Son yazımda KASKİ koçu Ayhan Avcı’dan da övgülerle bahsetmediğim için Beşer Kardeşim yolladığı yorumda beni uyardı. Özür diliyor ve koç Ayhan Avcı’yı da tebrik ediyorum. Unuttuğun sadece Ayhan hoca değildi, Galatasaray yardımcı koçu Derya Özyer’i de unutmuştum. Derya Özyer’in bir bayan asistan koç olarak Ekrem Memnun ile oyuncular arasındaki iletişimi kolaylaştıran, karşılıklı anlaşmayı artıran çok faydalı bir asistan koç olduğu da tartışılmaz. Onu da yürekten kutluyorum.
Işıl Alben için birkaç ilave yapmak istiyorum. Bugün Amerika kökenli siyahi oyuncular Amerika’dan sonra Dünya Basketbolu’nu da kontrollerine alma yolundalar. NBA play-off maçları başlıyor, dikkatle izleyin, çoğu maçta sahada sadece siyahi oyuncular göreceksiniz. Her takımda en çok bir-iki beyaz oyuncu var. Onlar da Amerikalı seyircilerin “Basketbol siyahilerin oyunu oldu” demesinler ve tribünlere gelsinler diye zoraki seçilmiş oyuncular. Irkçılık yaptığımı sakın düşünmeyin. Siyahi oyuncular beyazlara göre doğuştan daha atletik, daha çabuk ve daha çok zıplıyorlar. Siyahilerin üstünlüğü sadece erkekler için geçerli değil. Bayanlar basketbolunda da siyahilerin üstünlüğü her geçen daha artıyor. Bütün bu siyah oyuncu dolu takımlar içinde bizim sapsarı genç kızımız Işıl Alben’in başarısı bütün beyaz oyunculara ümit saçmakta. Ama Işıl’ın Rus takımlarından teklif alması bir yandan da bizleri düşündürüyor çünkü Avrupa kulüplerinden teklif alan bir tek erkek oyuncumuz yok. Varsa da ben bilmiyorum. Bu yüzden yine dönüp dolaşıp Türk çocuklarını “Biz nasıl büyük oyuncu yaparız” konusu önümüze çıkıyor.
Büyük oyuncu yetiştirmek konusunu Türk koçların sezmesini bekliyoruz. Ancak yıllardır koçların konsantrasyonu haklı olarak maç kazanmak, takımlarını şampiyon yapmak üzerinde yoğunlaşıyor. Biz yıllardır oyuncu geliştirmek asistan koçların görevidir deyip duruyoruz ama oyuncu geliştirme koçu konusunda hala bir tek adım atamadık. Üstelik elimizdeki bilgili, tecrübeli basketbol adamlarını bile kullanmıyoruz. Yine konu Aydın Örs’e geliyor. Aydın Örs Türkiye’nin en tecrübeli, en bilgili, karakterli basketbol adamı. Aydın Örs’ün Antalya’da evinde oturup maç seyretmesi beni çıldırtıyor. Aydın’ın Türk çocuğuna, Türk Basketbolu’na katacağı o kadar faydalar varken bu gerçeği TBF Başkanı’nın görmeyişi çok yazık hatta ayıp.Benzer bir konu da Efes için geçerli. Efes’te de çok tecrübeli koç Çetin Yılmaz var. Bence Çetin Yılmaz Efes’te Semih Erden’e özel danışman (mentör) olsaydı, Semih’i de kaybetmeme şansımız olabilirdi diye düşünüyorum. Efes’ten bahsetmişken bütün genç Türk koçları da kendilerini geliştirmeleri yönünde uyarıyorum.
Bugün Türkiye’de biri Banvit’te, biri Efes’te Yunanistan’dan asistan olarak gelen iki genç koç sorumluluk üstlenmiş durumdalar. Bence ikisi de iyi koçlar. Dimitris Itoudis’in yeteneği Banvit’in başarıları ile gözler önünde. Efes’te de eğer Semih kaybedilmemiş olsaydı bugün Türk Basketbolu’nun gururu Efes için üzülmezdik. Bugün Avrupa’da çalışan hiçbir genç koçumuz yok. Genç koçlarımız bu resme bakıp, kendilerini geliştirme yolunda daha gayretli olmalıdırlar. Bir yandan genç koçlar kazanıp derken, kendilerini ispatlamış genç koçlarımızı da kaybetmememiz gerekir. Oktay Mahmuti uzun bir süredir ortada yok. Oktay’ın “Herşeyi, herkesten iyi bilirim” anlayışı artık her tarafından biliniyor. Bu kendine aşırı güve onun oyuncularla ilişkilerini zedeliyor. Ama Oktay’un bu psikolojik problemine karşı Türkiye’nin en iyi 5 koçundan biri olduğu da gerçek. Gelişmenin, olgunlaşmanın sonu yoktur. Bütün bu olup bitenlerden sonra Oktay’ın daha olgun, daha mütevazi döneceğine inanıyorum. Oktay’a gerek verecek herhangi bir Türk takımı zirveye oynar. Hatırlatıyorum.
Türk Basketbolu gelişiyor, Türkiye’nin en büyük şirketleri ve iş adamları zirveye oynayacak takımlar kurma heyecanı taşıyorlar. Darüşşafaka Doğuş beraberliği bunun bir örneği. Arkadan da Acıbadem Grubu’nun şampiyon olacak bir kulüp kurma kararı bizleri sevindiriyor. İsterseniz bugün gerçekleşmiş Darüşşafaka Doğuş beraberliğinden söz edelim.
Darüşşafaka Spor Salonu’nun adı “Ayhan Şahenk Spor Salonu”. Şahenk (Doğuş) Grubu’nun Türk sporuna bir hediyesi. Darüşşafaka Doğuş takımının başarılı olacağı tartışılmaz bir gerçek. Takımın başında Türkiye’nin genç ama güçlü iki ismi var: Orhun Ene ve İbrahim Kutluay. Onların takımı zirveye taşıyacakları tartışılmaz bir gerçek ama Doğuş Grubu’nun patronu Ferit Şahenk Bey’in elinde başka büyük bir fırsat var. Darüşşafaka bugün Türkiye’nin en verimli kampüsü. İki yan yana salonu, yemekhanesi, oyuncuların rahatça kalabilecekleri tesisleri var. Özetle Darüşşafaka Kampüsü “Oyuncu Geliştirme Merkezi” uygulaması için ideal bir yer.Yetenekli Türk çocuklarının günlerce, hatta aylarca kalıp büyük oyuncu olma yolunda çalışmaları için Türkiye’de bundan daha uygun bir yer yok. Bu yüzden de Ferit Şahenk Bey’e çağrıda bulunuyorum. Darüşşafaka Doğuş Kulübü büyük oyuncu yetiştirme merkezi de olursa Şahenk adı sadece kapalı salonla değil, Türk Basketbolu’na çağ atlatan bir isim olarak hatırlanır. Bizden söylemesi.