Bu günlerde tek ihtiyacımız, birlik ve beraberlik. Sosyolojik ve psikolojik açıdan toplum olarak çökmüş durumdayız. Başımıza gelmedik şey kalmadı. Her gün onlarca can alan terör olayları, toplu katliamlar, ve yetmezmiş gibi üzerine bir de alçakça darbe girişimi…
Bir an önce toparlanmamız için acilen toplumsal etki yaratacak sosyolojik ve psikolojik açıdan stratejiler üretmemiz gerekmektedir.
Günümüzde birey psikolojisi nasıl şekillendirilebiliyorsa, kitlesel bilinçaltı veya toplumsal psikoloji de yapılandırılabilir bir kavramdır. Toplumun ruh halinin yeniden yapılandırılabilmesi için çeşitli çevresel faktörlerin enstrüman olarak kullanılması sorumluluk sahibi yöneticilerin asli görevidir.
Bu anlamda çok şanslıyız, çünkü üç gün sonra başlayacak olan Rio olimpiyatları birlik ve beraberliği yeniden ve en hızlı şekilde sağlayabileceğimiz, toplumun nabzını düşürecek bir büyük aktivite olarak karşımızda duruyor. Ancak gelin görün ki, olimpiyatların başlamasına 72 saatten az bir süre kalmasına rağmen henüz yayıncı kuruluş olmadığı için olimpiyatları izleyememe durumu ile karşı karşıyayız. Oysa bu günlerde Etiyopya’lı Mert Girmalegese’nin veya Çin’li Melek Hu’nun alabileceği bir madalya bile bizleri mutlu etmeye yetecektir.
Bu saatten sonra kim nasıl bir çözüm üretir bilemiyorum ama bildiğim tek şey, psikolojik ve sosyolojik açıdan hızla normalleşebilmemiz önümüze altın tepsi ile sunulan olimpiyat oyunlarının ön plana çıkartılması ile bir nebze sağlanabilir.
72 saat sonra başlayacak olimpiyatları sırf yayın maliyeti yüzünden izleyemeyecek olmamız kabul edilebilir gibi değil. Olaylara insan odaklı ve sosyolojik açıdan bakamıyor olmamız, salt ekonomik fayda ve zarar açısından yaklaşmamız toplumda telafisi mümkün olmayan yaralar açmaya devam edeceği için, bir an önce buna çözüm bulmamız gerekiyor.
Türkiye Radyo Televizyon kurumunun bir an önce bu sorumluluğu alarak olimpiyat yayınlarının her şeye rağmen en sağlıklı biçimde yapılabilmesi için tüm imkanlarını seferber etmesi gerekmektedir. Gün kar-zarar hesabı yapma günü değil, gün toplumsal fayda ve kitlesel bilinçaltını yönetebilme günüdür.
TRT kurumunun sosyal sorumluluğu, prestiji, ve halka olan borcu göz önüne alındığında bu yanlıştan dönmek için gerekli olan üst akılın bir an önce müdahale ederek, en azından stüdyodan besleme yayınlarla bu tarihi fırsatı kaçırmamıza engel olması şart ve gereklidir. 5 Ağustos’ta olimpiyatları izleyebilme umudu ile…
Kaynak: Basketfaul