saydığınız oyuncular da daha önce kendisiyle çalışmış isimlerdi ve onun için geldiler. Ancak bir Euroleague oyuncusunun alt lige gelmesinin çok kolay olmadığına katılıyorum, orada da kulübün ismi önemli oluyor.
‘İlk hedefimiz reklam değil’
TOFAŞ büyük bir marka ve yıllardır basketbolun içinde. Diğer firmalara örnek olabilir diye soruyorum, basketbol size neler kazandırdı?
Türkiye’de sporu düzenleyen otoritelere bir mesajım var. 1980-90 dönemlerinde Türkiye’de fazla müessese kulübü vardı ve onlar büyük erezyona uğradı. Türkiye’de bir taraftan tesis zenginliği artarken, diğer yandan mahalli takımların, semt takımlarının, müessese takımlarının olmaması sıkıntı yarattı. Atletizm pisti olan şehirlerin atletizm takımlarının olmadığını görüyoruz. Bursa’da 80-90’lı yılları düşündüğümüzde de fazla müessese kulübü vardı. Ancak kurumların spordan çıktığını görüyoruz. Sporu düzenleyen birimlerin mutlaka bu kurumların tekrar dönmelerini sağlaması lazım.
Bizim kazancımıza gelince TOFAŞ olarak ticari markamızla bu liglerde yer almıyoruz, kurumsal markamızla yer alıyoruz. Sattığımız markaları göğsümüzde taşıyoruz ama birinci amacımız reklamımızı yapmak değil. TOFAŞ olarak beklentimiz, hem Bursa’ya hem de ülkemize basketbol anlamında destek olmak. Biz takımımızın adını FIAT Bursa da yapabilirdik. Kurumsal itibarımızı daha yukarıya çıkarmak ve şehrimizin sosyal hayatına katkıda bulunmayı hedefledik.
‘Tofaş cazip hale geldi’
Bursa’dan hiç paralar ödenmedi ya da boykot haberleri gelmiyor…
Bizim tarihimizde böyle bir şey olamaz. Burada oyuncu tercihi de önemli. Bizim iki senedir yaptıklarımız aslında birçok Türk ve yabancı oyuncu için TOFAŞ’ı daha cazip hale getirdi. Oyuncular da kurumsal, mali disiplini olan, antrenman olanakları olan kulüplerde oynamak istiyor.
Kaynak: milliyet