Batı Konferansı takımları maaş sınırının üstünde olduğu için Batı’da büyük bir transfer hareketliliği yaşanmadı. En büyük hareketliliği bana göre çılgınca bir hamleyle Russel Westbrook’u takaslayan Lakers yarattı. Batı Konferansı’nda yer alan takımlar transfer döneminin ilk bölümünde neler yaptı? Bu konudaki analizime geçelim.
Los Angeles Lakers: Wizards’tan Russell Westbrook’u takasla alan Lakers, beraberinde oluşacak spacing sorununu giderme adına takımın geri kalanını minimum kontratlarla şutör oyuncularla doldurdu. Kadroya baktığımızda iki büyük sorun göze çarpıyor. İlki topsuz oynayamayan Westbrook ve Lebron James topu nasıl paylaşacak? Diğeri de Talent Horton Tucker ve Kent Bazemore dışında çok kötü savunmacılardan kurulu Lakers kısaları nasıl savunma yapacak? Bu iki sorunun cevabı için büyük olasılıkla play-offları beklememiz gerekecek. Çünkü normal sezonda yoğun savunma yapılmadığı için Kendrick Nunn, Russell Westbrook, Carmelo Anthony, Wayne Ellington, Malik Monk gibi isimler rahatça skor yapıp, etkili olur. Hatta Lakers Batı’yı yüksek olasılıkla lider de tamamlayabilir. Ancak kadroların daraldığı, rakibin zayıf yönlerine hamleler yapıldığı play-off döneminde Lakers’ın rakipleri, Lebron ve Westbrook delmesin diye boyalı alanı kapatacak ve yukarıda isimlerden hangileri sahadaysa; ki en az ikisi sahada olmak zorunda, hücumda onun üzerinden oynayacak. Savunmasıyla ünlü Koç Frank Vogel’ın bu kadroya nasıl defans yaptıracağını merak ediyorum. Takımda 35-36 yaşındaki isimlerin çokluğu da cabası. Bir diğer sorun da boyalı alanda. Anthony Davis’in 5 numara oynayacağı söyleniyor. Böyle bir durum olursa 4 numarada Trevor Ariza ve Carmelo Anthony yetersiz kalır. Yok Davis önceki yıllardaki gibi 4 oynayacaksa o zaman da pivot pozisyonu Dwight Howard ve Marc Gasol’la zayıf kalır. Sanırım Lakers’ın bu konuyu giderme adına hamlesi olacak. Ancak alternatiflerin çok az olduğunu belirtmek isterim. Öte yandan sezon içinde by out edilecek oyunculardan bir iki hamle yapılacağını düşünüyorum. Lakers bütün sorunlarına rağmen şampiyonluk isteyen oyuncular için büyük bir cazibe merkezi. Bundan dolayı play-offa bu kadroya yapılacak bir iki takviyeyle girer. Bu kadronun iyi tarafı Lebron James’ın yıpranmadan play-offlara girmesini sağlaması olur. Lebron normal sezonda çoğu maçı rölantide oynayabilir hatta bazı maçlarda dinlendirilebilir. Çünkü kralsız kazanacak bir kadro kuruldu. Böylece Lebron James play-offlara daha zinde girer ancak orada işi çok ama çok zor olacak.
Utah Jazz: Mike Conley’le sözleşme yenileyen Jazz mevcut yapıyı koruyarak Rudy Gay ve Eric Paschall’la rotasyonu genişletti. Geçtiğimiz play-offlarda birebirde skor üreten bir oyuncu sıkıntısı çeken Jazz, Conley ve Gay’le bu soruna bir ölçü çare buldu diyebiliriz.Jazz, 4 şutör ve bir çember savunucuyla normal sezon için tehlikeli ancak play-off için sorun yaşamaya müsait bir takım. İlerleyen dönemde daha sert bir kanat oyuncusu için bir takas kovalamalarını bekliyorum.
