12 Dev Adam için İtalya karşılaşması olimpiyat elemeleri öncesi Bormio kampının hemen ardından iyi bir test niteliğindeydi.
Geçmişte hemen tüm hazırlık kampları sonrası, özellikle de kondisyon yüklemesinin ardından performans olarak beklentilerin altında kaldığımıza çokça şahit olmuştuk. Dün, bunun da ötesinde Alperen Şengün’ün yokluğunda ve de “devşirmesiz” kadromuzla, özellikle de ikinci yarıda iyi bir Milli Takım vardı sahada…
Aslında ilk yarıda da hücumda hiç de fena iş çıkarmamış, gerek Ömer Faruk Yurtseven’in iki pota altında da kurduğu ezici ribaund üstünlüğüyle, gerekse kısalarımızın potaya giderek ürettiği sayılarla istediğimiz üretkenliği sağlamıştık. Ancak savunmada, İtalya’nın geçiş hücumlarına çare üretemedik. Buna bir de Fontecchio önderliğinde ev sahibi takımın çizgi gerisinden yüksek yüzdeli oyunu eklenince, potamızda 49 sayı gördüğümüz devrede 11 sayı gerideydik.
İkinci yarının başında, savunmada direnci yukarı çekmemizle birlikte ilk devrenin suskun ismi Furkan Korkmaz’ın devreye girmesi, 3 dakika 20 saniyede 12-0’lık “şok” seriyi de beraberinde getirince bir anda öne geçtik ve maça ortak olduk. Doğuş’un savunmada “tetikleyici” unsur olduğu bu evredeki dinamizm ve artan özgüven, Ay-Yıldızlılar’ı oyunun sonuna kadar maçın içinde tutmaya yetti de arttı bile… Ancak Doğuş’un kırılma anlarında yaşadığı büyük şanssızlık ve sakatlanıp soyunma odasına gitmesi, takımın ritmini de bozdu.
Dün daha hazır görünen ve bunu da şut yüzdesiyle skora yansıtan İtalya, son bölümde yine 1-2 kritik üçlüğü sayıya dönüştürünce maçı kazanma noktasına getirdi.
YOK ARTIK SADIK KABACA!
Spissou’nun, takımı 3 sayı önde iken önce serbest atış çizgisinden 0/2 ile dönmesi, ardından da süreyi kullanıp maçı bitirmek yerine erken atışla ikinci hatayı yapması sonrası ribaundu alan Sadık Kabaca için, belki de kariyerinin en müthiş basketini bulma fırsatı doğdu. Ribaundu alıp, “yaradana sığınıp” rakip potaya savurduğu top çemberden geçince bir “basketbol mucizesine” daha şahitlik etmiş olduk. Ve maç 75-75’le uzatmaya gitti.
Uzatmaya da 5-0’la girdik. Ancak rakibin Fontecchio ve Spissou ile bulduğu kritik sayılara düzenden çıkıp biraz da aceleci atışlarla karşılık vermeye kalkınca kaybettik. Normal sürede de kaybedebilirdik. Ama Ay-Yıldızlılar’ın İtalya karşısında, özellikle de ikinci yarıdaki oyunu umut verdi.
Şanssızlık mı, kısmet mi, onu zaman gösterecek. Ancak devşirme yıldızlarımız Larkin ya da Wilbekin’den biri olmadan, Alperen’in de dahil olacağı bu takım umut veriyor. Furkan ve Onuralp gibi iki şutörün bir arada olduğu bu düzende bu ikilinin de veriminin yukarı çekilmesi Milli Takımımız’a bambaşka bir çehre kazandırabilir… Alperen, Ömer Faruk, Sadık ve Ercan gibi etkili uzunların olduğu bu düzende keşke iki devşirmemizden biri sahada olabilseydi… Yine de bunu bir fırsat olarak değerlendirip, Kenan ve Doğuş’la (umarım sakatlığı ciddi değildir) olimpik eleme sürecini geçebilmek, devşirme konusunu yeniden masaya yatırabilmek adına önümüze “yeni ufuklar” açabilir…