Evet; tek kelimeyle mucize!..
Bir ay gibi kısa bir süre içinde “saç baş yolduran” basketboldan “mükemmele” doğru uzanan yolda Fenerbahçe BEKO’nun geçirdiği evrim öyle pek de kolay rastlanacak türden değil… Ama sebebi ne olursa olsun memnuniyet verici elbette…
Gözle görünen, algılanabilen kısmına bakacağız elbet biz… Çünkü diğer kısmına mercek tutmak pek de olası değil… Perde arkasında neler yaşandı, ne gibi gelişmeler oldu da aynı teknik ekip ve oyuncu grubu, bir anda böylesine olağan dışı bir değişimle izlemesi keyif veren, ne oynadığını bilen, savaşan, paylaşan, oyuna akıl koyan ve en önemlisi de ÖZGÜVENİ TAVAN YAPMIŞ bir takım haline geldi?.. Daha doğrusu, olması gereken buydu da, niye bu tabloyu görmek bu kadar gecikti?.. Bunların cevabını ilerleyen zamanda buluruz elbet. Önemli olan bu gelişimi, bazı yanlışlardan dönüldüğünü görmek, gözlemlemek…
Değişimde rol oynayan gelişmeleri sıralayacak olursak eğer, şöyle:
1-)İlk ve en önemli sebebi, Vesely’nin sakatlıktan dönüşüyle birlikte Sarı-Lacivertli takımın “çok yönlü mobil uzununa” kavuşması… Çabuk ayaklı, saha görüşü ve asist özelliği olması onu farklı bir yere koyuyor. Tabii onun sadece bedenen değil, kafaca da hazır dönmesinin bunda payı büyük…
2-)Savunma sertliğinin Vesely ile birlikte yukarı çekilmesi. Bunun, oyunun geneline yayılması. Lorenzo Brown’ın da Vesely ile birlikte savunma sertliğinde çıtayı çok yukarıya çektiğini, bu ikilinin mücadelesinin, takımdaki diğer dişlileri de motive edip, Baskonia maçındaki görüntüsüyle tavam yapan savunma seviyesinin açığa çıkması.
3-)Marko Guduric’in takıma dahil olmasıyla Fenerbahçe BEKO’nun saha içinde oyuna akıl koyma konusundaki eksiklikleri ortadan kalktı. Guduric, NBA’den hazır dönmese de şu ana kadar verdiği katkıyla Sarı-Lacivertli takımın çehresini değiştirdi. Kanarya, O’nu geri alırken, üç namaradan katkı adına eksiklerin ortadan kalkmasını hedefliyordu. Fazlasını aldı.
4-)Coach Kokoskov, Avrupa’da NBA’deki oyunu copy-paste yaparak başarılı olunamayacağını biraz gecikmeli de olsa idrak etti. Topun 1-2 oyuncunun elinde parladığı düzen, sezon başından beri aksayan ve bir türlü oturmayan (oturamayacağı da aşikar olan) sistemin en önemli sorunsalıydı. Bundan ne zaman vazgeçildi, o andan itibaren taşlar yerine oturmaya başladı. Eminim bundan en çok memnun olan isimler, o süreçte sistem gereği top elinde eveleyip geveleyip bir şey üretememenin sıkıntısını çeken De Colo ve Brown’dır!..
5-)Paylaşım, bir takımın ileriye gidebilmesi için olmazsa olmaz. Fenerbahçe BEKO, son dönemde bu açıdan da bırakın sorunlarını çözmeyi, rakiplerine örnek olacak bir seviyeye geldi. Sadece savunmada değil, hücumda da hem topun değerini bilen hem de topun sürekli el değiştirdiği, en doğru atış gelene kadar pasta ısrar edilen bu düzen, Baskonia karşısında 29 asistle karşılık buldu.
6-)De Colo, sonunda basketbol oynamaya karar verdi!.. Espri bir yana, Fransız guard, daha kısa bir süre öncesine kadar, hatta geçen haftaki Kızılyıldız deplasmanında dahi saç baş yolduran ve sadece hataların olduğu grafiğiyle umutları iyice azaltmıştı. Herhalde Fenerbahçe’deki bu değişimin en “akla kara gibi” birbirine tamı tamına tezat oluşturan örneği De Colo!.. Ne oldu da bir hafta içinde De Colo böylesi bir değişim yaşadı?.. Gerçekten merak ediyorum. Onu Baskonia karşısında izlerken, kariyerinin en parlak günlerinden esintiler sunduğunu gördük. Fenerbahçe’ye geldiğinden beri bu bir ilkti… Umarım devamı da gelir…
Fenerbahçe BEKO’nun bundan daha bir ay önceki halini görmemiş olsak, Baskonia maçındaki mükemmele yakın performansı bu kadar şaşırtıcı olmazdı. 96 sayı üretti Sarı Kanarya… Hücumu 29 asist üzerinden döndürmeleri paylaşımın en güzel göstergesiydi. Brown’ın sanki 2 değil 4 kolu vardı. Savunmada herkese yardım etii, hücumu organize etti, sayı üretti. En güzeli de 3 sayı çizgisinin gerisinden ilk kez bu kadar yüzdeli oynadı. Guduric F.Bahçe’de kaldığı yerden ama üzerine koyarak devam ediyor. Ahmet’in gelişimi böyle bir katkıya büyük ihtiyaç duyulan şu süreçte ilaç gibi… Barthel ve Dixon yoktu ama takımdaki diğer unsurlar, başta Vesely olmak üzere bu eksiği en iyi şekilde kapayınca sıkıntı hissedilmedi. 15/28 3 sayı yüzdesi yüksek motivasyonun da işaretiydi.
Fenerbahçe BEKO’yu böyle görmek çok güzel. Hala gelişecek, geliştirecek yönleri var. Ama eğer bu yeni düzenden taviz vermezlerse daha güzel günler de uzak değil… Ve hala bir uzun transferi şart…