Anadolu Efes için 90'lı yıllarda fırtına gibi estiği Avrupa arenasında görmeye alıştığımız ve gerçekten de çok özlediğimiz bir atmosfer vardı Abdi İpekçi'de…
Tıpkı o günlerdeki gibi hınca hınç dolan bu salonda Türk basketbolunun lokomotifi olan Lacivert-Beyazlılar, açıkçası oyunun ilk 27 dakikalık diliminde de bu müthiş atmosferin hakkını verdiler. Hem de bu sezon işin en çok "baş ağrıtan" savunma kısmında devleşerek!..
DUNSTON FARK YARATTI
Olympiakos'u 27 dakika 34 sayıda tuttular. Kaptan Doğuş liderliğinde öylesine bir baskı yaptılar ki, rakibi sürekli hataya zorladılar. Zaten top çalma-top kaybı istatistiklerinde iki takım arasındaki "uçurum" da bunun en net göstergesiydi (TÇ: 10-5, TK: 3-18). Bu süreçte boyalı alanda da ezdi Efes rakibini… Dunston, serinin 2. maçında olduğu gibi yine iki pota altında da rakipsizdi. O'na Brown da eşlik edince Efes, bir "uçurum" da pota altı üretiminde yarattı. Efes, 17-23 geride olduğu 13. dakika ile 51-34 öne geçip farkı 17 sayıya çıkardığı 27. dakika arasındaki 14 dakikalık dilimde rakibine topu topu 11 sayı şansı tanıdı. Ve 3 sayı çizisinin gerisinden maç boyu 2/11 attığı oyunda, bu süreçte yakaladığı 34-11'lik inanılmaz seriyle maçı kırılma noktasına getirdi. Ancak işte o noktada Olympiakos'un biraz da "bilinçli" sertliğine karşı sakin kalmak yerine sinirlendiler. İşte o noktada bunu çok iyi kullanan Yunan ekibi, Mantzaris, Papapetrou ve tabii "süper" yıldızı Spanoulis'le geri dönüşün ateşini yaktı. Bu kez Olympiakos, 12 dakika içinde 26-10'la yanıt verip, Spanoulis'in üst üste 3. üçlüğüyle 39.42'de farkı tek sayıya (61-60) çekti. Neyse ki "basit hata" konusunda dün Olympiakos'un "tavan" yaptığı gündü ve Efes, buradan fayda ile Heurtel ve Honeycutt'ın kritik serbest atışlarıyla maçı 64-60 kazanıp, Final-Four yolunda çok önemli bir adım daha attı.
Kaynak: Habertürk