Çaylaklar genel olarak sezona iyi başladı. Evan Mobley savunması ve atletizmiyle modern basketbolun aradığı türden bir uzun olarak Cavaliers’e önemli katkı veriyor. Yeteneklerine en uygun takımlardan birine gelen Scottie Barnes, Toronto formasıyla en skorer çaylak durumunda. Chris Duarte çaylak sevmeyen Rick Carlishe’den 30 dakika süre kapmayı başardı. Jalen Green, Cade Cunningham yavaş yavaş lige ısınıyor. Frantz Wagner aldığı sürenin karşılığını veriyor. Evladımız, göz bebeğimiz Alperen Şengün oyun zekâsı, çok yönlü basketbolu ve öz güveniyle parıldıyor. Davion Mitchell dikkat çekici bir diğer çaylak. Genelinin 18 yaşında olduğunu göz önüne alırsak NBA’in yenileri için iyimser olmak mümkün. Zamanla daha iyi olacaklarını düşünüyorum.
Bütün bu isimler içinde Chris Duarte’ye ayrı parantez açmak istiyorum. Indiana Pacers’ın Oregon Üniversitesi’nden seçtiği Duarte 30.4 dakika süre buluyor. Bir ara 20 sayı ortalaması vardı. Caris LeVert sakatlıktan döndükten sonra top kullanma oranı dolayısıyla sayı ortalaması düştü. Maç başına 13.4 sayı, 4.2 ribaunt ve 2 asistle Brogdon, LeVert ve Sabonis’in ardından takımın 4. skoreri durumunda. Luka Doncic haricinde koçluk kariyeri boyunca çaylaklara önemli rol vermeyen Rick Carlise ilk kez bir çaylağa bu kadar sorumluluk veriyor. Takım oyununu önceleyen, basketbolcularından savunma yapmalarını, topu paylaşmalarını, sistemini uygulamalarını isteyen Carlishe, çaylaklar fiziksel ve oyun bilgisi olarak eksik olduklarından onlara süre vermek için çaba göstermez. Önce sistemi öğrensinler sonra formayı alsınlar ister. Luka Doncic’in yeteneği malum. Sloven oyuncunun ilk senesinde formayı kapmasının nedenini biliyoruz. Chris Duarte’nin Rick Carlise’nin vazgeçilmezi olmasının nedeni üstün yeteneklere sahip olması değil hazır oyuncu olması. Dominikli skorer gard çoğu oyuncunun aksine kolejdeki ilk yılının ardından drafta katılmadı. Katılsa muhtemelen alt sıralardan seçilirdi belki de seçilemezdi. Bunun yerine koleji bitirmeyi tercih etti. Bu süreçte fiziksel olarak güçlendi. Savunmasını geliştirdi. Şutu başta olmak üzere pek çok özelliğini belli seviyeye getirdi. Draftta 13. sıradan seçildi. Hazır olmanın verdiği öz güvenle de verilen görevi yerine getiriyor. 1.98’lik basketbolcu kolejde ortalama üstü savunmacı ve iyi yüzdeyle ceza şutu atan bir oyuncu olarak biliniyordu. Nitekim % 40.3 yüzdeyle maç başına 1.9 üç sayı isabetiyle şutör olarak kendini ispat etmekle kalmakla kalmadı geniş bir hücum repertuarına sahip olduğunu gösterdi. Duarte, elit seviyede olmasa da dripling üzeri skor buluyor, müthiş bir delici diyemem ama potaya yönelerek sayı atıyor. Bir sabit şutörden çok birebir skor üretebilecek bir oyuncu. Topla oynayan bir oyuncuya göre top kaybı da makul seviyede. Elbette bütün bunlarda lige hazır gelmesinin katkısı var. Çok büyük gelişim gösterip süper star olmasını beklemiyorum. Birebirini geliştirip olumlu özelliklerini istikrarlı sahaya yansıtırsa komple bir yardımcı skorer olabilir. Bu sene seçilen Cade Cunningham, Evan Mobley, Scottie Barnes, Jonathan Kuminga, Jalen Green gibi bir gün yıldız olma ihtimali yok belki ama tamamlayıcı ve çok yönlü katkı veren bir oyuncu olarak rolü net. Bu seneki performansına yakın bir çizgide devam ederse 4 yıllık çaylak kontratının ardından yıllığı 15-20 milyon dolarlık sözleşme kapabilir. Kolejde geçen bir senenin ardından drafta katılmak yerine 4 yılı tamamlayıp eksiklerini giderdikten sonra daha hazır drafta katılmanın hiç de fena bir seçenek olmadığını gösteriyor Duarte. Benzer bir kariyer çizgisiyle kolejde 4 yıl kalıp dratfa giren Malcolm Brogdon ve Desmond Bane gibi hazır olmanın avantajıyla şans bulup kendini gösterme imkânı buluyor. Brogdon 2. turdan Bucks formasıyla girdiği NBA’de yılın çaylağı ödülünü kazandı. Sezon başı Pacers’la kontratını yıllığı 22 milyon dolardan 2024-25 sezonuna kadar uzattı. 33 yaşında toplam kazancı 120 milyon dolar olacak. Desmond Bane henüz çaylak kontratının 2. senesinde ilk 5 oyuncusu olarak 28 dakika süre buluyor. Üç sayı isabeti ve savunma konsantrasyonuyla 2 ve 3 numara olarak rolü net.
