Anadolu Efes'in başantrenörü Ergin Ataman, EuroLeague finalinde Barcelona'yı devirerek bu kupayı kazanan ilk Türk koç olmayı başardı. Avrupa'nın en büyüğü olmayı başaran Anadolu Efes, Fenerbahçe'nin ardından EuroLeague kupasını kaldıran ikinci Türk takımı olmuştu. Tarihi şampiyonluğun mimarı Ergin Ataman, SABAH Spor'a özel açıklamalarda bulundu.
EuroLeague finalinde İspanyol ekibi Barcelona'yı 86-81'lik skorla deviren Anadolu Efes, Avrupa'nın en büyüğü olmayı başardı. Türkiye'ye ikinci kez gelen kupanın başrolü Ergin Ataman, bu kupayı kazanan ilk Türk koç olmayı başardı.
Potanın en kral kupasını alarak ülkemizi sevince boğan Anadolu Efes'te kahraman isim Ergin Ataman, A'dan Z'ye her şeyi SABAH SPOR'a anlattı.
3 yıl önce temelleri atılan yatırımın karşılığı, pandemi nedeniyle 1 yıl gecikmeli de olsa kupa ile alındı… Bundan sonra Anadolu Efes'in yol haritası nasıl olacak?
"Anadolu Efes belki de spor tarihinde ender görülen bir başarı hikâyesine imza attı. 3 yıl önce THY Avrupa Ligi'nde sonuncu olan Anadolu Efes, yeni yapılanma ile ilk yılında final oynadı, geçtiğimiz sezon Avrupa Ligi'ni domine etti ve çok önemli bir farkla öndeyken organizasyon durduruldu. Ama bu sezon da yarım kalan hikâyeyi 41 maçlık müthiş bir maraton sonunda, finalde de Barcelona'yı yenerek tamamladık ve şampiyonluğa ulaştık. Artık bundan sonra geriye dönüş yok. Anadolu Efes son üç sezonda Avrupa'nın en çok maç kazanan takımı. Avrupa Ligi'nin en çok değer gören, oynadığı basketbolla gerek Avrupa gerek dünya otoriteleri tarafından en çok takdir edilen takım. Tabii ki profesyonellikte bir takım değişimler olabilir, bazı oyuncular NBA'e veya başka takımlara gidebilir. Ama Anadolu Efes'in hedefleri artık düşmeyecektir. Çünkü Efes artık Türkiye'ye mal olmuş, ülkenin gururla izlediği, tek yürek olduğu, Türkiye'ye güzel haberler getiren ve insanımızı mutlu eden bir takım. Ve bunu da bence devam ettirecektir. Bu konuda hiçbir şüphem yok. Özellikle kulüp başkanımız Tuncay Özilhan'ın coşkusu, inancı ve yıllardır verdiği emek artık bu seviyelere geldi ve aynen bu şekilde devam edecek."
"Sadece Galatasaray taraftarlarından değil, devlet erkanının en üst kademelerinden, çok değerli bürokratlarımızdan, bilim adamlarımızdan, halkımızdan çok destek gördük. Herkese çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin bu tip ulusal başarılarda yeniden nasıl büyük bir halk olduğunu, devlet olduğunu, birlikte tek bayrak altında bütünleştiğini bir kez daha görme fırsatım oldu. Çok gururluyum, herkese teşekkür ediyorum."
"CUMHURBAŞKANIMIZIN TEBRİĞİ ÜLKE BİRLİĞİ İÇİN GÜZEL"
Cumhurbaşkanımız ile maç sonu neler konuştunuz?
"Maç biter bitmez telefonumda 2-3 tane aynı numaradan cevapsız çağrı olduğunu gördüm. Tanımadığım numaraydı. Ancak mesaj kısmında Cumhurbaşkanlığımızın iletişiminden bana mesaj geldiğini ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın benimle konuşmak istediğini belirtmek istediler. Numarayı verdiler, ben de hemen aynı numaradan geri aranınca karşımda Cumhurbaşkanımızın Türkiye adına kutlama tebriğini duydum. Bu beni çok mutlu etti. Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüksek mevkisi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sporu ve basketbolu çok sevdiğini biliyorduk ama böylesine önemli bir olayda anında bana ve oyuncularımıza teşekkür etti. Kupayı Türk halkına armağan ettiğimizi söyledim. Bunlar ülke bütünlüğü için güzel şeyler. Keşke her olayda bu birliği gündeme getirebilsek."
