Maç sonunu çok daha iyi oynayarak Daçka'yı deviren Fenerbahçe, Ülker Arena'da üst üste 18. Avrupa zaferini kazandı. Bogdanoviç-Datome son çeyreğin yıldızları oldu
Fenerbahçe'nin kazanma alışkanlığı özellikle maç sonlarında çok büyük bir fark yaratıyor. Hem teknik olarak ne yapacaklarını iyi biliyor, hem de yenileceklerine asla inanmadıkları için büyük bir özgüvenle uyguluyorlar.
Dün Darüşşafaka son 1.5 ayda yaptıkları iki randevudaki aynı formülü kullanmaya çalıştı bir kez daha. Daha geniş kadro olmanın avantajıyla sürekli Fenerbahçe'ye daha fazla enerji harcatıp, maç sonunda diri kalmayı amaçladılar. Top16'daki ilk randevuda çok skor ve tempo ile, Türkiye Kupası'nda ise sertlik ve fiziksel oyun ile rakibi yıpratmayı denemişlerdi. Bu defa ikisini birden yaptılar. İlk yarıda tempo, ikinci yarıda fiziksel sertlik ile yıprattılar Fenerbahçe'yi. Belki 3/10 gibi felaket bir serbest atış isabeti bulmasalar şansları daha fazla olabilirdi ama maç sonunda Fenerbahçe'yi alt etmek, maç genelinde olduğundan bile çok daha zor. Ne kadar yıpranmış, yorulmuş olursa olsun.
Fenerbahçe, Hickman'ın 12 sayı, 5 ribaund, 2 asistle sezonun en olumlu oyununu oynadığı, Udoh'un 18 sayı, 6 ribaundla her zamanki gibi pota altında takımın temel direği olduğu oyunu son çeyreğe kadar getirdi. Wilbekin'in Dixon'ı tamamen oyundan düşürmesi üzerine Hickman'ın performansı daha da değerli oluyor elbette.
Ama maç sonuna geldiğimizde yine bitirici hamleyi yapmak o ana kadar fazla sahne almayan iki lidere Bogdanoviç ve Datome'ye kaldı. Son çeyrekte Daçka ne zaman hamle yapsa, ne zaman farkı tek baskete indirse hep Bogdanoviç-Datome sahne aldı. İlk üç çeyrekte fazla ön planda olmamaları onları da daha diri tutmuş olabilir belki ama başka durumlarda da aynı şekilde sahne aldıklarını biliyoruz. Son çeyrekte tüm kararları bu ikili verdi. En kritik topları hep bu ikili kullandı. Ve Daçka'yı hep skorda güvenli mesafede tutarak bitiş düdüğüne getirdiler takımı. "Tam yakalayacak gibi" olduğu anda hep bir hamle daha yapıyor Fenerbahçe. Bu düne özgü bir durum değil ama en iyi örneğiydi belki de.
Kaynak: yeniyuzyil