Anadolu Efes, Olympiakos deplasmanında berbat bir hücum performansıyla farklı kaybederken, dev ligdeki geleceği açısından da iyi sinyaller vermedi.
Valencia karşısında “savunmayı toparlıyor” görünen Efes bu kez hücumda “çuvalladı!”… Ama hem de ne çuvallamak, öyle böyle değil!..
37 dakika geride kalırken 48 sayıdaydı Lacivert-Beyazlılar!.. Buna özde zaten iyi bir savunma takımı olan Olympiakos’un geçen hafta uzatmada kazandığı Partizan maçında yediği 94 sayı sonrası Efes’e karşı sahada daha dirençli durmasının payı vardı elbet… Ancak sorun daha çok Efes’in hücumdaki “dinamoları” Clyburn, Beaubois ve Larkin’in bu savunmayı çözecek formülleri devreye sokamamalarıydı. Özellikle Beaubois&Clyburn ikilisinin 16 atıştan sadece 2 basket çıkarabilmeleri dünkü farklı yenilginin istatistiklere yansıyan en net olumsuzluğuydu. Tabii bir de bu sezon şu ana kadar ortaya çıkan bir başka gerçek, bu gibi büyük maçlarda Micic gibi takıma liderlik edecek, düştüğü zaman ayağa kaldıracak bir oyuncunun olmaması… Sırp guardın NBA’e gidişi sonrası ne Larkin, ne Thompson ne de Beaubois – ki sezona çok iyi başlamıştı – sahada bu sorumluluğu alacak yapıda isimler değiller… Sakatlıktan dönen Elijah Bryant’ın, dün Efes’in tek çift haneli skor bulan ismi olması da bu sorunun ortaya çıkmasında “turnusol” etkisi yarattı. Kısacası Efes, Barcelona ve Real Madrid’den sonra Final-Four adayı bir rakibine daha “silik” kaldığı bir maçı farklı kaybetti.
Bazen bir oyuncunun verdiği “negatif enerji” bulaşıcı hastalık gibi yayılır tüm takıma… Dünkü molalarda Tyrique Jones’un vücut dili bu anlamda çok şey anlatıyor… Efes’in işi kolay değil demiştik… Her geçen gün daha da zorlaşıyor… Geçen haftaki iki galibiyet de bazı olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yetmemiş…