Phoenix Suns: Geçen sezonun finalisti Suns kadroyu korumakla kalmadı ufak hamlelerle rotasyonu genişletti. Beklenildiği gibi Chris Paul ve Cameron Payne’le yeniden anlaşan Phoenix, Elfrid Payton ve Landry Shamet’le kısa rotasyonuna takviye yaparken, JaVale McGee hamlesiyle DeAndre Ayton’ı yedekleyecek tecrübeli bir pivota kavuştu.
Denver Nuggets: Dış transferde sadece Jeff Green’i alan Denver, Austin Rivers, Will Barton ve JaMychal Green’i takımda tuttu. Sezonun önemli bölümünde oynaması beklenmeyen Jamal Murray’ın yokluğunu bir şekilde idare edip play-offlara Murray’le daha güçlü girmeyi amaçlayan Nuggets’da savunma hala en büyük sorun olmaya devam ediyor.
Los Angeles Clippers: Drafttan seçtikleri Keon Johnson ve son iki seneyi sakat geçiren Justice Winslow gibi beklentiyi düşük tutmamız gereken iki takviye yapan Clippers geçen sezon çok iyi oynayan Reggie Jackson ve Nicolas Batum’u takımda tutarak büyük iş başardı. Sakatlığı nedeniyle belki de sezonu kaçıran olan Kawhi Leonard’ın sözleşme uzatması bekleniyor. Clippers’da boyalı alanı savunacak, ayakları çabuk bir uzun sorunu hala devam ediyor. Serge Ibaka sakatlıktan döndü ama onun bu soruna tek başına yeterli olacağından kuşkuluyum. Los Angeles ekibinin orta ölçekli bir veya daha fazla takas yapmasını bekliyorum. Ellerinde draft hakları ve Rajon Rondo ve Patrick Beverley gibi biten kontratlar var.
Dallas Mavericks: Koç ve idari kadroyu baştan aşağı yenileyen Dallas’ın transferde daha aktif olmasını bekliyordum ama yapamadılar. Tim Hardaway JR’la uzatmak ve Reggie Bullock hamlesini olumlu buluyorum. Ancak takımda bütün yük hâlâ Luka Doncic’in sırtında. Sloven yıldız bu yükü taşıyor taşımasına da play-offta yeterli olmuyor.
Golden State Warriors: Şampiyon yeniden sahne almak istiyor. Klay Thompson neredeyse iki yıllık sakatlık sonrası iyileşti. Bu Golden State için iyi haber ama ne kadar etkili olacağını bilemiyoruz. Draftta bir 3&D ve kanat forvet seçen Golden State bir yıldız isim için bu oyuncular ve Andrew Wiggins’den vazgeçebilir. Starları Curry, Thompson ve Draymond Green’in yaşı ilerlediği için Golden State planlarını geleceğe değil bugüne göre yapmak ve yeniden şampiyon olmak istiyor. Bu nedenle Moses Moddy ve Jonathan Kuminga gibi potansiyelli gençlerden vazgeçebilir. Ancak ben bu vazgeçişin Damian Lillard gibi bir isim için olmasından yanayım Ben Simmons için olacaksa yazık olur.
Portland Trail Blazers: Transfer dönemine Lillard’ın takasını istemesiyle sancılı giren Portland, yıldız oyuncusunu ikna edecek transferler yapamadı. Normal Powell’la uzattılar. Cody Zeller ve Ben Mc Lemore gibi iki yetersiz takviye yaptılar. Portland bir takas yapmak zorunda. Ya Mc Collum merkezli bir takasla Lillard’ı mutlu edecek bir formül bulacaklar ya da Lillard’dan vazgeçecekler. Damian Lillard şimdilik kaldı ama bu kadroyla sezon içinde yeniden takasını istemesi yüksek olasılık.
Memphis Grizzlies: Geçen sezon play-off yapan genç Memphis draftta Ziaire Williams’ı seçerek önemli bir potansiyel kazandı. Ancak onu seçmek için Jonas Valanciunas’dan vazgeçip, Pelicans’tan Eric Bledsoe ve Steven Adams gibi sisteme uymayacak iki oyuncu aldılar. Koç Tyler Jenkins’in bu sene işi çok zor.
