Anadolu Efes Spor Kulübü’nün yeni Başantrenörü Erdem Can, kulübün resmi Youtube kanalı Anadolu Efes Stüdyo’da, Anadolu Efes’in sesi Mustafa Özben’in sunumuyla yayınlanan röportajda özel açıklamalarda bulundu.
Teklif sürecinden en sevdiği filmlere, EuroLeague’den günlük yaşamına birbirinden özel açıklamaların yer aldığı röportajda Erdem Can, Anadolu Efes vizyonunu, temel ilkelerini paylaştı.
“Anadolu Efes, taraftarlıktan bağımsız bir şekilde elde ettiği başarılarla herkesi aynı noktada buluşturmuş bir marka”
Anadolu Efes’in basketbol tarihimizde bir marka olduğunu vurgulayan Erdem Can: “Anadolu Efes, Türkiye’de çok önemli bir marka. Anadolu Efes taraftarlıktan bağımsız bir şekilde elde ettiği başarılarla herkesi aynı noktada buluşturmuş bir marka. Dolayısıyla böyle bir markanın temsilcisi olarak başlayabilmek çok önemli bir motivasyon ve heyecan. Her zaman başarılı olmuş bir takımda da her zaman daha iyisini hedeflemek olmazsa olmazlardan biri.” dedi.
“Temel ilkelerim iletişim, güven ve hazırlık “
Antrenörlük hayatındaki temel ilkelerinden bahseden Erdem Can üç temel ilkesine vurgu yaptı: “Benim hayatımda antrenörlük bir iş olmaktan çok hayatımın bir parçası. Antrenörlük ve basketbol çok canlı bir meslek. Çünkü ana faktör insan. İnsanın ana faktör olduğu bir unsurda sizin belli sınıflandırmalarla ilerlemeniz, yaptığınız işi tanımlamanız çok doğru değil. İnsan doğasıyla doğru orantılı bir yapı basketbol.
Biz antrenörler için oyuncularla empati kurmak, onların duygu durumunu algılayabilmek önemli bir unsur. Empati için de belli bir ilişki düzeyinde olmanız lazım ki değer unsurlarını anlayıp ona göre kurgulamanız lazım. Bir takımın kaybetmeye karşı vereceği reaksiyonu ve kazanma ile elde edeceği motivasyonu doğru değerlendirebilmek için oyuncularınızla doğru iletişimde olmanız lazım, iletişim en önemli unsur” dedi.
Güven duygusundan da bahseden başarılı Başantrenör: “İletişimin iyi olabilmesi için de güven duyusu devreye giriyor. Birbirine güven duymayan iki insanın doğru iletişim kurması imkansız. Dolayısıyla güven çok önemli bir unsur.”
Son olarak “Hazırlık” ilkesi hakkında konuşan Erdem Can: “Hazırlık da bizim işin teknik kısmı. Ben işin o kısmına kafa yormayı seviyorum. Taktik kısmı da dinamik çünkü elinizdeki basketbolcularla, basketbolun kendi özgü getirdiği modayla kendinizi değiştirmeniz gerekiyor. Dolayısıyla bu 3 unsur benim için çok önemli.” dedi.
“Bu kadar büyük bir markanın parçası olabilmek benim için çok önemli”
Kamera karşısına geçen Erdem Can Anadolu Efes’ten teklif aldığı süreci anlattı: “Bu kadar büyük bir markanın bir parçası olabilmek ve onu daha ileriye götürebilmek adına tercih edilmiş olmak çok önemliydi benim için. EuroLeague’de zirveye oynayan, son 3 yılın 2’sinde şampiyon olan, son 5 yıla damga vurmuş bir kulübün antrenörü olmak için teklif almak çok değerli. Çok heyecan verici. Bu fırsatı benim için çok önemli bir adım olarak görerek hareket ettim.”
İlk kez taraftarın karşısına çıkan Erdem Can özel yaşamı hakkında da pek çok bilgi verdi. Kahvesiz bir gün hayal edemediğini belirten başarılı Başantrenör, “Michael Jordan mı LeBron James mi” sorusunda ise tercihini “Benzersiz biri” dediği Michael Jordan’dan yana kullandı. Erdem Can, kendi “en”lerini ise şöyle sıraladı:
En sevdiği üç kitap: Orhan Pamuk- Kafamda Tuhaflık, Paulo Coelho-Simyacı, Zülfü Livaneli – Serenad.
En sevdiği üç şarkı: Duman – Aman Aman, Neşet Ertaş – Neredesin Sen, Aerosmith – Pink.
En sevdiği üç film: Eternal Sunshine of the Spotless Mind, Esaretin Bedeli, Yol.
EuroLeague tarihinin en iyi 5’i: Juan Carlos Navarro – Vassilis Spanoulis – Dimitris Diamantidis – Gigi Datome – Nikola Pekovic.
Sohbet havasında geçen röportajda samimi açıklamalarda bulunan Erdem Can, son olarak taraftarlara yeni sezon hedeflerinden de bahsetti. Kazanma alışkanlığı olan bir yapı olduğunun üstünde duran Başantrenör: “Kazanma alışkanlığı olan, kazanma hedefi olan, bulunduğu camiayı en iyi şekilde temsil etmeye çalışan bir yapı var ortada. Dolayısıyla bizim hedefimiz olan şey bütün yarıştığımız kulvarlarda en üstte bitirebilmek. Bunun ötesinde bizi izleyen, bizi izlemekten keyif alan herkesin son ana kadar mücadeleyi bırakmayan, hiçbir şekilde yenilgiyi kabul etmeyen beraber hareket etmeyi seven ve bundan keyif alan bir ekip görmesini sağlamak. Asıl hedefimiz bu” dedi.
