İki takımlı (!) ligde heyecan sürüyor: Anadolu Efes teslim olmadı. Fenerbahçe Beko kaybetmemeye oynamanın bedelini son saniye basketiyle ağır ödedi. Maçı daha çok isteyen takım kazandı. 4. maçın atmosferi çok daha farklı olacak. Önümüzdeki maça bakalım. Büyük ihtimalle bu klasik maç sonu cümlelerinden herkes sıkılmıştır. Benim esas değinmek istediğim Türk basketbolunun içinde bulunduğu durum. Bazı rakamlarla size niye basketbolun bu hale geldiğini, neden 2 takımlı bir lige dönüştüğünü anlatmaya çalışayım. Bundan 10 yıl önce 1. Lig (BSL) kulüplerinin kazanılan maç başına 22 bin dolar İddaa geliri vardı. Bugün ise bu gelir 16.5 kat azalmış. Yani bin 400 dolara düşmüş. Bu gelir yabancı oyuncuların ev kirasını bile ödemez. Bu gidişle kulüpler borçlu çıkarlarsa şaşmam!
Altyapıya önem vermeye çalışan kulüplerin durumu daha vahim. Altyapıda 1 turnuva için ödenen harcırah bedeli 27 bin lira! Harca harca bitmez! Kulüplere maliyeti 10 katından fazla. Basketbolu geliştirme ligi (BGL) diye bir organizasyon oluşturuldu. Aslında fena olmayan bir projeydi. Ama gün geçtikçe bozuldu. Katılan kulüpler için mali bir yük haline geldi. Taşeron koç ve takımlar türedi. Bu durumda kulüpler altyapıya yatırımı keserler. Alt liglerde hiç gelir yok bir de üstüne üstlük katılım parası var. Anlamak mümkün değil. Hakemlikte profesyonelliğe geçildi. Ama hakem maaşları başka bir iş yapmazsanız çok düşük bir seviyede kaldı. Sistematik bir şekilde Türk basketbolu aşağı çekiliyor. Hadi bir örnek daha vereyim. Federasyonun internet sitesine bir göz atın (belki bu yazıdan sonra güncellenir!). Neredeyse benim oyunculuk dönemimden haberler var. Bir de voleybolun sitesine bakın. Aradaki farkı göreceksiniz. Aslında yukarıda değindiğim her bir konu başlık olur. İlerleyen günlerde bunları açmaya çalışacağım. Neyse biz güncele dönelim. Fenerbahçe Beko bir adım önde. Bakalım Anadolu Efes inadını sürdürebilecek mi?
Kaynak: Cumhuriyet
Bu federasyonda başkan ve yönetim kurulu ne maaş alıyor bilen varmı !?