Finalin ilk ayağında Fenerbahçe için “banko favori” olmanın baskısını, Beşiktaş cephesinde de Anadolu Efes serisinin açığa çıkardığı sinerji ve “plase” olmanın rahatlığını hissetmek mümkündü.
Obradovic, Euroleague şampiyonluğu sonrası verdiği bir röportajda, bundan böyle tüm takımların ekstra motivasyonla karşılarına çıkacaklarını, bu gerçekle yaşamaları gerektiğini söylemişti. Çeyrek ve yarı finalde bu olmadı belki ama dünkü final serisinde F.Bahçe ilk ciddi tecrübesini yaşadı.
Sarı-Lacivertliler, karşısında A.Efes’le oynadığı yarı final serisinden aldığı enerji ve özgüveni finale taşıyan, hücumda neredeyse “sıfır hata” ile topu değerini bilerek kullanan, savunmada da son derece agresif, ön alanda baskılı alan savunmasını oyunun büyük bölümüne başarıyla uygulayan bir Beşiktaş buldu.
Maçın başındaki 11-2’lik seri de, Siyah-Beyazlılar’ın coachu Ufuk Sarıca’nın “onların özgüvenini kırmalıyız” sözüyle doğru orantılı olarak Beşiktaş’ın bu anlamda gösterdiği kararlılığın dışa vurumuydu. Kartal, iki takım arasındaki kalite farkını müthiş mücadele ile minimuma indirerek Ülker Arena’da farklı bir galibiyet beklentisindeki F.Bahçe cephesine kolay teslim olmayacağını gösterdi.
13. dakikaya kadar da Fenerbahçe’nin ve Ülker Arena’nın coşmasına fırsat vermediler. Ancak sezon içinde de kötü giden maçlarda salonu ateşe veren “kıvılcım”, Kalinic’le Clark arasında ribaund mücadelesi sonrası parladı. Bu pozisyonda “es” geçilen faul, tribünlerle birlikte Sarı-Lacivertli takımı da ateşledi. Ve öyle bir alev aldı ki, 7 dakika süren yangından 22-5’lik müthiş bir seri çıktı. Vesely’nin smacıyla başlayıp Dixon, Bogdanovic ve Kalinic’in üçlükleriyle süren bu seri sonunda Kanarya, 8 sayı geriden devre sonunda 9 sayı öne geçerek soyunma odasının yolunu tuttu.
Üçüncü çeyrekte iki takım da savunmaya odaklanırken, dünün özelinde ve ilk yarının sonundaki o 7 dakikalık süreç haricinde, defansif anlamda daha iyi olan Beşiktaş’ın tekrar oyuna ortak olmasını sağladı. Datome’nin (0/5) kötü gününde olması, Udoh’un da son 5 dakika hariç savunmada bu kez beklentilerin altında kalmasıyla Beşiktaş, Stimac ve Clark’la Fener’i tekrar yakaladı.
Kafa kafaya giden son çeyrekte ise F.Bahçe, “kader değiştiren silahlarının” artısını sahaya yansıtıp, savunmada da direniş gösterince, standartlarının altında kaldığı serinin ilk maçını zor da olsa kazandı.
BEŞİKTAŞ VE SARICA
Beşiktaş, kamuoyunda serinin “kolay” geçeceği yönündeki hakim görüşün aksine Kanarya’yı zorladı. Coach Sarıca ile Türk basketboluna getirdikleri yeni soluk dileriz finalin diğer maçlarında da kendini gösterir.
DATOME VE UDOH
F.Bahçe yoğun sezonda, final öncesi fiziksel anlamda enerjiye kavuştu. Ancak mental yorgunluğu atlatmak öyle kolay değil. Dün özellikle Datome ve Udoh’ta bunu görmek mümkündü.
Kaynak: Habertürk