Fenerbahçe BEKO, dört eksikle gittiği, uzun süre önde götürdüğü Partizan deplasmanında son bölümde enerjisi tükenince üst üste gelen hatalarla kaybetti.
İlk yarıda Nigel Hayes-Davis’in “kusursuz” performansıyla oyuna hükmeden taraftı Sarı-Lacivertliler… ABD’li forvet, Partizan savunmasını hallaç pamuğu gibi attı adeta… Dorsey’nin de hem çizgi gerisinden yüksek yüzdeli oyunu ve hem de pas trafiğine verdiği destekle Kanarya, ikinci çeyrekten itibaren farkı çift hanelere, hatta 15 sayıya kadar çıkardı. Devre sona erdiğinde de 9 sayılık avantajla öndeydi.
Üçüncü periyodun başındaki 5-0’lık serinin ardından Motley yine “çok kolay” faul problemine girince, oyundan hiç çıkmadan sahada kalan Hayes-Davis’de de yorgunluk belirtileri başlayınca kriz kapıyı çaldı. Bu noktada, ilk yarıda çizgi gerisinden 4’te 0’la “yine” çember dövmeye devam eden Sestina, ikinci yarıda da “kaldığı yerden!” devam edip, Wilbekin de gününde olmayınca, Guduric, Calathes, Pierre ve Sertaç’tan yoksun geldiği Belgrad deplasmanında Partizan’a yavaş yavaş yakalandı. Son periyoda girilirken, Motley’nin kenarda olmasını fırsat bilen Partizan, ya kısalarla potaya gitti ya da ikili oyunlarda uzunlardan kolay sayılar bulmaya devam etti, fark da 6 sayıya eridi.
Son çeyrekte düzen dışı atışlarla birlikte top kayıpları da artınca Kaminsky ve Smajlagic’le pota altından bulduğu sayılarla ev sahibi takım 33. dakikada skora dengeyi getirdi (75-75).
Kalan sürede iyice tıkanan hücumu açma görevi Wilbekin’deydi. ABD’li guardın, 3 sayıda gününde olmamasına karşın penetre becerisiyle 38.42’de 82-79’luk avantajla öndeydi Fenerbahçe… Ancak Partizan, 1 dakika içinde Fenerbahçe’nin önce Madar, ardından Dorsey ile üst üste hücumlarda top kayıplarını Kaminsky, Smajlagic ve Andusic’le sayıya dönüştürüp 6-0’lık seri buldu. Wilbekin, 7.1 saniye kala çizgiye gidip farkı tek sayıya (85-84) eritti. Mola sonrası kenardan oyuna sokarken topu kaybeden Partizan’a karşı 5.1 saniye ile son hücumu kullanma şansı geldi Fenerbahçe’ye… Ancak potaya gitmek yerine Dorsey ile üçlük tercihi sonuçsuz kalınca Sarı-Lacivertliler, onca eksiğe karşın kazanabileceği maçı tek farkla rakibine verdi. O kadar eksilmişken, Motley’nin “kronikleşen” faul problemi ve Sestina’nın yine “karavana” oyunu ile baş edemedi Fenerbahçe… Yoksa tüm olumsuzluklara karşın Belgrad’da kazanması işten bile değildi; olmadı.
ANADOLU EFES GİTTİ, GELDİ
Anadolu Efes, Zalgiris Kaunas’a bir ara 18 sayı öne geçtiği maçta az daha kaybediyordu Sinan Erdem’de… Elijah Bryant’ın sakatlığı, Beaubois’nın gününde olmaması ile skor opsiyonları azalsa da Larkin’in kararlılığı, Clyburn ve Thompson’ın kıpırdanışı dahi son 2 maçta düşüşe geçen Zalgiris’e karşı 18 farkla öne geçmeye yetti de arttı bile… Ancak 35 dakikayı ‘uyku modunda” geçiren Keenan Evans’ın son 5 dakikaya 15 sayı sığdırması, Zalgiris’in geri gelmesini sağladı. Uzatmada Larkin’in sorumluluk alması, çizgi gerisinden ve potaya atak ederek ürettiği sayılar, Efes adına galibiyetin kilidini açan detaydı. Willis ve Jones da geldikleri günden bu yana en üretken maçlarını çıkarınca Efes, evinde kazanmayı başardı. Galibiyet güzel tabii… Ancak ilk yarıda rakibe 26 sayı izni verip, ikinci yarıda potasında uzatma hariç 48 sayı görmek hoş değil… Oyun içi istikrar hala çözümsüzlüğünü koruyor…