New Orleans Pelicans: Pelicans, Zion Williamson’un daha rahat oynamasına yönelik hamleler yaptı. Spacing sorununa neden olan iki isim Steve Adams ve Eric Bledsoe’yu draft hakkı vererek, Lonzo Ball’ı Bulls’ın teklifini karşılamayarak gönderdi. Pelicans, gidenlerin yerine aldığı Jonas Valanciunas, Devonte Graham ve Tomas Satoransky’le daha uyumlu bir takım oldu. Yeni Koç Willie Green, Brandon Ingram ve Zion Williamson’u bir arada verimli kullanmayı başarırsa Pelicans play-off yapabilir.
San Antonio Spurs: Maksimum kontrat verecek maaş boşluğuyla transfer dönemine giren Spurs bu avantajını kötü kullandı. Uzun süreli kontrat verdiği Doug Mc Dermott ve son iki sezonu sakat geçiren Zach Collins ve Bryan Forbes ciddi defoları olan isimler. Spurs’un tek olumlu transferi DeRozan takasından gelen Thaddeus Young. Bu şartlarda Spurs’u play-off potasının uzağında görüyorum.
Sacramento Kings: Boyalı alanda sorun yaşayan bir takım çare olarak Tristan Thompson ve Alex Len takviyesi yapıyorsa orada umut var diyemeyiz. Drafttan seçtikleri Devion Mitchell gard savunması adına önemli hamle ancak Fox ve Haliburton varken yeterli süre bulacağından kuşkuluyum. Belki de çift gardlı oynayabilirler. Takım savunması, kanat forvet eksikliği ve boyalı alanda etkisiz kalmak Kings adına sorun olmaya devam ediyor. Üstüne böylesi bozuk yapının Luke Walton gibi yetersiz bir koç tarafından çalıştırıldığını eklediğimizde Kings taraftarını yeni sezonda da zor günler bekliyor diyebiliriz.
Minnesota Timberwolves: Tek hamleleri Taurean Prince oldu. Hâlâ uzun forvetleri yok, hala savunmaları çok kötü. Maaş limitleri de yok. Bu sene draft haklarını Golden State’e kaptırdılar. Kurtlar için en doğru hamle takasla takımı sıfırlayıp Anthony Edwards etrafında yeniden yapılanmak ama bu hamleyi bir türlü yapmıyorlar. Karl Anthony Towns, De Angelo Russell, Anthony Edwards kâğıt üstünde fena durmuyor ama sahaya çıktıklarında kazanan bir takım olamıyorlar.
Oklahoma City Thunder: Potansiyeli yüksek ve kanat forvet ihtiyacını giderecek Jonathan Kuminga seçilmemişken 6. sıradan Josh Giddey’i seçen, 25 tane 1. Tur draft hakkı olmasına rağmen 16. sıra hakkını Houston’a takaslayarak Alperen Şengün’ü seçme şansını rakibine hediye eden Oklahoma’nın ne yapmak istediğini anlayamadım. Geleceği planlarken bugünden bazı parçalar eklemek gerek. Çılgınlar gibi draft hakları peşine düşmenin bir sınırı olmalı. Ancak Oklahoma için sanırım böyle bir sınır yok.
Houston Rockets: Draftı en iyi değerlendiren takım oldu. Josh Green’i seçerek takımı etrafına kuracakları lider adayını bulan Rockets, Alperen Şengün ve Usman Garuba’yı seçerek boyalı alanda etkili olabilecek ikili oluşturdu. Artık Christian Wood’un pivot oynamasına gerek yok. Houston için play-off adayı diyemeyiz ama bir çekirdek oluşturdular. Bu sene o çekirdeğin NBA’ye ve birbirlerine uyumu Koç Stephen Silas’ın ana hedefi olacak.
İSMAİL DURLANIK
