Fenerbahçe BEKO, sahada hemen her şeyi daha iyi uyguladığı, daha fazla oyuncusundan verim aldığı ve en önemlisi de kazanmayı çok daha fazla istediği mücadelede Anadolu Efes’i açık farkla yendi.
Oyunun tüm parametlerinde birkaç adım öndeydi hep Sarı-Lacivertliler… Anadolu Efes’in, Singleton, Moerman ve Dunston’lı üç uzunlu beşi, daha ilk 5 dakikada 5 top kaybı yaptı.
Fenerbahçe BEKO’nun bu sezonki en önemli hamlelerinden biri, Türk oyuncu yelpazesini genişletmiş olmasıydı. Bunun da olumlu etkisini ilk kez dün bu kadar net hissetti Sarı-Lacivertliler… Şehmus Hazer’in enerjisi, Kanarya’nın sahada elini rahatlatırken, genç oyuncu belki de uzun zamandır beklenen “soluk” olabileceğini kanıtladı dün… Türk basketbolu, uzun zamandır O’nun kadar özgüvenli, kararlı, oyuna karakter koyan, oyun görüşü olan, fiziksel temastan kaçmayan, eli titremeden şut, serbest atış kullanabilen bir oyuncuya şahitlik etmedi. İdmanlardaki çalışkanlığı ve disiplini,karakteristik özellikleri Şehmus’un “yıldızların büyülü dünyasında kaybolma” gibi bir derdi olmayacağının da garantisi… Fenerbahçe BEKO’ya ve Türk basketboluna hayırlı olsun…
Şehmus’un yarattığı sinerji takımdaki diğer Türk oyuncularda da karşılık bulunca Metecan, Melih, Tarık ve Ahmet’le Fenerbahçe’deki Türk oyuncuların bir derbi galibiyetine katkısı, belki de tarihte ilk kez yabancı oyuncuların önüne geçti… 90 sayının tam 52’sine imza attı Türkler… Hem de sezona aralarında “en verimli” başlayan İsmet Akpınar süre almamışken!.. Tabii bu istatistikte, De Colo ve Henry’nin (toplamda 16 asist) kendine değil takıma paylaştıran olmaları, Pierre, Vesely ve Booker’ın da bireysellikten uzak, paylaşmayı odak noktasında tutan görüntüsü, Kazan maçından sonra ikinci kez Fenerbahçe BEKO’nun bu anlamda “süreklilik” için çaba gösterdiğini ortaya koydu. Zaten maçı koparmalarını sağlayan geçiş hücumlarının başlangıcı savunmadaki müthiş yardımlaşmalarından geldi.
Anadolu Efes coachu Ergin Ataman, “kısa rotasyonundan istediğimiz verimi alamadık” demiş ancak sanki sahada uzunların verimsizliği daha çok sırıtıyordu yine… Zaten üreten kısalardan ikisi (Micic ve Simon) yoktu dün… Larkin önceki maçlara göre dün üretken bile sayılırdı. Beaubois elinden geleni yaptı. Erten Gazi kenardan gelip düşen takımını ayakta tutmaya çalıştı. Kısaların önemli süre alıp da en verimsiz kalanı Buğrahan’dı. Ama o da sakatlıktan yeni çıkmıştı, hazır olmaması çok normaldi.
Petrusev’in yokluğunda Efes adına dün maçın kaybedilmesindeki ana unsur, bu sezon “kötü” savunmanın yanında uzun pozisyonundan, özellikle de pivotlardan sınırlı katkı gelmesiydi. Ne kısa vadede Petrusev, ne Dunston ne de Pleiss, Sertaş Şanlı’nın boş bıraktığı rolü doldurabilecek gibi durmuyor. Elijah Bryant transferi elbette kısa rotasyonuna Simon sakat, Buğrahan da form tutamamışken ilaç gibi gelir. Ancak asıl sıkıntı bence hala uzunlarda…