Yani ekranın başında nasıl keyiflendim..
Nasıl coştum..
Çocuklar gibi sokağa fırlayıp, bağıra çağıra koşasım geldi.
Pazartesi gecesi, şahit olduğum sanatsal olay mutlu uyumama yol açmıştı.. Bu defa spor, Fenerbahçe'nin destansı maçı başımı yastığıma keyifle koymama sebep oldu. Kesiksiz uyudum gene.. Ama bu defa, o harika maçı sabaha dek rüyalarımda görerek.. Panathinaikos'u rüyalarımda on defa daha yenerek..
Dile kolay..
Yunan takımının arenası, dünya efsanelerinden..
Onu orada yenmek dünyanın en zor işlerinden..
Hem Pana aslan kesiliyor orda.. Hem de akıllara seza bir seyircileri var, rakibin üzerine cehennem gibi çöküyor.. Hani Ali Sami Yen Cehennemi vardı ya bir zamanlar.. Onu katlayın..
Öylesi..
Ve tarihe bakın.. Pana'yı 11 yıldır bu Arena'da yenen Türk Takımı yok..
Fenerbahçe yenmek zorunda.. Orada oynayacağı maçlardan mutlak ve en az birini kazanmak zorundaki ki, Avrupa Liginde Final 4'e kalsın.
5 maç üzerinden Çeyrek Final.. Turu geçmek için 3 maç almak lazım. İlk iki maç Atina'da.. Sonra iki maç İstanbul'da.. Bu dört maçta 3 yapmak için, orada mutlak bir maç almak zorundayız. Alamadık. İstanbulları kazandık. 2-2 oldu. O zaman beşinci ve sonuncu maç gene Atina'da.. Yani, ne yaparsak yapalım, orda bir maç kazanmadan olmuyor..
Nerde?.
11 yıldır hiçbir Türk Takımının kazanamadığı Arena'da..
Daha birinci maçta bunu başardık, düşünebiliyor musunuz?. Daha birinci maçta işi "Şimdi onlar düşünsün"e getirdik.
Başarıda payı en büyük adamlardan biri, Fener'in koçu Obradoviç..
1999'dan 2012'ye dek Panathinaikos'un başındaki adam.. Tam 13 yıl o takımı zaferden zafere koşturmuş 5 kez Avrupa Ligi, 11 kez Yunanistan Şampiyonu yapmış efsane adam.. Fatih Terim Galatasaray için neyse, Obra, Pana için onun on katı yani..
Maçın ve Obra'nın psikolojisini de düşünün bir..
İlk görüntüler salondan yansıdı ekrana..
Cehennem ki, Dante'nin Cehennemi halt etmiş yanında.. Obra o cehennemi en iyi bilen ve kullanan koç..
Soyunma odasında oyuncularına "Tribünleri unutun. Biz onlarla değil, sizin gibi sahada bulunan 5 kişi ile mücadele edeceğiz" demiş..
Öyle de başladı Fener.. 16-6 öne geçti, daha en başta.. Kısa sürede iki sayılı farka ulaştı. O arenada o Pana önünde.. Sonra.. Sonra, cehennemden bir zebani dokundu sanki Fener'e.. Hiç atamıyorlar. 16'da takılı kaldılar.. Adamlar 6'nın üzerine attıkça attılar.. Hele ikinci çeyrekte bizi iyice çözdüler..
Devre 14 farkla bitince ve kuyunun dibi görününce (42- 28) "Kapayıp yatsam mı" dedim..
Dedim ve yaptım da.. Salondaki televizyonu ve ışıkları kapadım. Yatak odama geçtim..
Uyku modum, yatağımda Jimmy Fallon izleyerek, günün streslerini atmaktır. Hazırlığım tamam..
Kayıtları tıkladım. Jimmy Fallon'un üzerine getirdim. Dokunacağım.. Şeytan dürttü..
"İkinci yarının başından iki dakka izle" dedi içimden bir ses..
Döndüm naklen yayına ki, Obra konuşuyor.. 14 sayı gerideki Fener'in koçu Obra..
"İlk yarıda savunma yapamadık.. Faul bile yapamadık" diye bağırıyor, uzatılan mikrofona..
Demek soyunma odasında ağır konuşmuş..
Tamam.. İkinci yarıda iyi savunma yapacağız.
Yapacağız da, 14 sayı farkın kapanması için atmamız da lazım?. Kim atacak?.
Bogdanoviç'ten başka eli sıcak adam yok.. Atması gereken asıl adam Sloukas..
Ama yıllarca ezeli rakip Olimpiakos forması ile Pana'nın hep rakibi olmuş Sloukas topu her eline aldıkça cehennem gibi ıslıklanıyor..
Sinirli.. Geçin en kolay şutları, turnikeleri bile kaçırıyor.. 20 dakika sayısı sıfır.. Sıfır..
İkinci yarı gördüklerimi anlatamam..
Bir Obra ve Fener mucizesi.. 14 sayı geriden gelip, 14 sayı öne geçmek ne demek?.
Hem de o efsane Arena'da maçın son dakikalarını kabak çekirdeği rahatlığında oynayacak fark yaratmak.. Nerde o kapkaranlık ilk yarı, nerde bu ışıl ışıl ikinci yarı.. Hem de 32 dakika parkede kaldığı maçı "0" sayı ile bitiren Sloukas'a rağmen..
Kaynak: sabah