TBF CEO'su Ömer Onan, basketbol gündemini değerlendirdi, çok önemli açıklamalar yaptı.
TBF binasında bir grup gazeteci ile bir araya gelen ve Basket Dergisi'nin de yer aldığı toplantıda Onan, soruları yanıtladı.
Onan'ın açıklamaları şöyle:
Biz baksetbolu yaymak istiyoruz, en önemli konularımızdan biri. Voleybolda fileler aşağı iniyor, futbolda mini kaleler var. Çünkü çocukların bunu sevmesi lazım ki buna devam etsin. Gelen veli de çocuğununun bu spordan mutlu olduğunu görmesi lazım ki bu spora çocuğu göndersin. Biz 8 yaşında çocuğu idmana getirip 3.05'lik potaya basket attırmaya çalışıyoruz. Çocuk topu yetiştiremiyor ki potaya, sonra da ben bunu sevmedim yapmayacağım diyor. Sevmez tabi, çünkü sen bunu sevdirmiyorsun.
Bu sene orta vadelip plan olarak yaş kategorilerine göre bu potanın yüksekliğini düşüreceğiz. 2.65 – 2.85 – 3.05, 13 yaşından sonra oynasın 3.05'te. Milli Eğitim Bakanlığı ve spor federasyonlarıyla oturacağız. Böylelikle sen o çocuğa basketi attırıp, smacı yaptırırsan o çocuk bunu sever. Çünkü televizyonda seyredip özeniyor, geliyor top büyük, pota yüksek. Bu konuda çok ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Sevdirmek için biz de çemberlerimizi ve toplarımızı yaş kategorilerine göre ayarlayacağız. Bu durum Avrupa'da da böyle, bir dolaşsanız kolaylıkla görebiliyorsunuz, yıl 2017'de bizim bununla uğraşmamamız gerekiyordu.
İkinci olarak spor okullarına akredite sistemi getireceğiz ama bizim kapatma ve denetleme yetkimiz yok. Biz velilere şunu diyebiliriz, bunlar bize akredite oldu, programlarını bizle oturup konuşuyorlar, ne çalışacaklarını konuşuyolar, olmayanlara göndermeyin çocuklarınızı.
Spor İl Müdürlükleriyle de konuşabiliriz çünkü onların kapatma yetkisi de var. Bunları bir düzenleme altına alacağız. Artı olarak, 7-8 yaşında çocukları 5'e 5 oynatıp, 2 çocuğun eline top gelirken, diğerlerinin alakasız bir biçimde boşa koşması beni çok üzüyor. Basketbol antrenörleri junior liglerde 9 yaşındaki çocuğa sen pivotsun diyor, post-up yapıyor, topa dokunmuyor, neden? Boyu diğerlerinden daha uzun diye. Bu basketbol cinayeti gibi bir şey.
Belli bir yaşa kadar 3'e 3'ü getirebiliriz. Hepsi topa dokunacak, hepsi drive edecek. 13 yaşından sonra pivot, guard olarak ayrılsın. Sen Sırbistan'da bir antrenöre bizde 10 yaşında çocuk var pivot oynuyor desen, seninle muhattap olmaz. Biz federasyon olarak yapalım ama hepimizin bunları insanlara anlatması lazım. Belki skor da tutmayacağız. Veli diyor ki benim çocuğum 40 sayıyla maç kazandı.
Üst tarafta yapacak çok işlerimiz var, ama başkanın bize söylediği gibi, baştan doğru bir alt yapı oturtmazsak, yukarı doğru sağlıklı gelemiyoruz. Bir sürü yetenekli çocuk 8 yaşında o işi sevmediği için başka bir branşa yöneliyor veya sporu bırakıyor. Bunlarla alakalı inanın çok çalışılıyor ve yakın vadede gelecekler.
– Bazı oyuncular menajerler tarafından dolaştırılıyor. Oyuncuların haklarını koruyacak NBA'deki gibi sendika benzeri bir şey yapılabilir mi?
Bizde sendika yok ama Avrupa'da var. Onlar da bu işlere çok bakmıyor. Özgür bir dünya var, oyuncu istediği menajerle anlaşabiliyor, kulübünü buluyor. Kötü niyetli menajerlerden uzaklaşmaları lazım: Sen iyi oyuncuysan menajerin söylediklerini kabul etmeyebilirsin. Bunlar şehir efsanesi çünkü ben de yöneticilik yaptım. Fazla para veren takıma gidip kenarda oturabilirsin veya az paraya sahada olabilirsin. Oyuncu karar verir buna. Ben Efes Pilsen'de oynarken 23 yaşında kaptan oldum. Ama oradaki antrenörle anlaşamıyorduk, oynatmıyordu. 2 yol vardı önümde, çok rahat bir şekilde böyle devam edebilirdim, kaptanıydım oranın ama içimdeki ateş buna izin vermedi. Ben başka bir takıma gittim ve oyunum da çok daha fazla gelişti. Ama orada kalan oyuncu da vardı, ismi de gelişimi de öyle kaldı.
Ben kendim için bu örneği verdim ama 12 Dev Adam dediğimiz oyuncuların hepsinde o oynama ateşi vardı. Bunu kabul etmeyebilirsin, oyuncu menajeri kement bağlayıp seni sürüklemiyor ki. Şuna karar vermen lazım, Fenerbahçe'ye, Anadolu Efes'e, Galatasaray'a, Beşiktaş'a ne zaman geleceksin? 18 yaşında 3 sene oturup Fenerbahçe forması giymek mi seni mutlu ediyor? Yoksa bir yerde forma giyip, kendini geliştirip, hepsinin seni isteyeceği bir oyuncu haline gelmek mi seni mutlu ediyor? Çünkü oyuncu menajeri günün sonunda sana ne kadar para kazandırıyorsa o kadar mutlu oluyorsun ama sen şunu söyleyebilirsin, ben daha 18 yaşında para istemiyorum, beni oynayacağım bir takıma götür diyebilirsin. Ya da git büyük bir takıma TBL'de seni oynatabilecek bir takıma gönderileceğine dair anlaşmanı yap, bunu da yapabilirsin. Oyuncuların kendi kaderlerini eline alması lazım. Balkan Ülkeleri'nde, VTB Ligi'nde, eski Sovyetler ülkelerinde insanlar kendini geliştirmek için az paraya oynamayı kabul ediyor, sonra NBA'ye gidiyor. Yetenekli oyuncular da, veliler de önlerine biraz bakacaklar ne yapıyoruz diye.
Biz bu velilere eğitim yapacağız, bu çok önemli, bizim kapımız herkese açık, akıl isteyene akıl veriyoruz, yardım isteyene yardım ediyoruz. Yeter ki diyalogda olsunlar, yeter ki bu çocukların büyük resimde hangi noktaya gelebileceklerini görsünler.