İki takım için de çok kritik bir dönüm noktasıydı dünkü Euroleague derbisi…
Ev sahibi Anadolu Efes açısından bakıldığında, yaklaşmakta olan fırtına öncesi sığınabileceği “son duraktı” Fenerbahçe BEKO derbisi… Kazansa, üst üste gelen 3 yenilgi sonrası Sarı-Lacivertli takımı 2 hafta içinde 2 kez yenmiş olmanın “tesellisi” ile birlikte arka arkaya oynayacağı 6 çok zor ve kritik maç öncesi “moral” etkisi yaratacaktı… Sonuçta bu maçın ardından sırasıyla deplasmanda Valencia, Real Madrid, Panathinaikos içeride de Virtus Bologna, Barcelona ve Monaco maçları Efes’i bekliyor olacak!..
Rakibini 2 hafta önce 7 eksikle yendiği maçla kıyaslandığında Clyburn dışında hayati bir eksiği olmadığı bir kadro ile sahadaydı bu kez Efes… Hatta o kriz döneminde yaptığı Oturu takviyesinin “cuk” diye oturduğunu ve Lacivert-Beyazlılar’a boyalı alanda ihtiyaç duyduğu etkiyi yarattığını da söylemeliyiz… Oturu, 19 sayı, 7 ribaund, 2 asistle Larkin’le birlikte dün Efes’in en etkili iki isminden biriydi. Ancak Thompson, sakatlıktan dönen Beaubois ve Daum’un 3 sayı çizgisinin gerisinden karavana (0/10) atmaları sonuca direk etki etti. Bu noktada, kadrodaki Rıdvan Öncel ve tribündeki Erten Gazi dururken, kırılma anlarında “kurtarıcı” olarak Justus Hollatz’ın sahada olması da garipti doğrusu!.. Efes, zorlu maçlar serisi ile birlikte ayrı bir sınav da verecek… O da, sakatlıktan dönen isimlerin form tutmasıyla “kalabalık” oyuncu grubundan nasıl bir kimya yakalanacağı olacak…
PASTANIN ÜZERİNDEKİ KREMA!
Fenerbahçe BEKO için Anadolu Efes galibiyeti, Jasikevicius’un gelişiyle yakalanan galibiyet serisinin 4 maça çıkmasını sağlayan “pastanın üzerindeki krema” oldu…
Efes, Sarı-Lacivertliler’in son dönemde iyice baş ağrıtan boyalı alan savunmasına atak etti, neredeyse tüm ilk yarı boyunca… Ve bir maç sonu için bile oldukça yüksek sayılabilecek (20/25) isabetle boyalı alan ve çevresinden “kroki” vaziyete getirdiler Fenerbahçe’yi… Ancak Hayes-Davis ve Calathes, Kanarya’nın “berbat” savunmasına karşın maçın içinde kalmasını sağlayan hücum üretimde başrole soyunmuşlardı. Devre sonunda Efes çift haneli farklarla önde değilse eğer, sebebi buydu… Alba Berlin maçında da müthiş iş çıkaran Calathes için yine ayrı bir parantez açmalı… Yunan guard, sadece hücumdaki “ekstra” işlere imza atarak değil, savunmada da rakibini hataya zorlayacak ya da kolay atışı önleyecek her şeyi yaptı dün yine, özellikle ikinci yarıda… Kırılma anlarında da üst üste bulduğu üçlüklerle Efes’in başına balyozu indiren isimdi Calathes… 35’ine merdiven dayamış olsa da tıpkı Panathinaikos’ta yıldızının parladığı dönemlere geri dönüş yapıyor… Helal olsun!..
Sarı-Lacivertliler, maç içinde defalarca 8-9 sayı geriye düşmesine karşın bu kez panik yapmadan, düzen dışına çıkmadan, sadece direncini, ikinci yarıda olması gereken savunma sertliğine yakın bir seviyeye getirerek kazanmaya çabaladı. İlk yarıdaki 9 top kaybının ikinci yarıda 4’le sınırlı kalması, topun el yaktığı anlarda Efes’in tüm yükünü üstlenen Larkin’in yorulması kadar, Calathes’in tecrübesi ve özgüveni de Fenerbahçe’ye galibiyeti getiren faktördü. Normalde tercih etmediği atışları bu kez cüretkar bir şekilde potaya gönderdi. Ve Dorsey’nin 5’te 0 isabetle sayı üretemediği, Guduric, Wilbekin, Pierre ve Madar’ın vasatı aşamadığı, koca ilk yarı savunmayı pas geçtiği gecede Efes’i yenmek Fenerbahçe BEKO için büyük bir lüks oldu. Alba Berlin deplasmanı ile dünkü maçta alarm vermeye devam eden pota altı savunmasına çözümü kendi içinde üretebilecek bir formül pek olası görünmüyor… Calathes daha ne kadar böyle devam eder, orası da net değil… Dolayısıyla, – kazanırken hatırlatmakta da fayda var – 4 maçlık galibiyet serisine karşın kalıplı, savunmacı 4/5 ile şutör guard transferi “büyük hedefler için” hala elzem…
Üst üste 4 galibiyetin ardından Efes’in aksine Fenerbahçe BEKO’yu evinde üst üste oynayacağı 4 maç bekliyor… Gerçi Maccabi ile oynayacakları maç Litvanya’nın Panevezys kentinde… Zalgiris deplasmanı ile içeride Virtus mücadelesi de dahil edildiğinde seriyi 10 maça taşıma şansı var…
