Fenerbahçe BEKO, Euroleague’de deplasman kabusuna Bologna’da da dur diyemedi ve arka arkaya dördüncü kez mağlup olurken, ilk 8 içindeki yerini de kaybetti.
Sarı-Lacivertli takımın, üst üste gelen sakatlıkları tolore edebilecek geniş bir rotasyonu olmadığına, bu yüzden de bazı oyuncuların üzerine fazlaca baskı bindiğini, bazı isimlerin devreye giremediğinin, bazılanının “girme ihtimalinin dahi olmadığının!” altını çizmiş, yine coach Itoudis’in Türk oyuncuların (Türkiye Ligi hariç) yüzüne bile bakmadığına dikkat çekmiştik.
Itoudis, yukarıda saydıklarıma dün – hem de son dönemin en formda ismi Tarık Biberovic de kafa travması nedeniyle yokken – “hazır olan Dorsey’yi oynatmayarak” bir yenisini ekledi! Sebebi disiplinsizlik midir, başka bir şey mi, kulüpten bir açıklama yapılmadığı için bilemiyoruz. Ancak eğer disiplinsizlik olsa, kadroya alınmazdı herhalde… Coach kararı böyle ise o zaman adama (Itoudis’e) sorarlar; eğer Dorsey oynamıyorsa, takımın bütün ritmini dibe vurduran, savunmada Euroleague tarihinin “en kolay geçilen adamı” olmaya aday, hücumda zerre kadar katkı veremeyen Sestina şu takımda hala süre alıyorsa (hem de 9 dakika!) bu işte bir gariplik var!.. Itoudis, Melih’e, Şehmus’a, Sertaç’a yaptığını bu kez Dorsey’ye yaptı!.. Derdi ne, bilemiyorum!.. Ancak bu gidişat hiç ama hiç iyi değil… Takım, takım olmaktan uzaklaşıyor git gide… Ters giden şeyleri düzeltmek için hala zaman var… Ama bu, takım içi dinamikleri yeniden dizayn etmeden, bazı değişiklikler yapmadan olacak gibi durmuyor.
Dünkü oyuna bakacak olursak eğer, yine iyi başlayan, Motley’yi belki de sezon başından beri pota altında ilk kez bu kadar çok topla buluşturan ve 14. Dakikaya kadar da (30-35) momentumu elinde tutan bir Fenerbahçe BEKO vardı sahada… Ancak oyunun böyle devam edemeyeceği, uzunlara yardım getiren Virtus’a karşı çizgi gerisinden de üretmek gerektiği netti. İşte bu noktada sıkıntı başladı. Kaçan dış atışlar, birkaç basit hata, verilen hücum ribaundları derken momentum kısa sürede el değiştirdi ve bir daha da hiç Fenerbahçe’ye geri dönmedi… Artan fauller nedeniyle rotasyon da iyice “arap saçına” döndü! Itoudis’in belki de en zayıf yönü sahaya yüksek verim sağlayan beşi bulup, süreyi onlar üzerinde yoğunlaştıramaması… Bazen faul problemi de olsa (mesela dün ve hemen her maç (!) Motley) sahada tutmaya ısrar edip, riski göze almalı…
Ev sahibi Virtus, kenardan gelen oyuncularından 37 sayı, 16 ribaund, 6 asist, 3 top çalma gibi bir değer yarattı… Fenerbahçe cephesinde ise bu detay 20 sayı, 6 ribaund, 6 asistte sınırlı kaldı. Wilbekin’in, 4/14 saha isi isabetle oynadığı, Dorsey’nin, Tarık’ın, Pierre’in olmadığı, Hayes-Davis’in çizgi gerisinden bir türlü ritmini bulamaması (0/3), kenardan da beklentileri karşılayamayan Sarı-Lacivertliler’in kaybetmesindeki “üçüncül” faktördü!.. İkincisi ise Itoudis’in “bildiğini okuma inadı!”…
RÜZGAR VIRTUS’UN ARKASINDAYDI!
Birincisi ne diye soracak olursanız, küçük detayların belirleyici olduğu bu seviyede o detaylara hakem düdüklerinin dahil olması… Oyuncu, sahada ağzı ile kuk tutsa bir işe yaramayacağını, oyuna başka bir gücün hükmettiğini hissettiğinde yapacak fazla bir şey yoktur…
Fenerbahçe BEKO normal şartlarda da kaybedebilirdi dün… Ama hakemler faul düdüklerindeki “adaletsizlikle” Virtus’un işini kolaylaştırdılar.
Bu sezon ilk kez bir maçta “saha avantajı” denen ve ortada olan 1-2 kararın ev sahibi lehine çıkması olarak özetlenen kararlar “abartılı” bir şekilde sahaya ve sonuca yansıtıldı. 1 değil, 2 değil en az 8-10 faulde lehte ve aleyhte çalınan düdükler sonuca direk etki etti. Klasik tabiriyle savunmada “Euroleague sertliği” Virtus Bologna için geçerli olurken, Fenerbahçe BEKO’lu oyuncular, rakibin “kılına dokunduklarında” faul düdüğüne maruz kaldılar. Üstüne üstlük hücum faul kararlarında da yine ev sahibi lehine bariz bir dengesizlik vardı. Maç son çeyreğin başında kopana kadar da bu böyle devam etti. Sonrasında, uzun yıllar önce FIBA organizasyonlarında çokça şikayet alan “çevir kazı yanmasın” tarzı “toparlama” düdükleri geldi. Hiç ama hiç inandırıcı değildi!.. Normalde hakemlerle hep seviyeli, tatlı-sert tartışmalar yaşayan coach Itoudis’i bile çileden çıkardılar!.. Haklı olarak isyen edince de oyundan attılar. Ve bu sezon ilk kez, Fenerbahçe BEKO adına sahadaki performansı doğrudan etkileyen bir hakem skandalı yaşandı.
Bu sezon hakem performansında sadece dünkü bu maç değil, birçok karşılaşmada benzer skandal yönetimler, kararlar çıkıyor. Geçmiş yıllara oranla hatalar arttı, şikayetler fazlalaştı.
Arka arkaya gelen dört yenilgi sonrası toparlanmak hem de sakatlık sıkıntıları sürürken hiç de kolay olmayacak Fenerbahçe BEKO için… Euroleague’in yenilgisiz lideri Real Madrid ile evinde oynayacağı maç bu açıdan bir fırsat… Ama bunu fırsata dönüştürebilmek, 5-6 günde ayağa kalkıp, bambaşka bir kimliğe bürünmek için oyuncusundan coachuna herkesin bir araya gelip eteğindeki taşları dökmesi, tekrar o birlikteliği, bütünlüğü yakalaması gerek…