Basketbol Milli Takımımız, Olimpiyat Elemeleri'ne kısa bir süre kala Polonya’yı hazırlık maçında yenerken, galibiyete giden yolu açan isim takıma sonradan dahil olan Alperen Şengün oldu.
Geçen yılki Eurobasket’te büyük bir sürprize imza atarak yarı final oynayan Ponitkalı, Balcerowskili, Milicic’li Polonya karşısında maç boyunca zorlandık. Bunun da en önemli sebebi, savunma sertliği ve sürekliliğinin tıpkı İtalya’daki turnuvada olduğu gibi yeterli düzeyde olmamasıydı. Özellikle de en güçlü olduğumuz boyalı alanda ve en önemlisi de ‘hücum sona ererken’ yediğimiz kolay basketler canımızı yakmaya devam etti. Zaman zaman basit top kayıpları sonrası geriye koşmakta geç kaldık. Bu yüzden de maçın büyük bölümünde rakibi geriden takip etmek durumunda kaldık.
İşin hücum kısmında ise artılarımızı, özellikle de uzunlardan yüksek verim almayı başardık maç boyunca… Alperen Şengün’ün de bu parametrede Ay-Yıldızlı kadroya dahil olması kalite kıvamını iyice yukarı çekti. Genç yıldız, sahada kaldığı 27 dakikada 6/10 2 sayı, 1/1 3 sayı, 9/9 serbest atış isabetiyle 24 sayı üretmekle kalmadı, 8 ribaund ve en önemlisi de 8 asistle “oyuna yön veren uzun” olma özelliğini de son derece verimli biçimde kullandı. Doğuş’un da sakatlanmasıyla guard pozisyonunda tüm yük Kenan’ın üzerine binmişken, O’nun yükünü omuzlarından alan isim oldu aynı zamanda Alperen… Takımca üretilen 22 asistin 8’inin altında imzası vardı. Devşirme guardların olmadığı ortamda “pivottan guard devşirerek” kendi içinde bir devrim yarattı dün itibarıyla 12 Dev Adam ve teknik patronu Ergin Ataman!… Modern basketbolda böyle uzunlara sahip takımlar fark yaratıyor… Alperen gibi “çok yönlü” bir uzuna sahip olmak gerçekten de Milli Takımımız için orta ve uzun vadede de çok büyük bir artı olacak…
Ömer Faruk’u da Alperen’le yan yana kullanabilmek, bu ikiliye Sertaç’ın da deneyimi ve dış şut tehdidi ile eşlik etmesi, Yiğitcan, Sadık ve Ercan’la birlikte mevcut uzun rotasyonu “tarihin en iyisi” olmaya aday…
Kısalarda ise henüz ritmini bulamamış olsa da Furkan’ın varlığı, yine Onuralp’in çok yönlü “ateşleyici” unsur olma özelliği, guard konusundaki dezavantajlarımızı minimize etmemize olanak sağlayacaktır.
Milli Takımımız’ı uzun yıllardır Avrupa ve Dünya arenasında görmeye alışmıştık… Umarım bu yolun sonu, özlemini duyduğumuz olimpiyatlara da çıkar…
Gökhan Türe