Genç basketbolcular bir an önce paraya kavuşmak için genelde ilk yılın ardından drafta katılmayı tercih ediyor. Kolejde parlamış olanlar için bu mantıklı bir yol olabilir. Ancak fiziksel olarak gelişememiş, rolünü tam olarak bulamamış oyuncular için biraz sabredip eksikleri belli ölçüde gidermenin ardından NBA’de şans denemek çok daha mantıklı. “NBA’de gelişirim bu arada da 30. Sıradan bile seçilsem yıllığı 2 milyon dolardan 4 yıllık anlaşma alırım. Kolejde bedava oynayacağıma NBA’e gider para kazanırım” bakış açısı çok sayıda oyuncunun yok olmasına neden olabiliyor. Çünkü NBA global bir pazar. Bilet sattıracak bir yetenek veya rolünü bulmuş bir oyuncu değilseniz hele 20-30 arası veya 2. turda seçilmişseniz süre bulmanız zor. Oynamayan oyuncunun gelişme şansı düşük. NBA 81 maçlık yoğun bir tempoda oynandığı için takımlar Avrupa’da olduğu gibi günlük antrenman yapmıyor. Haftada tek gün antrenman yapılıyor. Bu da oynamayan oyuncu için takımla antrenman yapma şansının bile olmadığı anlamına geliyor. Tek yapabilecekleri bireysel antrenmanlar ve çeşitli nedenlerle yakaladıkları kısıtlı oynama süresinde bir ışık yakmak. Bunu yapamayan oyuncu gelişim sürecinde bence mahkum olmak zorunda. Yaşlarının çok genç olduğunu göz önüne aldığımızda bu durum oyuncular üstünde psikolojik baskı ve hayal kırıklığı yaratıyor. Çoğu basketbolcu bir an önce para kazanmak için bu girdaba sokuyor kendini. Sonları da istedikleri gibi olmayabiliyor. Örneğin bir yıl Texas Tech’te oynadıktan sonra 2018 draftında 18. sıradan Philadelphia Sixers tarafından seçilen Zhaire Smith. 1.91’lik skorer gard lise ve kolej kariyeri boyu ortalama üstü bir dış atıcı olarak tanındı. Bu beklentiyle draft edildi ancak fizik olarak hazır değildi ve savunmada kat etmesi gereken yol vardı. Sakatlıklar NBA sertliğine ayak uydurmasına izin vermedi. Süre bulmakta zorlandı, oynadığı maçlarda kendini gösteremedi. Yaşı 18 olduğu için mental olarak bu zorluklara göğüs geremedi. Pozisyonundaki rakipleri Furkan Korkmaz ve Shake Milton performans vermeye başlayınca unutuldu ve sadece 13 maça çıkabildiği 2 sezonun ardından Sixers, takım opsiyonunu kullanmayarak kendisini serbest bıraktı. Henüz 21 yaşında ya Gelişim Ligi’nde şansını deneyerek yeniden NBA’e dönmeye çalışacak veya Amerika dışında basketbol oynamayı seçecek. Her ne yaparsa yapsın işi çok zor. NBA’e yeniden dönme ihtimali çok düşük. Çünkü hala fizik olarak eksiği var, savunması yeterli düzeyde değil ve üç sayılık atışlarda draft edildiği dönemin gerisinde. Yaşadığı hayal kırıklığının oyununa etki ettiği görülüyor. Zhaire 99 doğumlu ve Desmond Bane’den 1 yaş, Duarte’den 2 yaş küçük. Onlar gibi sabırlı olmayıp, eksiklerini kolejde gidermemesinin cezasını ödüyor. Onların önü ne kadar açıksa Zhaire’nin yolu o kadar engebeli. Başarılı olmanın hiçbir koşulda garantisi yok ama NCCA’lerde birkaç yıl oynayıp gelişmek daha sağlıklı bir kariyer planı gibi. NBA’de kimse size sınırsız kredi açmıyor. Bulduğunuz şansı değerlendirmezseniz yerinizi bir başkası alıveriyor. Bir başka takımda kontrat bulsanız dahi kendinizi ispat etmediğiniz için alacağınız sözleşme garanti olmayan ve kısa süreli kontrat oluyor. Bu da her an takımdan kesilmenin verdiği baskı altında oynamak demek. Furkan Korkmaz geçtiğimiz iki sezonu böyle bir yıl 1.5 milyon dolarlık kontratla büyük baskı altında oynamak zorunda kalmıştı. Tek yıllık kontratlar NBA’e pamuk ipliğiyle bağlanmak demek. Hata yapmanız halinde gözden çıkarılacak ilk isimlerden biri oluyorsunuz. Çaylak kontratı süresince yeterince kendini gösteremeyen oyuncunun bulabileceği kontrat tek yıllık veya iki yıllık takım opsiyonlu kontratlar.
Menajerleri ve aileleri paraya kavuşmak için 1 yıllık kolej eğitiminin ardından gençleri drafta girmeye ikna ediyor ama çoğunun NBA serüveni hüsranla sona eriyor. Brogdon, Bane ve Duarte’nin yolu üzerinde düşünülmesi gereken iyi bir seçenek. Bu sene UCLA formasıyla NCAA’lerde boy gösterecek Adem Bona da aceleci olmaması gereken oyuncular sınıfından. ABD’de lise performansını bilmiyorum ama altyapı milli takımlarında çok maçını izledim. Oyun bilgisi sınırlı. Fiziksel avantajlarıyla pota altında etkili oluyordu ama topla üretme, doğru pozisyon alma konusunda eksiği çok. Ham oyuncu ve öğrenmesi gereken çok şey var. Kolejde bir seneyle kapatılmayacak kadar açığı vardı. Umarım aceleci davranmaz. En az iki sene NCAA’de kalıp daha hazır drafta girer. Yatırım yaptığımız bir gencimizin daha NBA’de bir kariyerinin olması ülke basketbolu adına yararlı olur.