"ALMANYA'NIN SKANDALINA TÜRKÇE YANIT VERDİM"
Final sonrası bir anda Türkçe konuştunuz. O an nasıl duygular içindeydiniz, sizi buna iten olay neydi?
"Turnuva boyunca hep bu konuyu gündeme getirmeye çalıştım. Yıl boyunca maçlarımızı yayınlayan yayıncı kuruluşa Almanya hükümetinin vize vermemesi bana göre bir skandaldı. Basın toplantılarında hep bunu gündeme getirmiştim. O açıdan da maç biter bitmez uluslararası televizyonun canlı yayınındaki İngilizce soruya Türkçe cevap vererek bizim bir bütün olduğumuzu, özellikle de bize karşı oluşan bu cephede bizleri korumak için canlarını feda eden şehitlerimize en büyük minnettarımızı belirtmek istedim. Hazırlanmış bir şey değildi. Ama çok büyük bir coşkuyla bu mutluluğu dış basınla değil Türk halkıyla paylaşmak istedim, o yüzden Türkçe konuştum."
"YILDIZLAR 'DEDİĞİM DEDİK' İLE YÖNETİLMEZ"
Larkin ve Micic başta olmak üzere birçok yıldızı idare edip, bu zorlu şartlarda tek bir hedefe motive etmek şüphesiz kolay değil. Sezon içinde zorluklar oldu mu?
"Bu kadar büyük hedeflere giderken, bu kadar zorlu maçlar oynarken oyuncularınız ile her şey güllük gülistanlık olursa zaten hedefe ulaşamazsınız. Fikir ayrılıklarından kazanç yarattık. O fikir ayrılıklarını negatife değil pozitife çevirdik. Tabii ki biz de bu konuda anlayış gösterdik. Hiçbir zaman 'Dediğim dedik' olmadık ve oyuncularımız da hep bize inandılar ve mutabakata vardık. Sonunda başarı da bu şekilde geliyor. Yoksa bu kadar yıldızın olduğu bir takımda sadece kendi isteklerinizi yapmaya çalışırsanız başarıyı elde edemezsiniz."
"3 GÜN SONRA HEDEF LAZIM!"
"Antrenörlükte zirveye ulaşmak çok önemli. Evet Avrupa'da 4 farklı takımla 4 Avrupa şampiyonluğuna ulaştım. Ama özellikle bu son kazandığımız kupa Avrupa'nın en büyük kupası. Ama şu da bir gerçek ki, sporda hiçbir zaman hedefler bitmez. Şampiyonluklar kazanılır, herkes gururlanır, keyif alır, kutlanır ama iki gün sonra 3 gün sonra yeni hedefler başlar."
"NBA'İ TABİİ Kİ DÜŞÜNÜRÜM"
NBA'de çalışmayı düşünüyor musunuz?
"Bundan sonraki hedefim herkesin alıştığı bu başarıları iki yıl daha aynı seviyede devam ettirmek olacak. İleride tabii ki farklı modeller olabilir mi, NBA'den bir teklif gelir mi, değerlendirir miyim bunları bilmiyorum. Benim NBA'de takım çalıştırıp çalıştırmamayı düşünmem çok önemli değil. Önemli olan NBA takımlarının Avrupa'dan başarılı antrenörlere şans verme, takımların başına geçirip geçirmeme isteği. İleride böyle bir teklif gelirse tabii ki düşünürüm ama şu an için tek konsantrasyonum Anadolu Efes…"
"AİLECEK KUPA SÖZÜ VERDİK"
"Bu fotoğraf turnuvaya gitmeden önceki gün İstanbul'da tüm aileyi toplayıp hep birlikte söz verdiğimiz son aile yemeğimiz. Babam ve annem yaşları dolayısıyla babam 87, annem 83 yaşında bu kez gelemediler. Kızlarım 23 yaşında (Ceren ile Gizem) ve Amerika'da okuyorlar. 2 doz aşıları var. Sırf Final-Four'a gelebilmek için erken döndüler bu sene okullarından. Ancak Almanya Başkonsolosluğu, Türkiye'de kızlarıma vize vermedi. İlk defa kazandığım Avrupa Şampiyonası'nda kızlarım salonda olamadı. Bu tabii ki benim için hayal kırıklığıydı. Aynı şekilde oyuncularımızın ailelerinin hiçbirisine vize verilmedi. Bu konuda ciddi anlamda tepkiliyim Almanya hükümetine…"
Kaynak: sabah