Haftalardır Fenerbahçe BEKO’ya bir şutör guard takviyesi yapılması gerektiği yazılı, görsel, sosyal medyada defalarca dile getirilmiş ve hala da yazılıp çizilmeye, konuşulmaya devam ediyor…
Ve hala bir maçı daha aynı sıkıntı yüzünden kaybediyorsanız eğer, o yenilgi artık coach Djordjevic’in kimya özrüne, kader anlarındaki etkisizliğine ve beceriksizliğine ya da oyuncuların saha içindeki bireysel hatalarına değil YÖNETİME yazar…
Kamuoyunun, basketbolla uzaktan yakından ilgili herkesin artık vakıf olduğu bu sorundan basketbol şubesini yönetenlerin, hatta Başkan Ali Koç’un bile bihaber olması mümkün değil… Eğer farkında değillerse durum vahim… Ama farkındalar ve tıpkı ekranları başında ya da tribündeki seyirciler gibi izliyorlarsa işte bu daha da vahim!.. Koca sezonu ve onca yatırımı çöpe atacak kadar duyarsız kalmanın açıklaması ancak İHANETLE mümkün olabilir!.. Fenerbahçe BEKO’nun hedefi Euroleague’de normal sezonu kazasız belasız atlatmak mı, yoksa büyük hedefler peşinde koşmak mı? Buna birilerinin açıklık getirmesi gerekiyor…
* * *
Bobby Dixon, önce geçen sezon Kokoskov’un kibrine kurban edilip, sezon sonunda da “emekli” edilmese inanın yaşı ilerlemiş haliyle dahi araya iki üçlük sıkıştırıp şu takımı ayağa kaldırırdı; eminim!..
Euroleague’in en sıradan takımlarında bile kader anlarında sorumluluk alıp maç kazandırabilecek en az 1-2 oyuncu varken, Fenerbahçe BEKO’nun “yeni Ulanovas’ı” Shayok’la maça başlayıp, psikolojik üstünlüğü rakibe kaptırıp, potadan “öcü gibi” korkan Henry’nin eveleyip gevelemesine bel bağlaması, kariyerinin en berbat sürecini yaşayan De Colo’dan medet umması ve doğal olarak sonuç alamaması çok acı…
Basketbolda klişeleşmiş “guardın kadar konuşursun” deyimi dün yine maçın ana temasıydı…
Sorun 1 numarada… Net… De Colo ve Henry’nin 8 üçlük denemesinden tek isabet dahi bulamamaları, 25’er dakika süre alıp yine toplamda 5 sayıda kalmaları, yine toplamda ancak Vesely kadar (3) asist üretebilmeleri TRAJİK bir durum değildir ne nedir?.. 2 guard, 50 dakika, 5 sayı, 3 asist!.. 16 şut atmışlar, topu çemberden topu topu 2 kez geçirebilmişler!.. Yahu şu maça genç takımdan iki guard götürseniz daha kötü ne olabilir ki?.. 3/20 (% 15) 3 sayı isabetiyle Eurooleague’de maç kazanmak artık mümkün değil…
Maç sonunda Şehmus’la sahada kalıp kaybetmeyi göze alamayan, yine doğru beşi tesadüfen 3. periyodun sonunda bulan, onu da maç kafa kafaya geldiğinde yine iyilerle değil, “TECRÜBELİ KÖTÜLERLE” maç sonunu oynama hastalığı yüzünden değerlendiremeyen Djordjevic’in bu “klonlanmış” yenilgilerinden artık gına geldi!.. Sorun 1 numarada dedik ya; eski bir 1 numara olan Djordjevic’i de işin içine katınca Fenerbahçe BEKO için problemin ne kadar devasa olduğunu söylemeye de gerek yok sanırım…
Vesely’ye üzülmemek elde değil… Takımı için canla başla çırpınıyor. Ama bir yere kadar… Etrafında Şehmus ve Polonara dışında maçı ısıran, yüreğini ortaya koyan kimse olmayınca tüm çabaları da boşa gidiyor. Buna rağmen geri adım atmadan mücadeleye devam ediyor; helal olsun…
7 mağlubiyetle geçilen 10 hafta sonunda ortaya çıkan tabloda, Fenerbahçe BEKO’da “ana unsur” özelliği taşıyan üç oyuncu var, onlar da Vesely, Polonara ve Şehmus… Djordjevic sayesinde ikinci plana itilen ve oyuna küsen Pierre de bu üçlünün arkasından geliyor… Fiziksel olarak yetersiz kalan Guduric’in bir an önce hazır hale gelmesi önemli… Bu seviyede maç kazanabilmek, sadece uzunların üretimiyle mümkün değil… Oyun görüşü olan net şutör bir 1 numara elzem… Onun için de transfer şart!..